-15-

3K 264 12
                                    

Wp grubu kuralımmı? Görüşlerinizi bildirirseniz sevinirim tıfıllarım.

Ezgi'den

Nizam'ın kulağına eğilip fısıldadım.
"Ne zamandır bu kadar zevksizssin?" Nizam derin bir nefes aldı.
"Seninle tanıştığımdan beri" Sonra adının Su olduğunu öğrendiğim kıza döndü.
"Neden yalan söyleme gereği duyuyorsun? Düzenimize iyice sıçmadın mı zaten?!" Bağırarak konuşuyordu.
"Bunlar daha hiç birşey değil, Deniz. Bekle." Dedi ve göz kırptı. Yürüdüğünde bir ördeğe takılan leylek bacağı gibi görünen Su, kırıtarak odadan çıktı. Günün ilerleyen saatlerinde Nizam'ın zoruyla ben, Mert, Ege, Burak ve Berkay okula dönmüştük. Edebiyat hocası bize sessiz sinema oynatmış, birde üstüne Zekeriya'ya bale yaptırmıştı. Nöbetçi öğrenci sınıfa girip 'çıkış zili çaldığında aşşağıda sıra olunacak, iyi dersler." Arkamda oturan Zekeriya yüzünü şekilden şekile sokarak nöbetçi öğrenciyi taklit etti. Fizik öğretmeni Zekeriyayı hareketleri bitene kadar izledi. Sonra gözlüğünün üstünden Zekeriyaya baktı. Zekeriya olayı anlamış olacakki
"Hocam sizmi kovarsınız ben mi gidiyim?" Fizikçi eliyle kapıyı gösterdi. Zekeriya tişörtünün ucundan tutarak eğilip kalktı Hürrem gibi. Sonra piti piti koşarak sınıftan çıktı. Zekeriya çıkıtığı sırada zil çaldı. Sadist gülümsemesiyle sınıfa dönüp sürekli fizikçiye bakarak askılıktan montunu aldı. Bende çantamı alıp sıramın altındaki okul hırkasını aldım.
"Zek,"
"Efendim?" Ellerimi havada birleştirip döndüm.
"O öyle değil kanka." Dedi ve sırıttı. Ellerini havada birleştirerek atlaya atlaya dönmeye başladı. Yanından geçen fizik hocamız
"Bazıları disiplin yemek istiyor. Dimi Zekeriya?" Zek evet anlamında başını salladığında kapıdan çıkıyordum. Koşarak kalabalığı deldim ve merdivenlere ulaştım. Önümdeki dokuzlara
"Çekilin lan bücürler, yoksa kafanızda alçı kırarım." Diye havada tuttuğum alçılı kolumu salladım. Herkes yol verince 'kimse bana yol veremez, ben kendim giderim.' Demek istedim. Ama demedim. Onun yerine sakin bir şekilde aşşağıya inip sıraya geçtim. Zekeriyayla yan yana en önde duruyorduk. Uzun saçlı ve zayıf müdürümüz geldi. Sizinkiler kel ve şişko değil mi?
"Okulumuzun 5. Yılını kutlamak için bir balo düzenliyoruz."
"Oha" dedi Zek. "Okul benden küçükmüş, onun bana gelmesi gerekli." Ağlama derecesine geldiğim bu espiriden sonra müdür devam etti.
"Haftaya cuma günü. Okul çıkışı. Haliyle öğlenden sonrası hazırlanmanız için tatil." Bir alkış tufanı koptuğunda Zekeriya dayanamadı. Koşarak müdürün yanına gidip orda dikildi. Hala alkışlayan öğrencilere doğru eğilip bağırdı.
"Beni sizler yarattınız. Teşekkürler Atatürk Anadolu Lisesi!" Alkışlar birden durduğunda müdür gözlerini kapattı.
"Zekeriya,"
"Hocam?"
"Nereye gelmen gerektiğini söylemelimiyim yoksa biliyormusun."
"Tabiki hocam, hemen." Dedi ve salına salına okula girdi. Müdür
"İyi akşamlar çocuklar." Diye bağırdıltan sonra servislere dağıldık. Hastanenin önünde servisten inip Nizam'ın yanına gittim. Nizam uyuyordu. Yavaş adımlarla odaya girdim. Gerinerek kapıyı çekebildiğim kadar arkaya çektim. Hızlı bir şekilde kapatınca 'pat' sesi odada ve koridorda yankılandı. Nizam gözlerini ovuşturarak kalktı.
"Hoşgeldin tıfıl."
"Hoşbuldum." Dedim ve elimi önümde birleştirip Nizam'ın yanına gittim.
"Haftaya cuma günü öğlenden sonra okul yok." Nizam'ın gözlerinden bir ışıltı geçti.
"Neden?"
"Okulun 5. Yılını kutlamak için balo varmış."
"Ozaman gidiyoruz değil mi?" Dedi. Başımı olumlu anlamda salladım.
"Tabiki"
"Cuma okul çıkışı alışverişe gidiyoruz. Pandalı pondiflerin ve pijamalarınla gelmeni istemiyorum." Dediğinde kıkırdadım.
"Topuklu ayakkabı almayalımda."
"Neden?"
"Ben onlarla yürüyemem."
"Ben sana öğretirim tıfıl."
" Su ile geze geze öğrendin galiba Nizo?" Gözlerini kısarak gözlerime baktı. Sonra yavaşca arkasını döndü.
"Şimdi defol git. Uyuyacağım tıfıl."

Kahvemdeki SinekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin