8. Evre

96 8 2
                                    


   8. Evre - David 'in Evi!

 Her insanın kendini özel hissettiği kesinlikle doğru bir teoriydi. Özellikle liseli kız öğrenciler! İzlediğimiz tüm o filmler liseli kızların özel olduğunu vurgulardı. Her zaman okulun en yakışıklı çocuğunun kendisinde bir şey bulacağını düşünürdü. Bu çok yanlış aslında! Çünkü gerçek hayat filmlerdeki gibi değil ve insanlar üzülüyor. Hayal kurmak güzeldir ama gerçekleşmeyecek bir hayali kurmak saçmadır... Hele de kendini bu hayale inandırmak...

   (...)

 David 'in en çok neyini merak ettiğimi söylemiş miydim? Sanırım hayır! David 'den bu kadar çok bahsederken bundan bahsetmemem gerçekten çok önemli bir detayı atlamak gibi olmuş. Söylüyorum, en çok evini merak ediyorum. Kokusu sinmiş yastığını, çalışma masasını ve köpeğini! Annesini ve babasını da merak ediyordum ama 3 yıllık araştırmalarıma göre aynı evde yaşamıyorlardı. David, tek başına o kahverengi köpeğiyle yaşıyordu. Ev dediğime bakmayın bildiğiniz kocaman kapıları olan etrafı duvarlarla çevrili bir villa! Nereden biliyorsun diye merak etmiş olabilirsiniz. Bir keresinde o duvarları bacağımı yaralayarak çıkmış ve o evin görüntüsünü zihnime işlemiştim. Evet, o kadar da psikopatım. 

 Gelelim benim romantik, David 'ın sıradan diyeceği baş başa olan koşumuza! Centilmen bir erkek olan David koşunun son dakikasına kadar benimle evime kadar koşmuş ve sempatik bir erkek olduğunu kurduğu cümleleriyle bir kez daha kanıtlamıştı. Sürgülü bahçe kapısını yavaşça açtım ve kapının gerisinden hareketlerimi izleyen David 'e, Kayla 'nın muhteşem dediği gülümsememi fırlattım. David 'in bu gülüşümü farklı algıladığı, değişen ifadesinden belli olmuştu. Onu fazla bekletmeden gülümseyerek,

 '' Sonra görüşürüz. '' dedim ve kapımıza yürüdüm. Arada caddenin öbür tarafına geçen David 'e bakmayı ihmal etmiyordum. Eve girdiğimde içimde patlamayı bekleyen sevincim annemin de pencereden çekip gözleri güler bir şekilde yanıma geldiğini görünce bir anda patlayıvermişti. Sevinç çığlığımı bırakıp annemi salonun ortasında mutlu bir şekilde kucaklarken Sam uykulu bir şekilde merdivenlerden indi ve bağırmamızla ilgili konuşmaya başladı.

 '' Jessie, Kes sesini! Çığlığını iki sokak ötede durmadan ziyaret ettiğin o yaşlı kadın bile duymuştur, ki o kadın beni kesinlikle duymuyor bile! '' dedi Sam kapıyı göstererek.

 Omuz silktim ve anneme bakarak cevap verdim.

 '' David ile ilk sabah koşumuzu kutluyoruz Sam! Sızlanmayı bırak ayrıca sayemde kalkmış oldun, çabuk hazırlan okula geç kalmak istemiyorum. ''

 '' Bugün dinleneceğim kardeşim sen git! '' dedi Sam esneyerek ve merdivenleri tekrar aşıp akşama kadar yatacağı odasına girdi. Bende terlemiş vücudumu merdivenlere doğru taşırken mutfağa yürüyen anneme seslendim.

 '' Anne bana tost yapar mısın? ''

 '' Hazır oldu bil. '' deyince odama doğru koştum ve duş alıp, üstüme de lacivert bir etekle, gri bir ipliyi giydikten sonra aşağı indim. Annemin peçeteye sardığı tostu kaparken yanağına da öpücük kondurmayı unutmamıştım. Duvara yaslanmış olan bisikletimi yola çıkarırken tostuma da büyük ısırıklar atıyordum. Sonunda uzun süredir pedal çevirmediğim bisikletimi sürerek okula girdim ve diğer bisikletlerin yanına koyup giriş kapısına doğru adımlarımı atmaya başladım. Ama daha bu sene okulumuza başlamış olan Cindy, kendini havalı sanan arkadaşlarıyla yolumu kesiverdi. Hepsinin üstünde memnun olmayan ifademle gözlerimi gezdirdim ve bıkkınlıkla sordum.

TAKİPÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin