-18-

3K 233 33
                                    

Yüzümdeki sineği kovmak için yavaşca gözüme vurup yatakta yan döndüm. Sinek bu defa kulağımda dolanmaya başladığnda ilk önce elimle sineği kovaladım. Sonra oflayarak gözümü açtım. Yatakta doğrularak yere bakmaya başladım. Gözlerim Nizam'a çarpınca bir süre uyuduğu için yüzünün şiştiğini fark ettim. Gülümsediğim sırada elime dün gece hissettiğim kalp atışları geldi.
"Rüyamı gördüm acaba?" Dedim kendi kendime. Yerde duran kıyafetlerimi görünce içimi büyük bir telaş sardı. Cıbıldak bir portakal gibi Nizam'ın odasındamı uyumuştum? Bakışlarımı hemen üzerime kaydırdım. Çıplak olsam daha az koyardı. Üstümde Nizam'ın tişörtü, şortu ve çorabı vardı. Bunları Nizam giydirdiyse beni çıplak görmüştü. Hızla ayağa kalktım. Büyük boy aynasındaki görüntümü görünce biraz şaşırdım. Saçım ve makyajım hiç bozulmamıştı. Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde fısıldadım. "İyi saç günü". Gözlerim kollarını gererek uyanmaya çalışan Nizam'a kaydı tekrar. Ondan, utanıyordum. Beni sevdiğini söylemesi biraz garipti. Sonunda uyandığında ellerini başının altında birleştirip bana baktı.
"Günaydın tıfıl."
"G-günaydın." Tek kaşını kaldırdığı sırada parmağımla burnuma vurdum. Genelde gerildiğimde yapardım bu hareketi. Nizam ayağa kalkıp bana ilerledi.
"Hey neyin var?"
"Ben duşa girmeliyim." Dedim ve devam ettirdim. "Ve kıyafet gerekli, seninkilerden giyebilirmiyim?"
"T-tabi" dedi kızarırken. Bu defa tek kaşını kaldıran bendim.
"Ne oldu Nizam?"
"O yapışkan şeyden de istermisin?" Kaşlarımı çatıp ne dediğini anlamaya çalıştım.
"Anlamadım Nizam. Bu kadar akıllı olmama rağmen." Evet, ego kasmıştım.
"O şey işte, özel günlerinizde kullandıklarınızdan."
Yüzü kızaran bendim bu defa. Aynadan arkama ufak bir bakış attım. Nerden çıkarmıştı? Hiçbir şey yoktu.
"Nerden çıkardın Nizam?" Dedim yüzüm kızarırken.
"Kıyafet ve duşa girmek isteyince ben... ah çok gerizekalıyım. Özür dilerim" dedi elini alnına vururken. Önemli değil anlamında elimi savurdum. Parmağım Nizam'ın ağzına girince hunharca öksürmeye başladı. Elimi çekip üstüme sildim.
"Nizam, ölüyor musun?" Yumruk yaparak ağzına götürdüğü eli ve hafif aşşağı eğdiği vücudu öksürmekten sürekli sarsılıyordu.
"Galiba ölüyorsun." Dedim. Başını salladı.
"Sırtınamı vurayım, annenimi çağırıyım?"
"A-nn-em" dedi kesik kesik.
"Ya ben gelene kadar ölürsen?" Dedim.
"Sırtına vuruyorum." Dedim ve yumruğumu sırtına geçirdim. 'Ah' diye inleyerek doğruldu.
"Elini kolunu si-" ben tek kaşımı kaldırdığımda sırıtarak sustu.
"Bana kıyafet ver." Dedim otoriter bir panda misali. Dolaba yönelip önünde yazılı baskıları olan bir tişört ve altına siyah bir şort verdi.
"Şortun belini biraz sıkarsan düşmez. Banyonun yerini zaten biliyorsun. Kullanmak istersen çekmecede tarak var, benim tarağımıda kullanabilirsin. Neyse, kahvaltı hazır olunca çağırırım ben seni."
Başımı sallayarak Nizam'ın odasından çıktım. Yarım saatlik bir duş seansından sonra Nizam gibi kokuyordum. Gözüme kaçan naneli şampuan yüzünden, ezilmiş ve hunharca katledilmiş gibi hissediyordum. Aynada yüzüme baktığımda gözümün kırmızı olduğunu gördüm. Dudak bükerek Nizam'ın tarağına uzandım. Saçlarımı kopartarak taradıktan sonra onları taraktan toplayıp klozete attım. Sifonu çekince gittiler. Çok ilginç değil mi? Nizam'ın verdiği şortun belini sıkıp banyodan çıktım. Arkamdan buharlar çıkıp bir film yıldızı havası verdiğinde gözümdeki hayali güneş gözlüğümü çıkarttım. "Sizden tiksiniyorum sizi ezikler." Diyerek ilerlemeye başladım. Onur gözlerini kırpıştırarak konuştu.
"Güvende değiliz, ablam kayışları kopardı." Dedi. Ona dil çıkarttım. Nizam'ın odasına ilerleyip kapıyı çaldım. Nizam "Gel" diye bağırınca odaya girdim. Komidinin üzerinden para aldı ve konuştu.
"Tıfıl, annem patates almaya gidin dedi. Emir büyük yerden." Başımı salladım.
"Göreve hazırım Nizo. Hadi gidelim." Birkaç dakika sonra arabaya binmiş, markete ulaşmıştık. Market dediğime bakmayın, Bim yahu. Pateteslerin olduğu yere gittik Nizam'la. Nizam tedirgin bir şekilde etrafına baktı ve bileğimi tuttu. Bakışlarımı ona yönelttim.
"Ezgi dün gece için özür dilerim." "Ne!" Diye bağırdım. "Biz beraber mi olduk yoksa?!" Nizam göz devirdi.
"Seni sevdiğimi söylememden rahatsız olduğunu biliyorum tıfıl. Onun için özür diledim." Elimi kalbimin üstüne koydum.
"Ödüm koptu." Nizam bir file patatesi eline aldı.
"Benle birlikte olma düşüncesi bile seni bu kadar kötü yapıyorsa sanırım sözümü tutamayacağım." "Anlamadım?" Dediğimde "Neyi anladın ki?" Diye sitem etti. Hızlı adımlarla kasaya ilerlediğinde bende arlasından baktım. Biri arkadan omzuma dokunduğunda kafamı çevirdim.
"Buyrun?" Dedim vücudumuda döndürerek. Yirmili yaşlarında olduğu belli olan adam sırıttı.
"Bunu Nizam'a ver, tıfıl." Ortaya
"Ha?" Diye bir tepki koyduğumda Nizam, "Ezgi!" Diye bağırdı. Onun sesiyle hareketlenen adam kaçarken Nizam bana doğru koştu. On adımlık mesafeyi tek adımda gelmişti. Tereddütle sordu.
"İyimisin?"
"Evet, ama bunu sana vermemi istedi"

Kahvemdeki SinekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin