16. Bölüm /Part2

366 46 28
                                    

Yanına yatıp sarıldığımda yavaşça kıpırdandı.

"Xiumin?"

Geldiğimi hissedip mırıldandığında saçlarından öptüm ve sıkıca sarıldım.

"Benim sevgilim. Uyu hadi."

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum bebeğim."

Yavaşça bana dönüp sıkıca sarıldı.

Böyle anlarda geleceği daha fazla düşünüyordum. Bir gün onu, sıcaklığını, aşk dolu dokunuşlarını, bakışlarını, sesini, nefesini kaybedersem hayatın nasıl olacağını geçiriyordum gözümün önünden.

Kollarımdaki huzur veren beden yavaşça yok oluyordu. Yerine bıraktığı boşluk aslında kalbimin boşluğuydu.

Birbirimizi tamamladığımız bu anları kaybetmekten ölesiye korkuyordum. Çünkü özlemek acı verir biliyordum. Bu yüzden ona daha sıkı sarıldım ve zihnimi bunlardan arındırmaya çalışarak uykuya daldım.

Gözlerimi açtığımda sevgilim hala kollarımdaydı. Başını boynuma gömmüş, kollarını etrafıma sıkıca sarmış ve bacaklarını bacaklarıma dolamış huzurla uyuyordu. Onu hissetmek öylesine güzeldi ki yıllarca böyle uyumanın hayatili kurmadan duramıyordum.

Odanın kapısı yavaşça açıldı. Parmak uçlarında içeri giren salak kardeşim benimle göz göze gelince panikle olduğu yerde durdu. Neyse ki fısıldamayı akıl etmişti.

"Uyuyor mu?"

"Uyuyor. Çık dışarı."

"Tanrım~ Çok tatlı görünüyorsunuz."

"Sana çık dışarı dedim."

Sessiz olmaya çalışıyordum. Çünkü onun böyle uyumasına bile aşık olmuştum. Ama insanları çıldırtmada sınır tanımayan kardeşim cebindeki telefonu çıkarmış bizim fotoğrafımızı çekiyordu.

Neyse ki öfkeli bakışlarımla onu kısa sürede odadan çıkarmayı başarmıştım. Ama ses yaptığı için mutluluğum kısa sürmüştü.

"Xiumin?"

"Bebeğim?"

"Acıktım."

"Aklına ilk gelen bu mu gerçekten? Tanrım~ Çok tatlısın."

"Senin kadar değil."

"Daha fazla."

Bakışlarıyla beni büyüleyip kendine çekiyordu sanki. Dudaklarımız birleştiğinde yine aynı şeyi hissetmiştim. Sanki kalplerimiz yer değiştiriyordu.. Ona her dokunuşumda içimde tuhaf bir his oluşup büyüyor ve tüm bedenime yayılıyordu. Bana sevgiyle bakıyor olması hediye gibiydi..

"HEEEEY! UYANIN ARTIIIK!"

Luhan'ın sabah bağırışları yüzünden tutku ve aşk dolu öpüşmemiz sinir bozucu bir şekilde bölünmüştü.

"Lanet olasıca geyik! Neden sabahın bu saatinde bağırıyorsun ki?"

"Uyanık olduğunuzu biliyordum Minnie. Kalkın artık! Kahvaltı edeceğiz."

Onu umursamadan sevgilimi bir kez daha öptüm. Bağlandıkça korkularımın artması beni yiyip bitiriyordu. Onu hissetmek ne kadar huzur veriyorsa bir o kadar da içimi acıtıyordu.

Saçlarının arasından öpüp sıkıca sarıldığımda belki de aklımdan geçenleri anlamıştı.

"İyi olacağım Minnie. İnanıyorum. İyileşeceğimi ve her şeyi hatırlayacağımı biliyorum. Üzülüyor musun?"

Lucid ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin