10. Bölüm - Yazgı

11.4K 587 49
                                    

Multimedia | Frank Sinatra - Strangers in the Night

۵

Gözlerindeki bir şey, çok çekiciydi.

Gülüşündeki bir şey, çok heyecan vericiydi.

Kalbimdeki bir şey,

Sana sahip olmam gerektiğini söyledi.

۵

"Ne düşünüyorsun?"

Başı koltuğa dayalı, bakışları süratle geçip giden manzaradaydı. Göğsü, aldığı sığ nefeslerle ağır ağır inip kalkıyordu. Göz kapakları ihtiyaçtan kapanıp açılıyordu, algılayamadığı nesnelere boş boş bakmaktan başka hiçbir işe yaramıyordu gözleri. Herhalde, diye düşündü, düşünmeye bile takati kalmamışken, hayatım komedi dizisinden hallice.

Ne düşündüğünü irdelemeye dahi kafa yormadan düşünmeye devam ederken arabanın, ani bir sarsıntıyla durduğunu hissetti. Başını yavaşça Yağız'a çevirdiği vakit genç adamın hem sinirli hem de endişeli bir ifadeyle kendisine baktığını fark etti.

"Zümrüt?" Genç kız kendisinden taraf döndüğünde iki elini yanaklarına yerleştirip bakışlarının, tamamen kendisine odaklanmasını sağladı. Gözleri öyle boş, öyle rotası sapmışçasına bakıyordu ki hırs yüklü bir soluk kaçtı dudaklarından. "Şş, güzelim, bana bak."

"İyiyim ben," dedi Zümrüt ve bakışlarını kaçırdı. Yutkunmaya çalıştı, boğazını çepeçevre saran yumruya rağmen. Ağlamak istemiyordu, ağlamaya mecali de yoktu fakat bu düşünceleri pas geçen vücudu, biriken gözyaşlarını kendisinden uzaklaştırmak için deli gibi çaba harcıyordu. "Bir sorun yok."

"Senden cevap falan istemiyorum ben." Yağız başparmaklarını genç kızın şakaklarında yavaşça hareket ettirdi. Zümrüt'ün moralinin darmadağın oluşu, sinirini bozuyordu her seferinde. Sebep olan her insanı, her olayı yeryüzünden silmek istiyordu.

Zümrüt'ün emniyet kemerini çözüp sakince kendisine sarılması üzerine küçük bir çizik hissetti damarlarında. Akan merhametti. Kollarının arasına sığınarak kaybolan genç kızın bedenini kuvvetlice sardı. Saçlarına varla yok arası bir öpücük kondurdu, çenesini de saçlarının arasındaki yuvasına yerleştirdi.

Zümrüt sığındığı kozadan gelen yakıcı parfümün, tüm ciğer hücrelerini ferahlattığını hissetti. Aldığı nefeslerle genişledi ruhu, rahatladı.

Ellerinin arasından kayıp giden balonuna kavuşmuş çocuk gibiydi ruhu. Aradığı kilidini bulmuştu. Uyumun farkına vardığı vakit, tüm hücreleri bu farkındalık üzerine gevşedi.

Dakikalar sonra kendisini ilk geri çeken Zümrüt oldu. Bedenini ayırdığı vakit, teninde kalan ellerin kor haline geldiğini fark etti. Kontrolünü kaybetmekten korktuğundan tamamen uzaklaştı genç adamdan. Koltuğuna kurulup emniyet kemerini bağladı.

"Bu değişken ruh hallerin," dedi Yağız, sitem yüklü sesiyle. Emniyet kemerini bağlayıp arabayı, tekrar çalışır konuma getirdiğinde yorgun bakışlarıyla yola bakıyordu. "Onlara karşı hoş olmayan duygular beslemiyorum. Fakat gariptir ki en çok da onlara alıştım."

Bakışları boş boş yolları tararken dikkati, arabanın içerisindeydi. "Bana sinir olduğunu bilmiyordum."

"Sinirimi bozan özelliklerin olmasaydı, o zaman garip olurdu," dedi, kısa bir an bakışlarını kıza odaklayıp gülümserken. En keyif aldığı anların, genç kızla iletişim içerisinde bulunduğu anlar olması -didişme en başta geliyordu- ayrı bir acizlikti, sanırsa.

ZOR KADIN : DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin