Evet ne yapıyoruz? Barlas başından beri neden böyle saçmalıyor, ne hissediyor öğreniyoruz!
Kısa mı yazdım? Evet.
İyi mi oldu? Hala bilmiyorum.
Neden mi? Çünkü yorumsuz!(gönderme yapıyorum ama lütfen :P)
İyi okumalar. :D
*****BARLAS******
Kahve sırası beklerken gördüm onu ilk başta. Arkadaşı ile fısır fısır konuşurken dikkatimi çekmişti. Boyları aynı olduğu için, yüzünü önündeki arkadaşı hareket ettiği sürece görebiliyordum. Kızları sadece günübirlik takılacak yaratıklar olarak görmemin tek sebebi , kendileriydi. Bugüne kadar tanıştığım hemen hemen her kadın, profesyonel sürtük çıkmıştı.
Bu sebeple onları ve türlerini her gördüğümde engel olunamaz bir biçimde onları yererken buluyordum kendimi. Hak ediyorlardı... Ben laf söyledikçe sırnaşan, kendilerini daha da düşüren kadınların sayısı o kadar fazlaydı ki... Kız kardeşimin ender bulunan insanlardan olduğunu düşünüp onun üzerine gitmemem ve ona sonsuz güvenmem de bu sebeptendi. Etrafında bulunan çevreden o kadar soyutlu ve karakterli olması ise beni gururlandırıyordu.
Hayatımda taptığım tek kadın annemdi. Ona aşık bir çocuk olarak büyümüştüm.
Ve şimdi birkaç saniye için de olsa dikkatimi çeken bir kadının, kasiyere kur yapmasını parmağında olan tek taşı çıkarıp avucunun ortasında saklamasını gördükten sonra kendime engel olmamıştım. Aslında saniyelikte olsa dikkatimi, parmağında yüzük olan bir kadına verdiğim için kendime olan sinirimin de katkısı büyüktü.
Yine de öyle güzel ve su gibi görünen bir kadının, böylesine karaktersiz çıkmış olmasını hiçbir adalet kanunu açıklayamazdı.
İçinden şeytan çıkan güzelliklere tav olan erkeklere de acıyordum. Ama algısız ve yüzeysel olmaları kendi sorunlarıydı. Her şey karşılıklıydı nasılsa.
Şimdi ise kendi tav olduğum güzelliğe geri dönüyorum.
O gün beni gözleri ile öldürüp çıkıp gittikten sonra, evime giden sokakta kolunda farklı bir erkek ile kur yapmasını izlerken, o tarz bir kadına ikinci defa bulaşmayacak kadar kendini zeki sanan ben, bir anda kendimi kadının kollarından çekerken bulmuş isem bu bana kaderin sağlam bir orta parmak göstermesindendi.
Bu da yetmezmiş gibi aynı kadından sağlam bir azar işitmiştim. Birde beni dövmekle mi tehdit etmişti o. Sorunlu olan bendim aslında, kadın bana yapışmadığı için onunla uğraşasım geliyordu. Buda beni dalga geçtiğim avanak erkek türlerinden biri yapıyordu.
Kendimle çeliştiğim birkaç günden sonra, görüntüsü aklıma olup olmadık zamanda gelen bu kadına olan sinirim de gittikçe artıyordu. Kabullenmek istemesem de iki kere görmüş olduğum, nişanlı ama gözü dışarıda olan mavi gözlüden etkilenmiştim.
Görsem bile görmemezlikten gelecektim artık. Zaten nerede görebilirdim ki...
Hafta sonu aile dostlarımızdan olan büyük elçi ve eşinin yıl dönümü partisine mecburi katılımım vardı. Erna'yı ikna edemediğim için üzerime kalmıştı. Alkım bey ile hafta sonu kaçamağı yapacakmış. Annemde Alkım ile tanıştıktan sonra rahatlamış ve hiçbir şeye müdahale de bulunmamıştı. Sen eski topraksın, bir kız, iki söylen! Ne işin var senin 'sevgilin' olan bir adam ile tatilde de. Ama nerede...
Üzerime kalan sıkıcı bir davet gecesinde iken ise hiç beklemediğim o kötü sürpriz bana doğru geliyordu. Geliyordu da ben neden istemsizce gülümsüyordum.
Etkisinden kurtulamadığım kadını görmek şaşkınlık, sevinç ve kıskançlık karışımı bir etki ile bana dönünce, bende sert bir tepki ile geri gönderdim. Yüzüğün sahibi olan, genç bir adam ile bize doğru gelirken, Sevil hanım ile selamlaşmaları ve bizi tanıştırmalarını izledim bir süre.
Sonra ise yine tutamadım kendimi. Konuşurken dikkatle izlediğim yüzünde azıcık bir endişe bile görmemeyi beklemiyordum. Ya kendine çok güveniyordu, yada gerçekten nişanlısı umurunda değildi. Yanındaki adam ise benim söylediklerimden eğleniyor gibi görünüyordu. Adamın ona olan bakışlarını görmemiş olsam, sağlam bir tiyatroda rol aldıklarını söyleyebilirdim.
Kendimi kaybedip iyice üzerine giderken kendimi dedikodu yapan, işsiz güçsüz insanlar gibi hissediyordum. Ama onları ayırmak nedense içimde tarifsiz bir sevince neden oluyordu.
Söylediklerimden sonra zeytinyağı gibi üste çıktıktan sonra topuklarına vura vura yukarıya çıkan hanımefendinin peşine takıldım. Önce lavaboya yönelip sonra vazgeçti ve boş bir odaya girdi. Neden peşine takıldığımı bilmiyorum ama aşağıda söylediklerimle yetinmeyip üzerine gitmek, böylesine ucuz davrandığı için ona olan sinirimi kusmak istiyordum.
Eğer dilimin kemiği olmadığının bilincinde olsaydım o an, o odaya girmeyebilirdim. Ben üzerine gittikçe o sinirlenmiş, o sinirlendikçe ben ona yaklaşmış, o eşsiz kokusunu aldıkça daha da delirmiştim.
Sonunda ise bayılmıştı. O yere düşerken şoka girmiş ve boş boş bakmıştım. Yüzüme yediğim darbe ile kendime geldikten sonra, nişanlısı ile sıkı bir kavgaya tutuşurken onu orada unutmuştuk. Adının Akın olduğunu duyduğum nişanlı bozuntusu sonunda varlığını hatırlamış gibi ona yöneldi ve kucağına aldıktan sonra çıkıp gitti.
Sevil hanım odaya girene kadar boşluğa dalıp kalmıştım. Adını öğrenmemiş olduğumu yeni fark ettiğim ve beni etkileyen kadının ardında kalan kokusunda boğulmuştum. Bulunduğum ikilem ve daldığım düşünceler geride hüzün dalgası bırakıyordu.
Sevil hanımdan önce adını öğrenmiş, sonra olayı anlatmıştım. Onlar hastaneye giderken dayanamamış arkalarından bende çıkmıştım. Olay benim yanımda yaşandı canım, bende orada olmalıydım sonuçta. Suçluluk duygusuydu bu.
**
Hastane odasından içeriye girerken, elim istemsizce kalbime gitti. Nefes alış verişim yavaşlamıştı.
Onun burada olmasının sebebi olduğumu bilmek mi beni boğuyordu, yoksa kötü bir manzara ile karşılaşma korkusu mu bilmiyordum.
Tereddüt ediyordum ilk defa.
Hem de bir kadın konusunda.
Yavaşça içeriye girdikten sonra olduğundan daha da solgun teni ama dinç görünen Elvin'i buldu gözlerim. Bir iki saniyelik şaşkınlıktan sonra gözlerime değen gözlerini çekti ve bir daha bakmadı bana. Evet dostça karşılanmayı beklemiyordum...Evet söylediklerimden çoktan pişman olmuştum...ama bana bakmaması, kalbimi kırmıştı.
Kendi içimde gelişen duyguların ceremesini ona çektirmiştim ben. Daha başlamadan kaybetmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
IMALAT HATASI ( Bay ve Bayan LADEN serisi 2)"TAMAMLANDI"
Genç Kız EdebiyatıHer şey bir yüzüğü elimden çıkarmam ile başlamıştı ondan sonrasi ise peri masali.... dememi bekliyorsanız gerçekten yanıldınız. Ondan sonrası tam bir IMALAT HATASI!