"Bade biliyorum belki bana kızacaksın ama geldim işte. Benimle istanbula gel dedi ve geldim. Zaten seni çok özlemiştim. Buraya gelip gelmeyeceğim bile kesin değildi. Onunla tanıştım. Herşey çok güzel gidiyor güzel bir ilişkim var" dedi.
Onun için güzel ilişkinin anlamı para olamazdı. Onu tanıyordum. Gözleri sevgilisini anlatırken o kadar boş bakıyordu kii. Diyecek hiçbir şeyim yoktu.
"Parayı peşin verdi. Beni gerçekten seviyor hem mutluyuzda. Hem sen beni özlemedin mi ya?"
"Özledim Hande ama sen bu değilsin sen parayı umursamazsın. Sen hep gerçek aşkı aradın."
"Buldum ben Bade aşkımı. Neden itiraz ediyosun ki hala?"
"Ne kadar boş baktığının farkında mısın Hande ? Onu anlatırken gözlerinde en ufak bir parıldama yok."
"Onu seviyorum Bade."
Daha fazla bişey diyemezdim. O benim kardeşimdi. Kararlarına saygı duymam lazımdı.
"Gel buraya sarı cadı" diyerek sıkıca sarıldım. Birbirimizi çok özlemiştik. Ayların acısını çıkarttık.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
2 HAFTA SONRA
"Badee canım hadii kalk okula geç kalıcaz." Koskaca 2 hafta geçmişti ve Batu ortalıka yoktu. Bana bir mesaj dahi atma gereksinimi duymamıştı. Onu defalarca aradım ama hep telefonu kapalıydı.
Tabi bu sırada Hande ile ayrı bir eve çıktık. Tabi bunun için bana oldukça yalvardı. Sevgilisiyle aynı evde kalmak istemediğini söyleyince kabul ettim. Sonuçta bende o yurtta kalmak istemiyordum.
"Tamam giyinip geliyorrum"
Elim hemen telefona gitti. Selin dışında kimse mesaj atmamıştı. Kimseden kastım Batuydu. Her gün elimde telefon mesaj atmasını bekliyordum. En azından arayabilirdi.
Arkadaşlarına sorduğumda her seferinde bilmediklerini onlarında haberi olmadığını söylüyorlardı. Ama adım kadar emindim onlar neler olduğunu biliyordu. Yoksa bu kadar rahat davranamazlardı.
Batu tam 2 haftadır ortada yoktu ve ne olursa olsun yerini bilmeselerdi onu aramaya başlarlardı. Şimdi çıkıp gelse ne olurdu bilmiyorum. Belkide İpek haklıydı. Herşey istediğini elde edene kadardı. Belkide gerçekten İpek'i seviyordu. Beni sadece kullanmıştı.
Bunları düşünmek sanki kalbimi yerinden söküyordu. "Dalmışsın yine telefona yarım saattir sana sesleniyorum" diye sitem etti Hande.
"Pardon canım ya Selin mesaj atmışta" dedim gülümseyerek.
"Sallama be kızım Selin şimdi beni aradı. Mesaj atmış cevap vermemişsin. Yine Batu'yu düşünüyorsun değil mi ?"
Hande'ye olan herşeyi baştan sona anlatmıştım. Bazı yerlerinde kahkaha atmış bazı yerlerinde şaşırmıştı. Şimdi ise sadece kızgındı.
"Hayır yanii siz niye bu kadar yakın oldunuz ki ? İyi anlaşmayında bahane uydurabileyim" dedim kahkaha atarak.
"Çok konuşmada hadi çıkalım" diyerek kafama indirdi bir tane.
"Sarıı cadıı" diye bağırdım ve çantamıda alarak evden çıktık.
●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●●
Okula geldiğimizde kapıda Selin bizi bekliyordu.
"Hayırdır Selin rengin bembeyaz hastamısın?" Dedim hemen elimi alnına koyarak.
"Y-yok değilimde morelim bozuk biraz bugün okuldan kaçalım mı ?"
"Sabah bişeyin yoktu. Hem bugün ödev teslimi var öldürsen bi yere gitmem yarın gideriz" dedi Hande.
"Kızım bi sussana ya morelim bozuk diyorum" diyerek kafasına indirdi bi tane.
Bu halleri çok hoşuma gidiyordu. Sırıtarak onları izlerken ikiside gözlerini kısarak bana döndü.
"Bence buna Bade karar versin" dedi zafer benim bakışları atarak.
"Iı-ımm şey kızlar benim için farketmez yani bilmem ki" dedim hafif gülümseyerek. Eğer kaçalım dersem Hande beni öldürecek. Hayır kaçmayalım desem Selin öldürecek. Sanırım her türlü ölüyorum ben.
Onlar benim cevap vermemi beklerken edebiyat hocası bizi gördü ve " Kızlar hadi ders başlayacak oyalanmayın" dedi. İşte zafer benimdi. Cevap vermeden ikisinide kırmamış oldum ve tıpış tıpış sınıfa yürüdük.
Selin bir garipti. Ne oldu dercesine ona döndüm ve sınıfa girmemizle onu görmem bir oldu. 2 hafta sonra gelmişti. Saçları ve sakalları uzamıştı. Bu onu dahada yakışıklı yapmıştı. Şuan içimde hiç anlamadığım duygular vardı.
Kalbim sızlıyordu sanki. Nefes alamıcak durumdaydım. Herkes ifadesiz bir şekilde bana bakmaya başladı. Sanırım hepsi ne tepki vereceğimi düşünüyordu. Peki ne yapmalıydım ? Koşup sarılmalımıydım yoksa gidip sıramamı oturmalıydım ?
Bir gariplik vardı ama. Eski Batu gibi değilde bomboş bakan Batu gibiydi yine. Gözlerinde en ufak bir duygu belirtisi yakalayamadım. Bomboş bana bakıyordu sadece. Gözlerim direk Ege'ye kaydı. Bana hafifçe tebessüm etti. Batu'nun yokluğunda hep yanımda olmuştu.
Tam ona doğru bir adım atmıştım ki sınıfa "Batuuu, aşkımm diye bi kızın girmesi bir oldu. Resmen yerime çivilenmiştim. Buda neydi şimdi ?
Gerçekten hepsi yalanmıydı ? Ben bu yalana nasıl inanmıştım. Ahh o Batu Sayer'di. Daha iki gün öncesine kadar sana yetimhane eziği diyen bir çocuktan sana gerçekten aşık olmasını mı beklemiştin Bade ?
Kızı inceledim. Oldukça güzeldi. Batu onu seçmekte haklıydı. Biz başlamadan bitenlerdendik. Batu'ya karşı hissettiğim aşk mıydı bilmiyorum. Ama suan bildiğim tek bir şey var. Canım fazlasıyla yanıyor.
Batu birşey yapmamı bekler gibi bana baktı. Yapacak birşey yoktu. O tercihini yapmıştı. Ben Bade Güven'dim. Ailemin yokluğu bile beni hayata küstüremezken, ben ailesiz bile hayata tutanabilirken basit bir aşk sandığım yalan bir duygunun esiri olamazdım.
Bu kadar zor bi hayat yaşamışken şimdi pes edip güçsüz tarafımı gösteremezdim. Yaptığım tek şey gülümseyerek yerime geçmek olmuştu. Gülümsemek umrumda değilsin demekti. Ama içimdeki acı hiçte umrumda değilmiş gibi durmuyordu.
Bir önceki bölümde daha uzun yazmıştım ama hepsi yayınlanmadı ve tekrardan yazmak zorunda kaldım. Umarım beğenirsiniz. Yorum ve vote yaparsanız sevinirim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞAPŞAL
Teen FictionBenim için mutluluk imkansızdı. Onun benim olmasıyla imkansızlıklarım ortadan kalktı.