Suudi Arabistan / Amerikan üssü
Amerika'nın Suudilerin izin vermemesi halinde uçakların toplu bir şekilde bir gecede kaldıracağı istihbaratı düşmüştü. Amerika, uçakları kaldırdıktan sonrasını düşünmüyordu. Sonrası onlar için pekte önemli değildi. Bu gelişmeler Türkler kadar Suudi Kralı'nda canını sıkıyordu. Suudi Kral'ın Türklerle beraber Amerika'ya bir sürprizi vardı.
Bordo Bereli timin yarısı direk Suudi Arabistan'a geçerken, yarısı birleşik Arap Emirlikleri'nden Suudi Arabistan'a geçmişti. Tim toplanmış ve Suudi Kral'ın sağladığı silahlarla donanmıştı. Kral operasyonu ülkesinde bilen tek kişiydi. Ve en son olarak içlerinde ağır makineli silahlar olan beş tane sivil helikopter tahsis edilmişti.
Karanlık gecenin içine gömülmüş Amerikan üssünü tellerin ve beton duvarların yanından yükselen lambalar aydınlatmaya çalışıyordu. Amerikan üssü çölün içindeydi ve karanlık gecenin sıcaklığında kavruluyordu. Bulutsuz koyu mavi gökyüzünde nadir birkaç yıldız çarpıyordu göze. Nöbetçi askerlerden başka hareket eden canlı yoktu etrafta. Onlarda bulundukları topraklara güvenerek kendi halindelerdi. Kimi telefonla konuşuyor kimi tek kulağıyla müzik dinliyor kimisi de telefonuna gömülmüş internette geziniyordu.
Operasyon başlamadan önce üssün elektrikleri ana şartelden kesilecekti. Jeneratörler devreye girene kadar üssün kontrolünü ele geçirmekti planı. Bu üssü aydınlatacak jeneratörün devreye girmesi üç ila beş dakika arasında bir zaman demekti. TİM'in komutanı mikrofona geriye doğru saymaya başlamıştı. Üç, iki, bir, sıfır. Amerikan üssü bir anda karanlığa gömülmüştü. Kar maskeli komandolar gecenin karanlığına bir bir bürünüyorlardı. Ana kapıya roket saldırıları başlamıştı. İlk roketlerde iki asker havaya uçmuştu. Roketlerin seslerinin ardından kamufle oldukları yerden yükselip gelen helikopterler, içlerinde bulunan ağır taramalı silahlarla havan üssü delik deşik ediyorlardı. Bu sırada da ana kapı çökmüştü. Amerikan üssü'nde uyarı sinyalleri çalıyordu. Yataktan kalkan askerler bir o yana bir bu yana amaçsızca koşturuyorlardı. Bordo Bereliler de ana kapıdan sızmaya başlamışlardı. Bordo Bereliler için kutsal toprakta Amerikan askeri avı zamanı gelmişti.
Bu sırada da operasyonla eş zamanlı olarak üsse yakın yerlerden içleri pilot dolu on otobüs kalkmıştı. Görevleri operasyon sonunda uçakları kaldırıp Türkiye ve İran üslerine indirmekti. On otobüste toplam 250 Türk, İran, Suriyeli karışık pilot vardı.
Bordo Bereliler nöbetçileri ve bahçeyi temizlerken helikopterler de yapıları hedef alıyordu. Amerikan askerlerinin çıktıkları yerlere helikopterlerden el bombaları yağıyordu. Karanlık çöl kumları patlamalarla kızarıyordu. Bordo Bereliler'den birkaçı jeneratörü etkisiz hale getirmeyi başarmıştı. Amerikan askerleri bu karanlığın içine karışan siyah giyimli, kar maskeli adamların kim olduğunu bilmiyordu. Tek bildikleri canlarını almaya geldikleriydi. Bordo Bereliler üstün hakimiyetini ele geçirmişlerdi. Elli kişilik timden on tanesi helikopterlerdeydi. Kırk tanesi de karadaki bu savaşı kazanmış gibi görünüyordu. Birçok Amerikan askeri ölürken birçoğu da teslim olmuş bir vaziyette yakalanıp esir düşmüştü. Bordo Bereliler çatışma sonunda yedi kayıpla operasyonu kapatmışlardı.
Bu sırada pilotları taşıyan otobüsler yer yer alevler çıkan üsse bir bir giriş yapıyorlardı. Hepsi de zamanın değerinin farkında olup seri bir şekilde hareket ediyorlardı. Bir anda üssün içinde dağılıp soluğu seçtikleri uçakların yanında alıyorlardı. Uçakları hızlı bir şekilde kaldırmak için ellerinden gelenleri yapıyorlardı. Uçaklar bir bir havalanıp bitene kadar Bordo Bereliler de yerlerini alıyorlardı. Uçakların kalkma işlemi bittiğinde Bordo Bereliler ellerinde ki bombaları yapıların kolonlarına, duvarlara ve uçaklara yapıştırıyorlardı. Bombalar avuç içi kadar ve yapışkan olunca işlem kısa sürmüştü. Esir askerlerle beraber yanlarına birkaç Bordo Bereliyle helikopterler Türkiye'ye doğru yola çıkmıştı. Zorda kalındığında yakınlığından dolayı iniş yeri İran'da olabilirdi. Diğer Bordo Bereliler de üzerindekileri çıkarıp sivil kıyafetlerini giyerek üç otobüse yer yer boşluklar bırakarak binip hareket etmişlerdi. Uzaktan kumandaya Tim'in liderinin basması sonucu geride bıraktıkları Amerikan üssü ve yedi otobüs alevler içinde havada uçuşuyordu. Patlamalar çölün sessizliğini alırken çıkan yangınlar çölün sıcaklığına sıcaklık katıyordu ve güneşin yardımı olmadan belli bir alan aydınlığa kavuşuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oyun içinde Oyun
General FictionDünyayı saran bir savaş, sevdiklerini çok sevdiği vatanına gömen adamlar, barut kokuları üzerine sinmiş aşklar ,kaybedilen duygular,kurumuş göz yaşları,masumiyet ve noktaları virgülle hayata bağlamaya çalışan bebek. Amerikanın İsrail'e açtığı sava...