4

578 60 25
                                        

Düzenlendi; ✓  

"Çok güzel," dedim önümdeki elbiseyi kaldırıp. Elbiseleri sevmiyordum ama en azından beni düşündüğü için ilgili görünmeye çalışıyordum.

Dün kurtlar ile olan işimizi hallettikten sonra oldukça geç olmuştu ve daha sonra yemek yeyip uyumuştuk. Bu sabah Zayn kapıyı arkamdan kilitleyip pencerelerden kaçamayacağım konusunda emin olduktan sonra kasabaya tekrar inmişti ve dönüşte işimize yarayabilecek bir şeyler bulabilmişti. 

Kendi tarzına uygun pantolonlar, üzerine giyebileceği birkaç şey ve onunkini ele geçirdiğim için bir de pelerin almıştı. Bana ise oldukça pahalı görünen iki tane elbise getirmişti. Bir günde iki tanesini bir hiçe dönüştürdüğümü var sayarsak iki tane alması gerçekten gözlerimi yaşartmıştı. Ayrıca kıyafet sorunumuz da böylelikle çözülmüş olmuştu.

"Daha fazla şey almak isterdim ama orada gereğinden fazla oyalanırsam yakalanma riskim artıyor. Bunlarla idare etmek zorundayız, şimdilik."

"Teşekkür ederim," dedim kuru bir gülümsemeyle. 

Bu dar elbiseleri giymeye mahkumdum. Onunkiler gibi pantolon veya elbiseden daha rahat bir şey giymek isterdim ama bunun olmayacağının farkındayım. Elbiseleri koluma alıp karnıma doğru bastırdım ve sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim.

"Ne oldu? Beğenmedin mi yoksa?" dedi yüzü asılırken. "Bak, biliyorum berbat olabilirler ya da en azından düşündüğümden daha kötü ama sizin giyiminiz hakkında hiçbir şey bilmiyorum."

"Sorun değil, bu kulübeden dışarı çıkmıyorum zaten." 

Aslında beğenmiştim. Hayatım boyunca sahip olduğum en güzel kıyafetlerdi ama erkek olup da o pantolonlardan birini giymeyi yeğlerdim.

Birkaç mırıltı çıkarıp arkasını döndü ve bez çantadan bir şeyler çıkardı. Elinde ne olduğunu göremiyordum ama bir süre sonra ellerini saçlarının arasından geçirdi ve bakışlarını gizlemeye gerek duymadan bacaklarımı süzdü.

"Merak ediyorum da bacaklarımızın boyu aynı mı?"

"Ne?"

"Sanırım değiller ama fazla bir fark olmadığını düşünüyorum. Bakarsam kabalık olarak algılamazsın öyle değil mi?" Yanıma geçip bacaklarımızı birbirine birleştirdi ve göz ucu ile eşit olup olmadığını kontrol etti. "Tam da düşündüğüm gibi."

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" Bedenimi onunkinden ayırıp önüme düşen saçımı kulağımın arkasına koydum. 

İşte şimdi tam bir kaçık gibi davranıyordu.

"Elbiseleri sevmediğini biliyorum." Bunun sonunun iyi bir yere gideceğini umuyordum. Daha mantıklı bir cevap alabilmek için bir süre parlak ela gözlere baktım. Bakışlarımda olan soru işaretini fark edip tekrar konuşmaya başladı. "Bu elbiselerden tiksindiğini görmemek için kör olmak lazım."

"Söylemek istediğin şeyi açıkça belirtir misin? Çünkü hiçbir şey anlayamıyorum," dedim sakin bir ses tonu ile. Aslında az çok bir tahminde bulunuyordum ama bu delice bir tahmindi. Benim için bile fazlasıyla delice.

Az önce bez çantadan çıkardığı pantolonlardan birini bana uzattı. Yüzünde muzip bir gülümseme belirdiğinde kaşlarımı çattım ve bana uzatılmış bir şekilde duran pantolona baktım. Elini biraz daha öne uzatıp almam için gözleri ile işaret etti. Başta tereddüt etsem de daha sonra aldım.

"Bacaklarımızın boyları eşit sayılır, bunları giyebilirsin. Ama elbiseleri de giymeni istiyorum çünkü arada sırada buradan çıkacağız ve senin idam edilmeni istemiyorum. Bana lazımsın."

Fire Empire (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin