12. Evre

71 5 1
                                    

   12. Evre - Baba özlemi !

 Babanızı aptal bir lise yıllığından tanımanın nasıl bir his olduğunu bilir misiniz? Ben biliyorum. Küçükken arkadaşlarınız tarafından alay konusu olup dışlanmak gibi. ' Baba ' kelimesini hiç kimseye hitap etmiyorsunuz sadece ' Anne ' kelimesini söyleyebiliyorsunuz. Dıştan hiçbir şey ifade etmese de emin olun insana çok koyuyor!

   (...)

 David 'i ilk defa bir park'ta görmüştüm. Cinsini bilmediğim kahverengi köpeğiyle banklardan birine oturmuş eğleniyordu. O sırada Sandra ve Kayla 'nın tartışmalarına maruz kalmış bir şekilde karamelli kahvemi içiyordum. Onu o an görünce anlamıştım. Erkekler anlamayabilir ama kadınların altıncı histen bile kuvvetli bir duyusu vardır. İşte o duyum bana gerçek kişinin o olduğunu söylemişti. O günden bugüne kadar David 'i takip etmiştim. Fotoğraflarını biriktirmiş, içtiği kolanın kabını bile saklamıştım. İnanmayabilirsiniz ama şuan yatağımın yanında cam bir fanusun içinde duruyor. Şimdi ise gözlerimin dolmasına engel olamayarak onun fotoğraflarıyla dolu olan ve büyük ihtimal şuan içeride şok geçiren David 'i barındıran ağaç evime bakıyordum.' Artık yüzleşmelisin Jessie! Yavaşça at adımlarını kapıya ve sonuna kadar açıp her şeyi itiraf et! En kötü olacak şeyi düşünme! ' dedim kendi kendime ve korkak bir kaç adım atıp sürgülü kapıyı açtım. Açar açmaz David 'in garip ifadesiyle karşılaştım. Aslında garip değil. Anlamsız... Bir dakika bu ağaç ev benim mi? Neden duvarlar Bay Mimiğin fotoğraflarıyla kaplı değil? Tanrı aşkına neler oluyor? Bakışlarımı David 'e doğrulttuğum da onun da beni izlediğini anlamıştım. Bu haksızlıktı. Ağaç evimden kim bahsetmişti ona? Biri bahsettiğine göre ona olan takıntımdan da bahsetmiş olabilirdi. Böyle bir şey olmadığını ona nasıl ispatlayabilirdim ki? Belki de ona şuan okkalı bir tokat geçirmeliydim. Ağaç evime hırsız gibi girmişti! Hem de izin almadan! Sanki ben onuna evine girmemiş gibi davranmalıydım. Sağ elimi zorlukla kaldırdım ve bakışlarımı dikleştirdim. Parmaklarımı acıyı azaltması için kıstım ve sağ yanağına geçirdim. David, öyle şaşırmıştı ki elini vurduğum yeri tutup bana korkunç bir bakış attı. Bu tokatı neden atmıştım ki? Ne saçmalıyordum ben!

 '' İyi misin? '' dedim sessiz bir tonla.

 David elini kaldırdı ve vurduğum yanağımı gösterdi.

 '' Bana tokat attın nasıl iyi olabilirim ki? '' dedi küstahça!

 '' Hah. Şimdide suçlu ben oldum. David Fielding bir kere sen ağaç evime girdin, anlatabiliyor muyum? O anahtarı nasıl buldun? Evime de mi girdin acaba!''

 Bir saniye ben az önce sesli mi düşündüm? Lanet olsun! Batırdın Jessie!

 David ne diyeceğini bilemez halde öylece bakıyordu. Şaşırdı tabi çocuk! Şuan kur yapmıyorum ya ondandır!

 '' Anahtar yerdeydi. Diyebileceğim tek şeyde telefonuma gelmiş olan mesaj! '' dedi David ve telefonunu çıkarıp bana mesajı okuttu.

 ' Karşındaki lisenin hırçın güzeli Jessie, acaba evinin yanında ki ağaç evde seninle ilgili neler gizliyor? ' yazıyordu mesajda! Oha! Arkadaşlarım ve ailemden başka kimse ağaç evin içinde olanları bilmiyordu. Onlar böyle bir mesaj atmayacağını biliyordum. Peki ya kim? Doğru ya numaraya dikkat etmeliydim. Numaraya gözlerimi kaydırdım ve rakamları sırasıyla kasaya kaydettim. 07726328761 bu numara bana tanıdık mıydı? Sanırım hayır!

 Hoşnut olmamış ifademle başımı David 'e doğru kaldırdım ve kendimi haklı çıkarmaya çabaladım.

 '' Saçma bir mesaja inanırsan böyle olur! Gördüğün gibi burası bomboş, buraya izinsiz girilmeyeceğini bilmiyor musun?''

TAKİPÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin