5

540 58 25
                                        

Hellllllllooooo! 

Çok bekletmedim umarım. Bu bölüm geçiş bölümü gibi bir şey olduğu için kısa ve olaysız oldu. Ama yine de önemli. Özellikle sondaki konuşmaları. Ve burada biraz duygularından bahsedecekler. Soooooo, iyi okumalar! 

Bu evde dördüncü günümde uyandığımda ilk defa başımda öten bir Zayn yoktu. Bu sefer bana haber vermeye gerek duymadan gitmişti. O olmadığı için üzerimdeki sabahlığı çıkarmaya gerek duymadan mutfağa girdim. Mermerin üzerine bıraktığı nota işinin uzun süreceğini ama hava kararmadan büyük ihtimalle burada olacağını yazmıştı.

Ve bu nottan sonra ilk defa günümün çoğunu onsuz geçireceğimi bilmek ufak bir hayal kırıklığı yaşattı. Onu özleyeceğimden veya yalnız olmayı dert ettiğimden değildi; sadece, tek başıma bir günü nasıl geçirebileceğimi bilmiyordum. Burada ilgilenebileceğim hiçbir şey yoktu ve bu sefer avlanmaya çıkmayı falan da düşünmüyordum. Kolumdaki diş izleri geçmemişti ve geçeceklerini de sanmıyordum. Onlardan bir çift daha istemiyordum.

Kendime bir tabak yulaf ezmesi hazırlayıp Zayn'in notun yanında bıraktığı ballı likörü bir bardağa boşalttım ve uzun zamandır et dışında başka bir şey girmeyen mideme bir gün olsun bir ziyafet çektirmek için onları yemeye başladım. Yemeyi bitirdikten sonra bulaşıkları yıkayıp eski yerlerine koydum ve sıcak bir duştan sonra tekrar kendimi minderlerin üzerinde yatarken buldum. Karşımda yanan şöminenin çıkardığı sesler ve ortamdaki sıcaklık kaslarımı yumuşatmıştı.

Neden hâlâ onun yanında durduğumu bilmiyordum. Bir ailem yoktu ama en azından evimde kendimi daha rahat ve iyi hissederdim. Benimle işi olmadığını, sadece ölmemi istemediği için beni onunla birlikte tuttuğunu söylemişti. Kasaba sakinleştiğinde beni geri götürecekti ve dün sakinleştiğini söylemişti. Ama neden beni geri götürmediğini anlayamıyordum.

Burada her şeyin tam olması hoşuma gidiyordu. Onu gördüğüm an beni gülümsetmesi hoşuma gidiyordu. Nedensiz bir şeydi ama bunu seviyordum işte. Onunla, yaşadığımı hissediyordum. En azından benimle birlikte takılan biri vardı ama oraya gittiğim an yalnızlık ile savaş verecektim. Buna rağmen, yine de bir yanım evime geri dönmeyi istiyordu.

Gözlerimi aralayıp gördüğüm rüyadan tamamen sıyrıldığımda kendime gelmem biraz uzun sürmüştü. Ve kendime gelene kadar kulübede benden başka biri olduğunu anlayamamıştım. Yatak odasından sesler geliyordu ve onun Zayn olduğundan emin değildim. Hava kararmıştı ve ben de büyük ihtimalle şöminenin karşısında saatlerce uyuya kalmıştım.

Yatak odasındaki adım sesleri benim olduğum tarafa doğru gelirken yerimden hızlı hareketler ile kalkarak şöminenin yanındaki odunu aldım ve odanın kapısının yanına gittim. Yavaş solukları kapının hemen ucunda duyunca karşıma çıkan siluete karşı odunu savurdum. Eli ile tutarak kafasına gelmesini son anda engelledi.

"Has'tir senin sorunun ne be?" diye bağırdı Zayn. Elindeki battaniye yere düştüğünde nefesimi rahatlamış bir şekilde verdim.

"Seni başka biri sandım," diye itiraf ettim. Korktuğumu anlaması için söylememe gerek yoktu. Kalbim deli gibi çarpıyordu.

"Amacın neydi peki? Adamın kafasını uçurmak mı?" diye söylendi yerdeki battaniyeyi alırken. Homurdanıp şöminenin karşısındaki minderlere geri gitti ve oturdu.

"Bana zarar vereceğini sandım," dedim yanına otururken. Battaniyeyi dizlerimin üzerine koydu. "Bu ne?"

"Battaniye." Sırıtmaya başladı. Kolunun üzerine vurduğumda kaşlarını geri çattı ve üfledi. "Sana da şaka yapılmıyor. Amma ciddi bir tip olup çıktın ha!"

Fire Empire (Askıda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin