"Olmaz, sıkıyor bu. Diğer modeli denemek istiyorum." dedim. Bilmem kaçıncı gelinliği deniyordum bugün. Gelinlikçi sabır çekerek "Bu kadar göbek yapmak zorunda değildin, gencecik kızsın." İsteyerek yapmadım zaten demek isterdim. Fakat annemin arkadaşıydı. Nizam diğer işleri hallederken, bizde Mertle gelinlik bakıyorduk. Mert oturduğu koltuktan "Ben onu göbeğiyle seviyorum." dediği zaman kafamı 'wtf' dercesine ona çevirdim. Mert elini yumruk yapıp ağzına götürdü ve hafifce öksürdü. Gelinliği deneten abla "Seni beğenen bir aptal bulmuşsun, sevindim." dediğinde Mert ciğerlerini kusarcasına öksürüyordu artık. Omuz silkip "O damat değil ki." dedim. Eş zamanlı olarak omzuma saplanan iğnenin acısıyla bağırdım. Mert birden ayaklanarak "Yavaş olsana kadın!" diye bağırdı. Ve ardından ekledi "Hemşiremi, gelinlikçimi belli degil." kadın homurdanarak kıvırcık sarı saçlarını omzularından geri ittirdi ve 'seçte siktir git artık' dercesine yüzüme baktı. Birkaç gelinlik modeli daha baktığım sırada Nizam geldi. İşlemlerin tamamlandığını ve Mert'i alması gerektiğini söyledi. Mert gülümseyerek yanağımı öptü ve Nizam'ın yanına gitti.
Mert'den
Nizam'ın arabasına bindiğimizde ona olan öfkemi kusmak istedim. Onun Ezgi'ye iyi bakabileceğini veya onu koruyabileceğini düşünmüyordum. Gözlerimi altımızda akıp giden yola çevirdim.
"Ee benle ne işin var? Anlatacak mısın?" dedim memnun olmadığımı belli eden bir ses tonuyla. "Bekle biraz, az kaldı. Seni bir yere götüreceğim. Orda konuşuruz." birkaç dakika sonra arabayı şehri tamamen gösteren bir tepeye çıkardı. Araba durduğunda ondan önce dışarı çıktım ve oturcak bir bank aradım gözlerimle. Ama yoktu. Hafifce homurdanarak sigaramı cebimden çıkardım ve arabanın üzerine oturdum. Paketten bir sigara çıkarırken sordum. "Ne istiyorsun Nizam?" o da yanıma gelip oturdu. Hava biraz esiyordu ve bu da sigarayı yakmamı zorlaştırıyordu. Sonunda vaz geçip yüzümü ona çevirdim. "Ee?" dedim sıkıldığımı anlaması için. Derin bir nefes aldı. "Ezgiyimi seviyorsun?" dedi sakince. Dudaklarımın arasına koyduğum sigarayla beraber gülümsedim. "Ne fark eder?" arabadan hızla kalkıp elini yumruk yaptı ve bağırarak tekrar etti. "Ezgiyimi seviyorsun!?" ayağa kalktığımda yumruğunu daha çok sıktığını fark ettim. "Evet, ne yapacaksın. Vursanda Ezgiyi gelinlik seçerken görmekten daha fazla canımı yakmaz." sigaramdan bir kere alıp devam ettim. " Ayrıca senin ağır abi havaların bana sökmez o eli indir." dedim. "Hadi ya. Öyl.." dediği sırada çalıların arasından bir ses "Aynen!" diye bağırdı. Nizam yavaşca arkasına döndüğünde o ses birdaha bağırdı. "Anladınız mı? Hani '+o eli indir, -aynen' diye bir espiri var ya, onu yaptım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kahvemdeki Sinek
HumorÇocukluktan beri tanışan iki gencin aşk hikayesi. Birbirine yıldızların altında söz veren Nizam ve Ezgi yeni kazandıkları düşmanlarıyla nasıl başa çıkacak.