Kahvemdeki Sinek

-8-

Merhaba çakma tıfıllar. 7 sayfa ödevi bir gecede yazmaya çalıştığım için size bölüm yayınlayamadım. Özür dilerim ve hepinizi çok çok öperim. Seviliyonuz. Sjsj

Müdür rutin konuşmasını yaparken Nizam ve ben sırada birbirimizin ayağına basma yarışı yapıyorduk.
"Ah! Çok bastın hayvan!" Diye bağırdı Nizam. Sırıtarak kendi sırama doğru kaydım ve yanımdaki arkadaşımla yer değiştirdim. Nizam'la aynı sınıfta değildik. 12-A ve 11-F bitişikti. Müdür "İyi dersler." Dediğinde fısıldadım burnumu çekerek.
"Sahiden iyi mi dersler?" Herkes sırayla okula girmeye başladı. Merdivenle büyük kapıdan içeri giriyorduk. Nizam seke seke merdivenleri çıktı. İçeri giröeden önce bana göz kırptı. Somurtarak karşılık verdim. Önümdeki kız:
"Nizam bana göz kırptı!" Diye bağırınca ilgi odağım o olmuştu. Elimi omzuna atıp bana dönmesini sağladım.
"Demek Nizam sana göz kırptı ha?" Dedim. Heycanlı heycanlı başını salladı.
"O Ali'ye göz kırptı. Çünkü o gay." Kendini sevimli yaptığını sandığı sırıtması vakitsiz bir gül gibi soldu. Beynimdeki küçük Ezgi'ler 'please bıtch Nizam gayse beni asın' diye pankartlarını bir yerlerinden çıkardılar. Hayır düşündüğügünüz yer değil. Sizi fesatlar. Sınıfa çıkan son merdiven bittiğinde yere bağdaş kurarak oturdum. Allah'a emanet yaşıyordum. Arladan tekmeyi koysalar yuvarlana yuvarlana yere yapışırdım.
'Napıyor bu deli?' Bakışları beni rahatsız ettiğinde, aslında katın nöbetçi öğretmeni kızdığından yerden kalkıp sınıfa ilerledim. İçeri girip sırama oturduğumda Yasemin:
"Ödev vardı hocam!" Diye bağırdı. Mekanik hareketlerle ona döndüm.
"Ses alıştırması mı yapıyorsun? Daha hoca gelmedi lan!"
Hoca konuşmamla eş zamanlı olarak içeri girdi. Ne demişler 'iti an çomağı hazırla'. Sizce biraz mantıksız degil mi bu söz? Belki it saldırgan degil ve ya benim çomağım yok. Bunlar düşünülmesi gereken şeyler. 7 ders su gibi akıp gitmişti. Son ders bedendi ve kızların soyunma odasındaydım. Adeta 'Star wors: Giyinme savaşları" veriyorlardı. Sizi sefiller dermişcesine yüzlerine baktım. Tabiki kimse bakışlarımı görmemişti. Siyah bir tayt ve siyah önünde 'Taklidim çok, benzerim yok' yazan tişörtümü giydim. Artık metan gazı yaydığına inandığım kokulu ayakkabılarımı giydim. Dışarı çıktığımızda 12'lere acıyan şekilde baktım. Uğur hoca onlara penguenlerin çiftleşme dansını yaptırıyordu. Nizamı'da o hareketleri yaparken görünce bir an duraksadım. Aynı şey gibi. Kubattan dayak yiyip de gitmeyen Nihale gibi.