Nizam elinde açmadığı o mektupla bir sağa bir sola gidip geliyordu.
"Nizam." Dediğimde duymadı. Ayağa kalktım ve omzuna dokundum.
"Hey, sakin olsana. O kim di?"
"Tanımazsın." Dedi küçük bir an bana bakıp. Elindeki zarfı elinden çektim sırada bağırdı.
"Ezgi! Onu sakın açma." Yüzüne baktım ve omuz silktim. Zarfı açtığım sırada Nizam elleriyle yüzünü sıvazladı. Katlanmış kağıdı açtım ve seslice okumaya başladım.
"Merhaba Deniz,
Nasılsın? Umarım iyisindir. Çünkü senin kötü olmanı şu anlık istemiyorum. Yanındaki kız ne kadar güzel değil mi? Aynı kız kardeşim gibi. Siyah saçlı ve yeşil gözlü. Kokusuda ona benziyor mu? Tabi sen daha iyi bilirsin kardeşimin kokusunu. Şimdilik yanındaki küçükle mutluluklar. Onu doyasıya yaşa.
Sevgiler, Berke"
Gözlerimi Nizam'a çevirdiğimde elleriyle yüzünün bir kısmını örtmüştü.
"Nizam, bu ne?" Dedim sakince. Sustu.
"Nizam! Ne boklar yedin?!"
"Anlatamam. Tamam mı anlatamam!" Diye bağırdı Nizam'da. Mektubu sinirle yere fırlattım.
"O Berke denilen çocuğun kardeşine ne yaptın?!"
Aniden açılan kapı sesiyle oraya döndük. Hanife teyze elinde çatalıyla kapıya yaslanmış bize bakıyordu.
"Deniz, hadi gelin yavrum. Patatesler soğuyor." Arkasını döndü ve mutfaga baktı.
"Ve anlaşılan Onur çok aç." Bize yeniden baktı.
"Çabuk olun. Bağırışmayın."
Nizam kafasını salladı.
"Geliyoruz." Kapı kapandığı gibi Nizam elini belime koydu. Bir adım attığında geri gittim. Sırtım soğuk duvara değdiğinde Nizam'ın ılık nefesi yüzümü öptü.
Gözlerini kapatıp alnını alnıma dayadı. Nefes alış verişlerim hızlanınca birleşik olan göğüslerimiz birbirine çarptı. Kalbi, kalbimde atıyordu.
"Ezgi," dedi. Ve devam etti.
"Ben çok kötü birşey yaptım. Ve bunun bedeli olarak seni kaybetmek istemiyorum." Konuşmak için ağzımı açtığında boş olan elini dudaklarıma bastırdı.
"Lütfen, sadece dinle." Başımı salladım.
"Seni benden alacaklar, lütfen onlara inanıp beni bırakma. Sen benim küçüklüğümsün. Sana birşey anlatırlarsa, küçükken sana yakalamaya çalıştım kar tanelerini hatırla. Hala, öyle masumum. Ama senle." Alnını çekti alnımdan. Gözlerini açmadı.
"Beni bırakma" Belimdeki elini elime kaydırdı.
"Ben seninle masumum, lütfen beni bırakma." Ellerim ve gözlerim yanıyordu. Ne yapmıştı da böylesine yalvarıyordu?Yorumlar bebekler sldmskdj
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahvemdeki Sinek
HumorÇocukluktan beri tanışan iki gencin aşk hikayesi. Birbirine yıldızların altında söz veren Nizam ve Ezgi yeni kazandıkları düşmanlarıyla nasıl başa çıkacak.