Selam millet!
Biliyorum, bölüm gecikti ama bunu elimden geldiğince telafi etmeye çalıştım. Umarım bölümü benim sizi sevdiğim kadar seversiniz.
İyi okumalar!
İyi geceler!
Ya da iyi akşamlar? :) :) :)
Sizleri Seviyorum! ♥♥♥
Bölüm şarkısı: Buray-Sen Sevda Mısın? Ama yine Buray'ın "İstersen" şarkısından da bir alıntı var bölümde. Hangisini koysam bilemedim umarım iyi olmuştur :/ Bölüm ile uyumlu gitmediğini düşünürseniz bilgilendirin ki düzelteyim :))))
Facebook grubu: Wattpad/Gökkuşağı
Can'ın ağzından...
Uykunun geniş ve güvenli kollarının beni sarmalamayacağını anladığımda -gün batımını izledikten sonra uyuduğum için uyku tutmuyordu- bacaklarıma kadar örttüğüm uyku tulumunun fermuarını açtım ve oturur pozisyona geldim.
Siyah çantamın en küçük gözünden telefonumu çıkarıp bizim tayfanın sabahtan beri bakamadığım whatsapp grubuna baktım. Sanırım ben akşamüzeri uyurken konuşmuşlardı.
***Whatsapp Konuşması***
Denizhan: Kızların dediği gibi tam kilo vermişken ortaya çıkıp hadi çiğ köfte yemeğe gidelim, hadi waffle yemeğe gidelim diyen hain arkadaş gibisin Mert! Göletin arkasında dediğin yerde tuvalet yok oğlum yok!
Mert: Denizhan motorun soğusun Denizhan! Ayrıca kamptayız biliyorsun değil mi? Sizin evinizdeki gibi altından bir tuvalet olmasını bekleme lütfen!
Beril: Ay ben iyi ki gelmemişim o zaman! Öyle amuda kalkmış şempanze gibi şekilden şekle giremezdim oralarda vallahi!
Denizhan: Can, aşkım sen bari yardım et! İdrar kesem patlayacak şimdi, çişli gezmek istemiyorum!
Selin: Biz unutalım Can'ı bugün bence. Gün batımını izledikten sonra horul horul uyumaya gitti çadırında! -_-
Mert: ŞOK ŞOK ŞOK! Can aşkını mı güncelledi? O sürpriz isim kim?
Denizhan: Şimdi kesinlikle çok daha rahatım. Artık kurbanlıktan kaçmış öküz gibi koşmuyorum göletin çevresinde! Tabii ki altıma yapmadım! Belki de bir... Ağaç sulamış olabilirim!
Beril: İğrençsin Denizhan! İĞRENÇ!!!
Denizhan: Amin Berilciğim amin! Ayrıca şu aşk konusuna gelince Can için aşk, sucuklu yumurtanın piştiği tavayı yıkamak kadar zor bir şey!
***Konuşma Sonu***
Benim özel hayatım ile ilgili konuşmalarına biraz bozulmuştum açıkçası... Bu yüzden telefonumun ekranını sağ elimin baş parmağı ile kapattım ve çantama tıkıştırdım. Çadırımın fermuarını açtım ve ayağa kalktım. Uzunca esnedikten sonra göl suyunun, ağaçların ve toprağın harmanlanmış kokusunu içime çektim. Denizhan'ın grup konuşmasında bahsettiği gölete doğru ilerledim ellerimi ceketimin cebine sokarak. Ay ışığının üstüne vurduğu ağaçlar o kadar görkemli gözüküyordu ki oturup saatlerce izlemek geliyordu insanın içinden.
Göletin büyük kayalıklarına geldiğimde çimenlerin üzerindeki ayağımı hafif yosun tutmuş büyük kayalığa doğru çıkarttım. O koca kayanın üstündeydim artık. Birkaç metre solumda ise Helin vardı. Ay ışığının parıltısında sarı saçları daha bir güzel görünüyordu. Birkaç kayadan zıpladım ve onun yanına ulaştım. Yanına oturdum, terliklerimi çıkardım ve ayaklarımı göletin içine soktum. Benden biraz daha kısa boylu olduğu için sadece parmak uçları değiyordu göletin soğuk suyuna Helin'in.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı
Teen Fictionİnsanların karakterleri birbirinden farklıdır fakat bazı insanların mıknatısın zıt kutupları misali tamamen farklıdır. Bu milyonlarca özel kişiden sadece ikisinin karakterleri de birbirinden tamamen farklı... Can sabah doğan güneş gibi gül...