Ne kadar istemesem de yeni bir güne uyanmıştım. Üstelik evdeki gürültüyle. Bağırıştan çok mırıltı gibiydi ama iki kişinin tartıştığını anlayabiliyordum.
Sessizce odadan çıkıp salonun kapısına geldim. Annemle babamın tartıştığını görünce onlara görünmeden odama gitmeye karar verdim. Ama babamın söylediği cümleyle oraya çakıldım.
"Yarın Japonya'ya gidiyoruz."
Parmak uçlarımda, saklandığım yere döndüm ve onları dinlemeye başladım.
"Bu da ne demek oluyor?"
"Gidiyoruz dedim uzatma! Onu daha fazla burada tutamayız."
Neyi kastediyordu? Beni mi? Neden?
"Eninde sonunda hatırlamayacak mı sanıyorsun?"
"Burada mı olsun istersin? Beni dinlemek zorundasın. Bir bahane bul ve ona açıkla. Sonuçta annesisin. Değil mi?"
Kafamı uzattığımda babamın alaycı gülümsemesini görmüştüm. Fark edilmemek için tekrar hızla saklandım.
"Ne dememi istiyorsun ona? Neden aniden gidiyoruz?"
"Burada bir şey yapamayız anlamıyor musun? Önce ülkeden çıkmamız gerek."
Ne yapacaklardı ki? Söz konusu ben miydim gerçekten? Ailem bana ne yapacaktı?
"Lanet olsun! Bu saçmalığa daha fazla göz yummak istemiyorum. Sana her şeyi unutmaya çalışacağımı ve bunu aşabileceğimizi söyledim. Ama onu eve getirdin!"
Ne demek istiyorlardı? Yani annem beni sokakta bırakmak istiyordu ama babam dinlemeyip beni tekrar almış mıydı?
Tam olarak ne olduğunu anlayamasam da benden çok önemli bir şey sakladıklarına emindim. Ama bunu öğrenme işini daha sonraya bıraktım.
Gözlerimi ovuşturarak içeri girdim.
"Günaydııın."
Neşeli olmasına dikkat ettiğim sesim çoktan beni dinlemeyi unutmuştu bile.
"Neyin var oğlum?"
"Gece az uyudum baba. Hatırlamaya çalışırken başıma ağrı giriyor ve..."
"Oğlum-"
Tam tepki verecekken onu susturdum. Çünkü konuşmalarından hatırlamamı çok da istemediklerini anlamıştım.
"Aslında baba.. Ben vazgeçtim. Yani hatırlamak falan istemiyorum. Hatta terapiyi de bırakabilirim. Elbet zamanla hatırlarım diye düşünüyorum. Artık uğraşmayacağım."
Önce gülümseyerek birbirlerine baktılar. Sonra da benim orada olduğumu hatırlayıp yanıma geldiler. Ailem gibi hissetmediğim insanların bana sarılması hoşuma gitmiyordu. Ama onlara zoraki bir karşılık verdim.
Ayrılmak için kahvaltı masasını bahane olarak kullandım ve hemen onlardan uzaklaştım.
"Ah Tanrım! Çok acıkmışım."
Hızla bulduğum her şeyi ağzıma tıkıştırdım. Bana şaşkınlıkla bakıp gülümsüyorlardı.
Benden hemen önce tartışıp, ne olduğunu anlamadığım bir konu konuşurken şimdi nasıl oluyordu da değişiyorlardı. Gülümserken içten olmadıklarını bile görebiliyordum artık.
Hala onlara yük olduğumu ve istenmediğimi hissediyordum. Buna bir de hiç sevilmiyor olmak eklenmişti.
Kahvaltımı edip odama çıktım. Tüm gün yatıp eski hayatımla ilgili kendimi zorlamak istiyordum. Pes etmiş olsam da konuştukları şey tekrar hatırlama isteği uyandırmıştı. Beni bir yere kaçırmaya çalışıyorlardı. Belki de benden kurtulmaya..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lucid ✓
FanfictionAna Çift: XiuChen Yan Çift: KrAy (Bir tutam da HunHanツ) ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ ~ Bu ficin asıl sahibi @atutys Bu tatlı yazar iki ficini bana devretmek istedi.Ben de seve seve kabul ettim. Bana güvenip ficlerini vermek istediği için çok teşekkür ediyorum...