Oyun içinde Oyun

2023 ♣ 5

Amerika

Loş ışıklı odada gizemli adamlar masalardaki yerlerini almıştı. Yaptıkları işe göre yüzlerinde ki masum gülüşler birbirini tamamlıyordu. Mutlu oldukları loş ışığın belli belirsiz aydınlattığı yüzlerinden belli oluyordu. Her zaman ki gibi gizli yönetimin başkanı söze gururla başlıyordu:

- Baylar zaferimizi kutlayabiliriz artık. Büyük işlere imza attık. Dünyanın kaderiyle oynadık. Biz yaparız çünkü Amerikalıyız. Şimdi ufak bir ayrıntı kaldı. O da bu sabah gerçekleşecek. Bu belgelerle tüm suçu İsrail'in üzerine atmış olacağız. Hani şu Çeçenlere de hayran kalmadım değil doğrusu. Otobüslerin saldırı da onların ürünüymüş.

Başkan sözlerini sürdürürken garson edasında ki adam her kişinin önünde bulunan kadehle viski dolduruyordu. İşi bittiğinde de geldiği gibi sessizce kayboluyordu.

- Ne duruyoruz baylar, başarımıza içelim.

Herkes kadehini kaldırmış Başkanın kadehini ağzına götürmesini bekliyordu. Sonra diğer adamlarda kurumuş boğazlarını soğuk viskiyle yumuşatıyorlardı. Bundan sonra masanın etrafında dolanan sohbetler, böbürlenmeler ve göğüs kabartmalarından ibaretti.

İsrail

İsrail'de koalisyonu sağlayan Hakan, yönetimle uyumsuz düşüyordu. Filistin'e yapılacak operasyonu da oylamamıştı. Hakan sahipsiz tehditler de almaya başlamıştı. Hakan eline ulaştığı zarfı açtığında içinden resimlerle ufak bir not çıkmıştı. Birileri Hakanın yerini aldığı İsviçre'de ki adamın yakınlarını kaçırmış, Hakanı yeni oylamada yasanın geçmesi için tehdit ediyorlardı. Hakan hiç tanımadığı bu insanlar için tavırlarını değiştirmemişti. İstanbul'da ki ailesini düşünmekten de kendini alamıyordu. Hakan yeni oylamada yasanın geçmemesini sağlamıştı.

Hakan ikinci zarfı aldığında kaçırılan kişilerin işkence yapılmış cesetlerini görüyordu. Eğer İsviçreliler bir şeyler söylediyse bu adamlarda Hakanın gerçek kimliği hakkında şüphelenmeye başlamış olacaklardır. Karar belliydi. Gizli servis Mossad'a göre Hakanın ortadan kalkması gerekiyordu.

Hakan sabah uyandığında her zaman ki gibi parlamentonun yolunu tutacaktı. Evine partisinden bir arkadaşı gelmişti ve parlamentoya beraber gitmeyi teklif ediyordu. Hakan kendi arabasını almamıştı. Hakan anahtarını şoföre bırakarak okul çocukları gibi çıkış saatinde kendisini alması gerektiğini söyleyerek arkadaşının arabasına atlayıp yola çıkmışlardı.

Şoför elinde ki anahtara bakıp bir de saati süzdü. Bu kadar zaman pinekleyeceğine sevgilisini de alıp bu son model arabayla turlayabilirlerdi. Güneş ışığıyla parlayan kol düğmeleri de elinde sallanan anahtarı aydınlatıyordu. Anahtarı kapıya takıp aracı açtıktan sonra "Bu günlük kendimin şoförü olayım nereden anlayacak" diye homurdanıyordu. Her zaman diken üstünde oturduğu koltuk şimdi ona daha rahat bir keyif sunuyordu sanki. Aynaya bakıp yüzünü süzdükten sonra kendi yansımasının göz bebeklerinde kendini görebiliyordu. Anahtarı kontağa sokup çevirdiğinde havaya uçan arabadan simsiyah bir iskelet kalmıştı.

Ayalon ve Meral deniz yoluyla İstanbul'dan İsrail'e geliyorlardı. Ayalon ile Meral, İsrail'e indiğinde bir hafta boyunca kiraladıkları evde konaklamış beraber yatıp kalmışlardı. Bir hafta boyunca Meral ile gezmiş dolaşmışlardı. Meral, İsrailin gece hayatında ki eğlenceler de çok mutluydu ama gerçeklerle yüzleşme vakti gelmişti. Ayalon Meral'i, kapıya yüz metre boyunca taşlardan ibaret oluşan köşküne getirmişti. Köşke girişinde yan yana dört adet çinili kolonlar vardı. Kapıyı hizmetçi görünümde ki bir kız açmıştı. Direk girdikleri oda da Ayalon'un doldurduğu içkileri yudumlarken uyuyakalmıştı.