BU HİKAYEDE BAŞTAN SONA KADAR YANIMDA OLAN VE GÜZEL YORUMLARINI ESİRGEMEYEN HERKESE KOCAMAN TEŞEKKÜR EDİYORUM. İLK KİTABIN SONUNA GELDİK. UMARIM HAYALLERİNİZİ KARŞILAYAN YETERLİ BİR İLK FİNAL OLMUŞTUR. BANA GÜZEL YORUMLARINIZLA BİLDİRİRSENİZ SEVİNİRİM. DEVAMINDA NELER BEKLEDİĞİNİZİ BİLİRSEM İKİNCİ KİTABA O KADAR İSTEKLE BAŞLARIM...
GÜNEY
İnci'nin içeriye girmesinden sonra tüm ekibi villanın kapısına yığmıştım. MGS'den gelen yardımcı ekip de komutumla villanın etrafını sarmıştı. Burak, minibüsün içinde bilgisayarların başındaydı. Villanın etrafında olan bütün kameraları İnci'nin içeriye girmesiyle birlikte etkisiz hale getirmişti. Oğuz ve Gizem'de silahlarıyla beraber son komutumu bekler halde minibüsün içinde oturuyordu. Hepimiz İnci'nin komutunu bekliyorduk.
Kaza bahanesiyle lavaboya gittiğini odaya girdiğini kulaklık yardımıyla dinlemiştik. Ama bir anda bağlantı kesilmişti. İnci'nin ağzından duyduğumuz tek şey Selim Bey olmuştu. Sonrası yoktu. Bu beni panikletmek için yeterliydi. Ama Burak baskın için izin vermemişti. Bu kelimelerin içeriye girmek için yeterli olmadığını, eğer kazayla iletimin kesildiyse ve İnci henüz kasaya ulaşmayı başaramadıysa onu riske atacağımızı söylemişti. Birkaç saniye beni durdursa da fikrimi değiştirmem için yeterli değildi.
İnci, hattın kesildiğini fark ettiği an bize ulaşırdı. Ama on dakika geçmişti ancak ondan ses seda yoktu. Burada bu şekilde duramazdım. Eğer yakalandıysa hayatı tehlikede olabilirdi. Selim Kuzey tehlikeli bir adamdı. Bunu riske atamazdım. İnci'yi bu şekilde bırakamazdım.
" On dakika daha bekle. Eğer hala bir haber gelmese hep birlikte içeriye gireceğiz."
Burak'a döndüm. Başında mikrofonlu kulaklık ve üzerinde siyah MGS üniforması vardı. Aynen benim de ve burada görev alan herkesin de üzerinde olduğu gibi. Ve ben bu şekilde içeriye girersem kimliğimi kendi ellerimle açık etmiş olurdum. " İnci'nin hayatı tehlikedeyse ne olacak? Ya o adam onu yakaladıysa ve şu an ona işkence ediyorsa? Ya daha kötüsü..."
" Kötüsü yok Güney. İnci'yi tanıyorsun. On dakikada ölecek biri değil o. Unuttun mu onu sen eğittin. Ama sen düşünmeden hareket edersen ve şimdiye kadar yakalanmadıysa hayatını sen tehlikeye atmış olacaksın. Bunu mu istiyorsun?"
" Ne yapacağımı söyle bana? Burada elim kolum bağlı halde, başına ne geldiğini düşünerek beklememi mi söylüyorsun? Sence bunu yapabilir miyim?"
Gizem cebinden telefonunu çıkarıp birkaç tuşa bastı. Kulaklıktan çalan telefonu duyabiliyorduk." İnci'yi arıyorum." Dedi. Telefon çalıyordu ancak açan kimse yoktu. Bu da her geçen dakika korkularımı güçlendiriyordu. Gizem'in endişeli bakışlarını üzerimde hissediyordum. Ona bakıyordum ama onu görmüyordum. Çünkü tüm duyularımla çalan telefona odaklanmıştım. İnci'nin açması ve cevap vermesi için dua ediyordum. Ama telefon açılmak yerine kapandı. Sanki tüm gök kubbe başımdan aşağıya döküldü.
" Tamam, hadi giriyoruz." Dedi biri ama karşılık vermemiştim. İnci telefona cevap vermiyordu. Aklıma yine o sahne gelmişti. Gözümün önünde vuruluşu, kanlar içinde kucağıma düşüşü, sözleri... Hepsi bir film şeridi gibi gözümün önünden geçiyordu. Aynı manzaraya bir kez daha katlanamazdım. Onu bir kez daha kanlar içinde görmeye gücüm yoktu. Daha kötüsü onu kaybetmeye gücüm yoktu. Onsuz olmaya, onu bu kadar erken kaybetmeye gücüm yoktu.
Omzumda hissettiğim ele tepki vermedim. Siyahlar etrafta koşturuyordu ama bedenimin kontrolünü yeniden ele alamıyordum. Bir anda bedenimi sarsan güçlü kollar, bir nebze olsa da kendime getirmeyi başarmıştı. " Kendine gel Güney. Biraz önce içeriye girmek için başımızın etini yiyordun. Şimdi kıpırdamıyorsun bile."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZI
MaceraGüven ve cesaret üzerine kurulmuş olan bir kurumda hiç beklenmeyen biri hain çıkarsa ne olurdu? YADA Değer verdiğin , uğruna her şeyden vazgeçtiğin,o iyi olsun diye defalarca ölümle yüzleştiğin kişi sana ihanet etmişse ne hissederdin? VE YA Mill...