Beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın kar tanelerim:)))
22. Bölüm
''YILBAŞI GECESİ Part 1''
Bölüm şarkısı:
Aaryan Shah, Renegade
Melis Güven ve Kedimari, Kum
Takvim yaprakları geçmişin izini taşıyan bir tarihti. Yeni yıla bir günden daha az bir vakit kalmıştı. Hayallerimi süsleyen, rengarenk ışıklarla aydınlatılmış, süslerle bezenmiş dev gibi yılbaşı ağacını aradı gözlerim. Bir yılbaşı günü daha yalnız, ışıksız ve süssüz geçecekti...
Yeni yıla girdiğimiz az karanlık gökyüzünde patlayan rengarenk havai fişekleri odamın penceresinden izler iç geçirirdim. Penceremin kenarına çektiğim sandalyeme battaniyeme sarılarak oturur, yeni yılı kutlardım. Yanaklarımdaki ıslaklık, dudaklarımdaki buruk tebessüme kayardı.
Öğretmenimiz, sınıftaki tüm arkadaşlarıma yılbaşı gecelerini nasıl geçireceğini sormuştu. Herkes ailesiyle planlar yapmıştı. Bazıları dışarı çıkacaklarmış, bazıları ise evde yeni yıla gireceklermiş. Ama herkes ağaç süslemiş, şekilli kurabiyelerden yapmış.
Öğretmenim bana sorduğunda yalan söyleyebilmek için bir süre sessiz kaldım. Ben sessiz kaldığımda tüm sınıf sessizleşip bana bakmıştı. Sonra yalan söylemenin gerçekleri değiştirmeyeceğini düşünmüştüm ve gerçekleri söylemiştim.
''Evde yeni yıla gireceğim öğretmenim.''
Öğretmenim gülümsedi. ''Ağaç süsledin mi, Aybike? Sınıftaki ağacı çok heyecanla süslemiştin!'' dedi, heyecanla.
Gülümsemek zorunda kaldım. ''Süslemedim, öğretmenim.''
Öğretmenim gülen yüzüne çöken hüznü görür gibi oldum ama hemen kendini toparladı. Öğretmenim, diğer arkadaşlarıma aynı soruları sormaya devam ederken arka sıramdan tanıdık bir ses geldi.
''Aybike!'' Sese doğru arkamı döndüm. Arkamı dönmemle bana doğru eğilmiş bir Mete, hızla görüş alanıma girdi. Ela gözleri heyecanla irileşmişti ve uzun kıvırcık saçları neredeyse ensesine dökülüyordu.
''Bizim evimizde süslenmemiş birkaç ağaç var. İstersen okul çıkışı bize gidelim mi?''
Mete'yle pek konuşukluğumuz yoktu ama çok cana yakın bir çocuktu.
''Sizin eve mi?'' diye sordum şaşkınlıkla.
Kaşlarını çattı. ''Baban kızar mı yoksa? Annen?''
Başımı salladım olumsuz anlamda. ''Sanmıyorum.'' dedim. Şu ana kadar bana hiç kızmamışlardı. Yaramaz bir çocuk olmadığım için değildi, beni pek umursamıyorlardı galiba...
''O zaman okul çıkışı geliyorsun değil mi?''
Hafifçe gülümsedim kararsızlıkla. ''Galiba...''
Mete tam ağzını açacaktı ki yan sıradan bir ses daha duyuldu. ''Bizim evimizdeki ağaç küçük, sizin evinizdeki büyüktür. Ben de gelebilir miyim?''
Sese döndüm. Bu Pelin'di.
Kumral saçları at kuyruğu şeklinde başının tepesinde toplanmıştı.
Mete, Pelin'e baktı gülümseyerek ve heyecanla. ''Hem de çok büyük! Sen de gel, birlikte süsleyelim.''
Okul çıkışı Mete, kendisini almak için gelen annesine durumu anlatmıştı ve annesi hemen annelerimizin telefon numarası alıp haber vermişti. Annemin ne dediğini çok merak ediyordum. Ama izin alabilmiştim sonuçta.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SOĞUK MEVSİM
Novela Juvenil"Buzun altında can çekişirken bulmuştu beni şifam, dudaklarıma yaşam nefesi vermişti." Peki, beni ölümün soğuk karanlığından çekip alan, ruhuma nefes olan sıcak dudakların sahibi kimdi? * Terk edilen ve yalnız bırakılan bir çocuğun büyüdüğü kadar...