Multimedia | Singto Numchok - Gift
۵
Eğer hasta hissediyorsan ben sana bakarım.
Eğlendiririm seni, sıkılmış hissettiğinde.
Seni hâlâ seveceğim, gelecekte şişmanladığın zaman.
Asla ama asla göz ardı edilmeyeceksin.
۵
"İyisin, değil mi?"
Zümrüt, Eylem'in yönelttiği endişeli soru üzerine dudaklarını sarkıttı. Bu soruyu üçüncü soruşuydu, Eylem'i bir türlü inandıramamıştı. O ailenin yaşamak zorunda kaldığı olaylardan ötürü vicdan azabı duyuyordu ister istemez. Belki yanlarına gitmemiş olsalardı yaşanmayacaktı böyle bir hadise, belki de Ali en başından beri planlıyordu bunu ve gerçekleştirmek için bu zamanı bulmuştu. "Bir kez daha iyiyim dersem inanacak mısın?"
"Mm," dedi Eylem ve gülümsedi, "hayır."
"O zaman sorma." Eylem'in gülümsemesi genişledi ve kendisine doğru yaklaşıp yanağından öptü. "İyi geceler, huysuz," dedi. Gülümsemesinin ardından sızan merak ve endişenin pırıltısı karşısında gülümsedi Zümrüt. Kendisi için endişelenen çok fazla insan vardı, bunun olmasını istemiyordu.
Eylem'in uzaklaşan bedeninden ardından ilerleyen bakışları, arabasının içinden kendisini izleyen Yağız'a yakalandı. Genç adam gülümseyip göz kırpmış, ardından da arabasını çalıştırmıştı. Karanlığa karışan arabaların etrafta bıraktığı sesler kesilinceye kadar bekledi Zümrüt. Bir süre sonra buz kesen elleriyle kapıyı kapatmış, içeri geçmişti.
Salonda bekleyen anne ve babasına dinlenmek istediğini söyleyip iyi geceler diledi, merdivenleri kat etti, odasına girdi. Bir gram uykuya hasret olan bedeni açlıkla yatağa yönelmek istiyordu lakin Zümrüt banyoya girip dişlerini fırçaladı. Yarım yamalak uykulardan, zihninin uykuda dahi çalışmaya devam etmesinden, düşüncelerinin bir türlü kendisini rahat bırakmamasından ötürü bitkindi. Gözaltları torbalar oluşturmuş, morarmaya da yüz tutmuştu. En son ne zaman tam anlamıyla aynaya bakmıştı acaba, bilmiyordu.
Işıkları kapatıp yatağa doğru ilerledi, sıcacık battaniyesinin altına gömüldü. Kapıya sırtını verdiği vakit perdesinin ardından odaya nüfuz eden bir ışık gördü. Anlıktı, yok olmuştu. Demek ki birazdan yağmur şiddetini arttıracaktı.
Gözlerini kapattı. Bedeni ne denli kucaklamaya çalışıyorsa uykuyu, düşünceleri o denli set kuruyordu aralarına. Zihninin içerisinde, fırtınanın girdabına kapılmışçasına savrulan düşüncelerinin hızına kendisi dahi yetişemiyordu. Uykuya dalabilmek için düşünmeyi bırakmaya çalıştığı vakit süresince sınırdan bir hayli uzaklaşmıştı.
Kendisi mi saatleri kovaladı yoksa saatler mi önüne ne varsa katıp karıştırarak kendisini geride bırakmıştı, bilmiyordu lakin gözlerini tamamen açıp saate baktığında oflayarak bedenini tekrar yatağa bırakmıştı.
03.32
Bakışları karanlığın koynuna sığınmış odaya alışmaya başlıyordu. Bugünü de sabah edecekti galiba. Pozisyonunu değiştirerek uyumak için çabalamaya devam edecekti ki komodinin üzerinden tüm odaya yayılan beyaz ışığı fark etti. Telefonu eline alıp ekrandaki isme baktığı vakit derin bir nefes aldı. "Alo?"
"Tahmin etmiştim."
Aldığı soluk dudaklarından firar etti. Bedenini gerisin geriye yatağa bıraktığında yüzünde bir kıpırtı vardı, kaçan soluğun ardında bıraktığı bir kıpırtı. "Odama kamera falan mı yerleştirdin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ZOR KADIN : DÜĞÜM
Ficción GeneralZOR KADIN adlı hikayenin devam hikayesidir. İlk hikayeyi okumadan okumayınız. © Tüm hakları saklıdır.