Oğuz da hemen arkamızdan kafeteryadan çıkmış ve bizi eve getirmişti. Eve gelene kadar telefonum susmak bilmemişti. Ama açmak istememiştim. Arayanın kim olduğunu biliyordum ancak henüz onunla konuşabilecek kadar iyi hissetmiyordum kendimi. Eve girer girmez kendimi yatağıma atmış ve düşünmemeye odaklanmıştım. Bunlar sadece bir oyundu. Yeliz bu kadar etkileneceğimi bilemezdi. Sakin olmalıydım. Onun da bu durumda bir kabahati yoktu. Ama o konuşulanları hatırladığımda üzülmemek elimde değildi. Aileme dil uzatılmasına katlanamıyordum.
" İnci!" odanın içinde yankılanan ses tüm bedenimin kaskatı kesilmesine neden olmuştu. O kişi bu eve gelmiş olamazdı. Bu yanlıştı. Ama umurumda değildi. Şu an en çok ona ihtiyacım vardı. Tam da ona. Doğrulup kapıda duran Güney'e baktım. Yeni geldiği hatta koşarak geldiği bile belli oluyordu. Büyük olasılıkla tüm merdivenleri koşarak çıkmıştı.
" Güney" dedim elimi ona uzatarak. Bekletmemişti. Koşarak yanıma gelip yatağın kenarına oturdu. İhtiyacım olduğu gibi kollarını sıkıca etrafımda dolayıp beni kendine yaslamıştı. " İyi ki buradasın. Yanlış, biliyorum ama iyi ki geldin."
" Böyle bir durumda duramazdım. Senin ne kadar üzüldüğünü hissedip yerimde duramazdım. Merak etme Yeliz'e bunun hesabını soracağım" dedi oldukça öfkeli bir şekilde. Her ne kadar bu içimde bir yerlere iyi gelmiş olsa da, Yeliz'in de bir kabahati yoktu. Bu konu hakkında bu denli hassas olduğumu bilemezdi. Tamam bilseydi de bu şekilde davranabilirdi. Ama o zaman onu suçlayabilirdim. Ancak bu kez onu uyarmamıştım ve ona bu konu hakkında kızamazdım.
" Yeliz'e kızma. Onu bu konu hakkında uyarmayarak hatayı ben yaptım. Doğaçlama oyun olunca elbette benim duymak istemediğim şeyler söyleyecekti. Bu konuyu ben hallederim."
" Öyle istiyorsan öyle olsun." Dedi.
" Biraz burada kalabilir misin? Bir haftadır uzağız birbirimize. Belki de bu yüzden kendimi bu kadar güçsüz hissettim. Sanırım senin yanımda olduğunu bilmediğim zamanlar zorlanıyorum." Dedim ona biraz daha sokularak. Onu gerçekten özlemiştim. İçimdeki tüm boşluklara onu koymaya başladığımdan beri ona ihtiyacım vardı. Güney'den güç almaya gerçekten ihtiyacım vardı.
" İstediğin sürece buradayım" Dedi. Buna yürekten inanıyordum. Beni hiç yalnız bırakmayacağına inanıyordum. Tereddüt ettiğim yerde arkamda olacağını, düştüğüm zaman el uzatacağını biliyordum. Onu yakınımda gördüğüm zaman kendimi daha güçlü hissediyordum. Herkesin Ateş olarak tanıdığı İnci'yi, Güney'in yanında hissediyordum.
*****
Hava benin ruh halim gibi bozuktu. Eylül ayının sonlarına gelmiştik ve sonbaharın etkileri artık kendini hissettirir olmuştu. Gri bulutlar gökyüzünü tamamen sarmıştı. Camın arkasından bakılınca bile dışarısının soğuk olduğunu hissedebiliyordum. Artık sıcak günlere elveda deme vakti gelmişti. Bundan sonra yağmura, soğuğa kapılarımızı açma vakti gelmişti. Buna artık hazırlıklı olmama gerekiyordu. Hoş ben yağmurlu havaları severdim. Çünkü bu havalar bana yanlızlığımı hissettirirdi. Kimsesizliğimi, ayakta durmam gerektiğini, çabalamam gerektiğini hatırlatırdı.
Şimdi yine yağmur yağıyor ve hafif bir rüzgâr yaprakları ağacın esaretinden kurtarıyordu. Kendimi de savrulan o yapraklardan biri gibi hissediyordum. Her ne kadar bu görev için çok istekli olmuş olsam da ilk günden çuvallamıştım. Daha doğrusu kendi içimde çuvallamıştım. Cem konusunda Yeliz'in bu acımasız sözleri sayesinde amaçladığımdan daha büyük bir gelişme elde etmiştim. Beni sadece fark etmekle kalmamış aynı zamanda elini de uzatmıştı. Bu süper bir gelişmeydi. Ama kalbimdeki acı yüzünden zevkini bile çıkaramamıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/45452525-288-k518688.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZI
AdventureGüven ve cesaret üzerine kurulmuş olan bir kurumda hiç beklenmeyen biri hain çıkarsa ne olurdu? YADA Değer verdiğin , uğruna her şeyden vazgeçtiğin,o iyi olsun diye defalarca ölümle yüzleştiğin kişi sana ihanet etmişse ne hissederdin? VE YA Mill...