yorumlarınızı bekliyorum. iyi okumalar...
GÜNEY
İnci'yi yetimhaneye bırakır bırakmaz ayarladığım şekilde kuyumcunun yolunu tuttum. Sabah müdür ekipmanlar gönderdi diyerek onu kandırmayı başarmıştım. Ekipmanlar zaten önden bana gönderilmişti. Tüm ekip için gerekli olan tüm ekipmanlar evimde özel odada yer alıyordu. Ama İnci için özel bir ekipman istemiştim. MGS'nin İstanbul'daki en iyi hackerine gitmiş ve özel bir sipariş vermiştim. Genelde yur tiçi görevlerde ondan ayardım alırdık. Aramızda oldukça iyi olduğundan bana özel birkaç şey yapmaktan kaçınmamıştı. Onları almış ve yoldan geçerken çiçekçiden elinde güllerle çıkan adam görerek ben de güller almıştım.
Bu benim için de ilkti. İnci'yi ikna edebilmek kolay değildi. Bu yüzden farklı yollar deneyerek ev geri dönmüştüm. Ama şükürler olsun ki fazla üstelemişti.
Verdiğim sipariş çoktan hazırlanmış olmalıydı. Sırf bu hediye için sabah erken kalkıp kuyumcunun yolunu tutmuştum. İnci yüzünden bakalım daha neler yapacaktık. Ama kesinlikle pişman değildim. Bunları bir kız için yapacaksam eğer bu İnci'den başkası asla olamazdı. Benim hayatıma dahil olabilecek tek kız İnci'ydi. Başka birisi olmamıştı olmayacaktı da...
Arabayı büyük ve lüks kuyumcunun önüne park edip indim. Sabah da geldiğimden ne istediğimi biliyorlardı. " Hoş geldiniz Güney Bey" dedi mağaza sorumlusu adam fazla bir sevinç gösterisi göstererek. Bana sandalyelerden birini gösterdi ama oturmadım. Çok fazla vaktim yoktu.
" Hoş bulduk. Siparişim hazırlandı mı?" diye sordum hemen konuya girerek.
" Siparişiniz verdiğiniz ölçüye göre hazırlandı" dedi tezgahın altına uzanarak. Bir süre çıkaracağı şeyi bekledim. Altta kutu seslerini duyabiliyordum. Başkalarının da siparişleri vardı anlaşılan. Sonunda aradığı kutuyu bulmuş olacak doğruldu ve önüme siyah kadife kalp şeklinde bir kutu bıraktı. Doğruluğunu kontrol etmek için kapağını açıp baktım. Evet bu benim siparişimdi. Kutuyu kapatıp adama baktım.
" Umarım istediğim ölçüde yapılmıştır. Hata istemiyorum. Eğer bir küçük bir hata görürsem olacaklara karışmam" diyerek tehdit ettim. Normalde sivil insanları tehdit etmezdim. Ama bu benim için önemli bir hediyeydi. O yüzden hayata izin veremezdim.
Adamın rengi bir anda bir ton atmıştı. " Sizi temin ederim oldukça özenerek ilgilendik. Hiçbir sorun çıkmayacak" dedi nefes almadan.
Kutuyu pantolonumun cebine koydum. " Umarım öyle olur" dedim ve kapıya yöneldim. Ücreti sabah ödemiştim. Hatta fazlasını ödemiş ve tadilatını bir saat içinde bitirmelerini istemiştim. Bitirmesine bitirmişlerdi ama umarım düzgün yapmışlardı.
Arabanın kapısını açıp yerime geçtim. Biraz önce cebime koyduğum kutuyu torpidoyu açıp diğerlerinin yanına bıraktım. Çok yakında hepsi sahibine ulaşacaktı. Ama biraz daha zaman vardı. Arabayı çalıştırıp en yakın telefon bayiinin önüne çektim. Arabadan inerken telefonum çalmaya başlamıştı. İnci olamazdı. Çünkü telefonunu bir zat ben çöpe atmıştım. Zaten bunca sene onu niye kullandıysa artık. Ekrandaki ismi görünce şaşırarak açtım ve kulağıma götürdüm.
" Oğuz."
" Barut... Şey Güney. Biliyorum sizi rahatsız etmemem gerek ama ben eski hayatımdan artık zevk alamıyorum. Aklım sürekli Gizem'de. Bu yüzden İnci'yi görmeye ihtiyacım var. Onunla konuşursam Antalya'ya gitme aptallığından vazgeçebilirim" dedi bir çırpıda. İnci'den önce olsaydı bu telefon böyle bir konuşma için açılmazdı. Oğuz'da numaram olmazdı ve ben bu konuşmayı dinliyor olmazdım. Ama şu an Oğuz'u çok iyi anlıyordum ve hak veriyordum. Sanırım normal biri olmaya başlamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZI
AdventureGüven ve cesaret üzerine kurulmuş olan bir kurumda hiç beklenmeyen biri hain çıkarsa ne olurdu? YADA Değer verdiğin , uğruna her şeyden vazgeçtiğin,o iyi olsun diye defalarca ölümle yüzleştiğin kişi sana ihanet etmişse ne hissederdin? VE YA Mill...