9. Bölüm - Neden

10.9K 596 34
                                    

Multimedia | Secondhand Serenade - Why

۵

Ama sana verdiğim tüm sözleri kırdım.

Bana bunu neden yapıyorsun?

Bunu, nasıl bu kadar kolay yapabiliyorsun?

Gülümsemeyi zor hale getirdin, çünkü.

Nefes almayı zor hale getirdin.

۵

"Zümrüt?"

Şüpheli ve düşük tınıda söylenen ismini duymuş olması, transını bozması için yeterli olmamıştı. Şaşırmıştı. Şaşırmak kelimesi, şu anda içinde bulunduğu durumu karşılayacak son kelime dahi değildi aslında. Şu anki durumunu açıklamak istediği vakit, söyleyeceği kelimenin ne olacağını da bilmiyordu.

Selim'i seviyorum.

Gözkapakları görevlerini unutmuş, kasları işlevini kaybetmişti. Ne düşüneceğini dahi kestiremiyordu. Son vakitleri, hayatı boyunca yaşadığı şoklardan fazlasına ev sahipliği yapmıştı. Daha fazlasını kaldıramayacağını düşündüğü her vakit, bir diğer olay baş gösteriyordu.

Artık bir şeyler söylemesi gerekiyordu. "Ben..."

"Bir şey söylemene gerek yok," dedi Eylem. "En azından şimdilik. Ben yüzünün aldığı ifadeden söyleyeceklerini çoktan anladım."

"Ne diyeceğimi bilemiyorum," dedi Zümrüt dürüstçe.

"Anlatmak istiyorum sadece. Bilmen gerekiyordu, sonradan öğrenmeni ya da fark etmeni istemedim." Eylem duraksadı ve lafa nereden girmesi gerektiğine karar vermeye çalıştı. "Belki de görmediği birini nasıl seviyor diye düşünüyorsun, biraz da haklısın sanırım. Yıllar önce gördüğüm bir çocuğu seviyorum belki de. Karşıma çıktığı vakit aynı duygular filizlenir mi bende yine, doğrusunu söylemek gerekirse bilmiyorum. Emin olduğum bir şey var ki o da o çocuğun aklımdan bir türlü çıkmadığı."

Dikkatle baktı Eylem'e, Zümrüt. Söylediklerini, sarf ettiği her sözcükle birlikte değişen ve dalgınlaşan dolu bakışlarını, ellerinin birbirine kenetlenmesinin ortama yaydığı sıkıntıyı... teker teker inceledi.

Abisi düştü hatırına pek sonra. Bakışlarının önüne üşüşen zerrelerin oluşturduğu puslu siluetin, peşindeki adam olması ise dehşete düşmesine sebebiyet verdi. Sanırsa hâlâ bu gerçekle yüzleşmeye hazır değildi.

Düşünmeye gerek yoktu aslında. Kendisinden izin alacak falan değildi ya dostu bu yaştan sonra. Hem insan seçemiyordu sevdiğini, seçtiğini sevemediği gibi. Ne diyebilirdi ki? İyisini diledi içinden, ikisi için de. En çok da dostu için.

"Tek kelime bile," dedi Eylem, "söylemeyecek misin?" Sesi korku doluydu, bakışları ürkekti. Hayatında ilk defa bu kadar utanmış, diken üstünde dakikalar geçirmişti. Zümrüt bir şey söylemedikçe de geçirmeye devam edecekti.

"Bakma bana öyle." Zümrüt gülümsedi ve elini Eylem'in elinin üzerine yerleştirdi. "Söylediklerin şok etkisi yaratmadı, desem yalan söylemiş olurum. Fakat endişe dolu olmanı gerektirecek bir durum yok ortada. En doğrusu, en iyisi neyse o olsun." İçinden Önce bir abim bulunsun tabii, diye tamamladı cümlesini.

"Kızmadın mı?" Benliği pek inanamamış gibiydi bu duruma. Kızmasını neden beklediğini bilmiyordu gerçi. Sadece... öyle hissetmişti.

ZOR KADIN : DÜĞÜMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin