İTİRAF

40.9K 2.1K 360
                                    

Bol bol yorumlar bekliyorum.... iyi okumalar.....
Sabah erken bir saatte kalkmıştım. Açık olan balkon kapısından içeriye giren güneşin ışınları yatağıma vuruyordu. Keyifliydim. Dünden sonra bir daha böyle hissedemeyeceğimi düşünmüştüm ama sanırım bende üzgünlüğe karşı bağışıklık vardı. Şu an dünden eser yok gibiydi. Kollarımı açıp vücudumu esnettim. Derin nefesler alıp kendimi mutlu bir güne hazırlıyordum. Bu gün dünden güzel olacaktı. Buna inanmak istiyordum.


Yataktan kalkıp banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım. Aynadaki yansımam bile düne oranla daha canlıydı. Aslında dün birçok şeyi berbat etmiştim. Tanışmam gereken kişiyi göremeden geri dönmek zorunda kalmıştım. Ama daha zamanımız vardı değil mi? Bu da bu günün güzel olacağına dair inancımı arttırmıştı. Yüzümü kurulayıp odaya geri döndüm. Gizem'i uyandırmamaya özen göstererek çantadan bir post it çıkarıp dışarıya çıktığımı yazdım. Alışkanlıkları değiştirmek doğru olmazdı. Vücudum koşmaya alışkındı. Eğer alışkanlığı aksatırsam MGS'ye geriye döndüğümde zorlanırdım.


Bir lastik tokayla saçımı toplayıp odadan çıktım. Üzerimde şort ve kalın askılı bir atlet vardı. Bunlar koşu için iyiydi. Yeni bir şeyler giyinmek için vakit kaybetmeme gerek yoktu. Buna sevinmiştim. Çünkü Gizem'in valizinden neler çıkar düşünmek bile istemiyordum. Onu uyandırmamaya dikkat ederek odanın kapısını açıp çıktı. Görünürlerde kimseler yoktu. Herkes uykuya teslim olmuştu anlaşılan. Aslında hakları vardı. MGS'de uyumak için çok bir zamanımız olmuyordu. Hep çalışmak zorundaydık. Bu durumdayken şu an fırsatını bulunca uyumamak aptallık olurdu. Tamam bende biraz aptal olabilirdim. Ancak ben erken uyanmaya alışkındım. Elimden aksi gelmiyordu.


Merdivenlerden yavaş yavaş inip dış kapıdan çıktım. Güvenliği geçmek zor olmamıştı. Artık bizi tanıyordu. Bu nedenle her birimize özenli bir şekilde davranıyordu. Beni fark ettiğinde demir kapıyı açıp çıkmama izin verdi. Güney'in evi oldukça iyi bir yerdeydi. Şehir dışında sakin ve ferah bir yerdi. Tam hayallerimdeki evdi burası. Dinlendirici ve huzurlu.


Koşmaya başladım. Bir yandan evin etrafını inceliyor, diğer yandan da koşuyordum. Her geçen dakikada bu eve olan hayranlığım artıyordu. İlerde ormanlık alan vardı. Ailemle en son gittiğim pikniği hatırlatacak kadar da güzel görünüyordu. Zaten gittiğim son piknik de oydu. Bir daha öyle bir şansım olmamıştı. O günleri özlemediğim tek bir gün bile yoktu. İlk seneler annemi ve babamı aramadığım bir günüm olmamıştı. Kabullenemiyordum. Onlarsız kaldığıma, artık kimsem olmadığına inanmak istemiyordum.


Benim küçük ama mutlu bir ailem vardı. Durumumuz çok iyi değildi. Hiçbir zaman zengin kesime ait olmamıştım. Ama yine de hayatımdan memnundum. Annem ve babamla huzurlu bir aileye sahiptim. Ta ki o güne kadar. Onların şehit olduğunu öğrendim gün, tüm dünya başıma yıkılmıştı. Bir anda kimsesiz kalmıştım. Oysa ben alışkın değildim ki. O yüzden kabullenmem uzun zaman almıştı. O günden sonrada kimseyi kendime yaklaştırmamıştım. Çünkü ben de polis olacaktım ve arkamda kimseyi bırakmak istemiyordum. Geride kalmanın ne demek olduğunu çok iyi biliyordum.


Şimdi her ne kadar kendimi kimseye bağlamamaya çalışsam da, Güney o duvarları bir şekilde kırmıştı. Nasıl olmuştu ne zaman olmuştu bilmiyorum. Tek bildiğim Güney o duvarları yerle bir etmişti. Kalbimle birlikte üstelik. Yeliz'le birlikte olmaya başladığı an her şeyi mahvetmişti. Onu anlamıyordum. Hem Yeliz'le birlikteydi, hem de bana saçma sapan şeyler söylüyordu. Sonra bana inan diyordu.


Olduğum yerde durdum. Ne yapıyorum ben ya? Bunları düşünmek yok. Güney'in söylediklerini düşünmek yok. Onun aklımı karıştırmasına izin vermek yok. Geriye dönüp bu kez de eve doğru koşmaya başladım. Evden oldukça uzaklaştığımı da o zaman fark etmiştim. Ne ara bu kadar yol koşmuştum cidden? Vay be? Aldığım cezalar gerçekte işe yarıyordu anlaşılan. Hiç fark etmeden ve zorlanmadan oldukça iyi bir yere kadar koşmuştum.

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin