-4-

5.6K 359 20
                                    

Multimedyada Onur var. İyi okumalar.

Dudağımın üstünde tutmaya çalıştığım kalemle sıranın üstünde oturuyordum. Ali ve ben yarışırken diğerleri izliyordu. Kalemi düşürdüğümde oflayarak yere eğildim.
"Banane. Hile yaptı. Birdaha yarışmak istiyorum" dedim omuz silkerken. Ali dudağının üstündeki kalemi alıp merak uyandıran bir sesle;
"Ezgi"
"Efendim" dedim bende. Eliyle yaklaş işaretini yaptı. Bende yaklaştım haliyle. İnsan olan Hali değil tabiki. Yaklaştığım sırada kulağıma eğildi ve birden bağırdı.
"Baban!" Sonra gülmeye başlamıştı. Ne vardı bunda gülecek. Bön bön suratına baktım.
"Sen anlamazsın" dedi ve gözünden akan yaşı sildi. Kafamı kapıya çevirdiğimde elleri cebinde koridordan geçen Nizam'ı ve arlasındaki kız sürüsünü gördüm. Okulu keraneye çevirmişlerdi yahu. Nizam bana göz kırptığında sırıttım. Baban espirisini onun üzerinde deneyecektim. Paytak paytak koşarak Nizam'ın yanına ulaştım.
"Tıfıl, hayırdır?" Dedi elleri hala cebindeyken.
"Eğil ve dinle" dediğimde koridorun ortasında bana doğru biraz eğildi. Parmak ucunda yükselip kulağına fısıldadım.
"Nizam"
"Tıfıl?"
"Baban" diye bağırdım. Gerçekten komikti. Ama 'baban' lafı ağzıma dolanmıştı. Nizam olayı anlamaya çalışırken;
"Sen anlamazsın Nizo" dedim ve 'beni kimse yıkamaz' havasında yürümeye başladım. İki adım sonra açılmış bağcığıma takıldığımda 'insanın en büyük düşmanı kendisidir' sözünü tescillemiştim. Nizam kahkaha atarak yanıma geldi.
"Tıfıl? Neredesin?" Ve bir kahkaha daha. Gözlerimi kısıp ona baktığım sırada nöbetçi öğretmen bağırdı.
"Oğlum ne duruyorsun? Kaldırsana arkadaşını" Nizam elini uzattığında sinsice sırıttım ve tırnaklarımı derisine batırarak kendime çektim. Nizam şekilden şekile girerken kibarca teşekkür edip sınıfıma ilerledim. Tırnaklarımın arasına giren birkaç damla kandan anladığım kadarıyla kolunu yırtmıştım. Olsundu. Sınıfa girip sırama koştum. Oturduğum sırada öğretmen içeri girdi. Okula gelen yeni öğretmenin ilk dersi bizimleydi. Ne kadan da hoş. Sıradan herkesin ismini, soyadını, anne babasının mesleğini, kaç kardeş olduğunu sorduğunda çok tatlı bir uyku bastırmıştı beni. Kafamı sıraya koyup bana kısa gelen ama hocanın bakışlarına göre uzun bir süre sonra uyandım.
"Adın ne kızım?"
"Baban." Ağzımı elimle kapattım.
"Yani babam, adımı babam koymuş. Adım Ezgi"
"Soyadın, anne babanın mesleği ve kaç kardeş olduğunu da öğrenebilirmiyim?" Sanki hayır desem birşey değişecekte. Allahım ya.

Kahvemdeki SinekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin