2024 • 1

223 20 0
                                    

Türkiye / Dünya 2024

Ordu Suriye - İsrail sınırına asker yığıyordu. Tatbikat bahanesiyle yığılan askerler tansiyonu bölgede yükseltmeye yetiyordu. Gazze yaşanılacak bir yer olmaktan çıkmıştı. Ama halk savaşarak topraklarında ölmekte kararlıydı. Mısırdan açılan tünellerden geçirilen silahlarla ayakta durmaya çalışıyorlardı. Çare değildi ama işe de yaramıyor değildi. Gazzenin sınırları gittikçe ufalmıştı. Bir sahil kasabasından ibaret gibi duruyordu. İsraillin son vukuatı refah sınır kapısından giren yardım malzemesi taşıyan tırı, helikopteriyle vurması olmuştu. Şoför hayatını kaybetmiş, tır alev alev yardım malzemeleriyle birlikte yanmıştı.

Yavaş yavaş doğuda ki filolar ege ve ak denizde ki yedek meydanlara kaydırılıyordu. Kanal 13 türk malı jetlerinde seri üretimine başlayalı bir yıl geçmişti aradan. Bu sürede üretilen jetler orduda ki yerini almıştı. Türk jetlerinin mühimmatları da Türk yapımıydı. İki bin kilometre mevziye sahip füzelerde raflarda ki yerini almış duruyordu.

İki yüz elli milyon arabı kukla gibi oynatan bu yirmi milyonluk kuklacının sonu gelmiş gibi görünüyordu. Türkiye'nin eline ki belgeler savaş çıkarmaya değil, savaşlar çıkarmaya yetecek cinstendi.

İsrail 2024

İsrail F16 pilotu Liberman bir oğlu, bir kızı ve eşiyle beraber ailece güzel bir kahvaltı yapıyordu. Kahvaltının ardından bu tatil gününü evde öldürmek istemiyordu. Şehri turlayıp, birazda alışveriş bir haftanın yorgunluğunu unutturabilirdi. Çocukları bu karara çok sevinmiş gibi görünüyorlardı.

Liberman hazırlanmış, karısı da çocuklarını hazırlarken bahardan kalma bugünü içinde hissedebilmek için pencereyi açmıştı. Dirsekleri mermere yaslanıp uzun çeneli suratını dışarı çıkarmıştı. Nemli toprak kokusunu derin nefeslerle burnunun içinde hissedebiliyordu. Bulutsuz, tek renk gökyüzüne bakarak mırıldandı; "Biraz güvendeysen unutma ki bunda bir tutamda benim payım var". Noktayı koyduğu anda karısı seslenerek hazır olduğunu belirtiyordu. Hep beraber arabaya binmişlerdi. Hıza alışık olan Liberman F16'dan sonra araba kullanmayı hiç sevmiyordu. Araba kağnı arabası gibi ilerliyordu ona göre. Şehir meydanına geldiklerinde arabasını park edip meydanı turlamaya başlamışlardı. Ailesiyle beraber bahardan kalma günün tadını çıkarırken bu güzel havayı derin soluklarla içine çekiyordu. Meydanda bir cafenin balkonunda ki masada soluklanıyorlardı şimdide. Bir kuru kalabalık toplanmıştı az ileride ama Liberman ne olduğunu orada seçemiyordu. Merakına yenik düşük ayaklansa da merakını hala gidermişti. Kafasını biraz önce garsondan sipariş ettikleri limonatayı içen karısına çevirip mahsup bakışlarla:

- Canım sen çocuklarla burada biraz oyalanır mısın hemen geliyorum.

- Geç bile kaldın. Git bak orada ne oluyor yoksa sabaha kadar başımın etini yersin!

Liberman toplantıya geç kalmış bir müdür gibi ilerliyordu. Kalabalığa ulaşsa da bir şey görmek için yeterli açıya sahip değildi. Kuru kalabalığı yararak kendine açtığı koridordan insanların delice bakışları eşliğinde ilerliyordu. Gördüğü manzara onu tatmin etmemiş gibi dudak büküp seyre kaldı. Önünde sadece bir sıra insan vardı. Yaşlı bir Filistinli üzerine benzin dökerek kendini yakmakla tehdit ediyordu. Sırtında ki Filistin bayrağını da boğazına bağlamıştı. Ve bayrak üstünde ki elbiselerle beraber sırılsıklam benzin olmuştu. Etrafa yayılan benzin kokusu yakınlarda bir yerlerde ki petrol kuyusunda sondaj çalışması yapılıyor hissini veriyordu. Adam elinde ki sönmeyen zippo çakmağıyla gösterisine devam ederken Liberman da mırıldanmaya başladı.

Oyun içinde OyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin