10. Bölüm

531 60 38
                                    

Dakikalarca süren öpüşmemizi bölüp hızla üzerinden kalktım.

"Çok.. Çok özür dilerim Chen. Gerçekten üzgünüm."

"Özür dilemene gerek yok. Beni zorla öpmedin. Unutalım? Huh?"

"Ben.. Kötü hissettim.. Sen hiç bir şey hatırlamıyorsun ve ben.. Gerçekten üzgünüm Chen. Aniden oldu ve.."

"Lütfen sakin olur musun?"

Bana tutunup kalktı ve sıkıca sarıldı. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Onu kullanıyormuş gibi görünüyor olabilirdim. Beni daha hatırlamıyordu bile. Bu yüzden nefret etmesi ihtimalinden çok korkuyordum.

"Bana kızdın değil mi? Doğru söyle Chen. Gerçekten üzgünüm. Sadece.. Yani dudakların.."

"Bunu başlatan biz değiliz."

Işığı yaktı ve tekrar karşıma geçip gözlerime bakarak konuşmaya devam etti.

"Dağınıklığın... Gördüğün gibi yerde bir saat var. Ona takıldım ve... Yapma Xiumin yüzüme bak lütfen. Sana kızmadım inan."

"Şey.. İyisin değil mi?"

"İyiyim neden?"

"Üzerine düştüm Chen. Hafif değilim."

"Ah tabi.. İyiyim merak etme."

"Hadi sen uzan istersen? Ben de minderi yanına çekeyim ve sana seni anlatayım?"

"Yatak yeterince büyük. Beni yiyecek değilsin ya. Yatakta oturabilirsin. Hem evine geliyorum hem de benim yüzümden yerlerde mi sürüneceksin. Kendimi kötü hissederim."

Gülümseyerek onu zorla yatağa doğru götürdüm. O gerçekten kendi gibi güzel bir kalbe sahipti.

Yatağa girdikten sonra üzerini örttüm. İki yastığı üst üste koyup yan dönerek uzanmıştı. Uyumayıp beni dinlemek istiyordu. Kendini merak ediyordu.. Bunun için kesinlikle en doğru adreste olduğunu düşünyordum. Onu en iyi ben tanıyordum. Çünkü o olmadan geçirdiğim vakit yok gibiydi. Her anımızda yanyanaydık biz.. Birlikteydik..

Tereddütle yatağın etrafında dolanıp diğer tarafa geçtim. Boş olan yere oturup arkama yaslandım.

"Emanet gibi duruyorsun Xiumin. Doğru düzgün oturamaz mısın? Saatlerce konuşacağım diyordun? Huh?"

Ona biraz daha yaklaşıp ayaklarımı yatağa uzattım.

"Evet dinliyorum." diyerek gülümsediğinde derin bir nefes aldım.

"Nereden başlasam bilemiyorum. O kadar çok anımız var ki.. İstersen sormak istediklerin varsa sor, öyle başlayalım."

"En sevdiğim renk neydi?"

"Renklere bakarak içlerinde en sevdiğini kendin seçemiyor musun?"

"Tanrım! Neden uyuzluk yapıyorsun ki? Peki sorumu değiştiriyorum. En çok nereye gitmeyi severdim?"

"O parka.. Hani buluştuğumuz yer.. Orada huzurlu olduğunu söylerdin. Aslında bana ilk orayı sen öğretmiştin. Her zaman orada buluşur sohbet ederdik. Bazen yiyecek bir şeyler alıp orada yerdik. Birlikte çok eğleniyorduk."

"Peki en çok ne yerdik?"

"Kesinlikle pizza. Aslında ikimiz de yemek seçmediğimiz için her şeyi yiyorduk. Ama en çok mantarlı pizza yerdik. Ahh bir dakika. Sipariş versek mi?"

"Gerçekten mi?"

"Hemen arıyorum."

Bir saat sonra pizzamızı bitirmiş karnımızı ovalıyorduk. Sohbeti çoktan boşvermiştik. Kafamı kaldırdığımda dudağının kenarındaki ketçapla karşılaşmıştım.

Lucid ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin