ilk bölüm hakkında düşüncelerinizi belirtirseniz diğer bölümlerde yardımcı olacaktır iyi okumalar..
multimedya da inci var :D
*****
"Kaybettiğin tek savaş,
Uğrunda savaşmaktan vazgeçtiğindir.."
Che Guevara
İNCİ
Hayatım kelimenin tam anlamıyla yalnızlıktan ibaretti. Oysa her çocuk gibi ben de anne ve babamla yaşamak ve onlar gibi bir kahraman olmak isterdim. Ama olmadı. Onlar bu diyardan çok erken göç etmişlerdi. Ben de çocuk esirgeme kurumunda, benim gibi onlarcasıyla beraber büyümek zorunda kalmıştım.
Onlara dair çok bir şey hatırlamıyorum. Ben on yaşındayken ölmüşlerdi. Zaten sürekli görevden göreve koştukları için ilk zamanlar çok yadırgamamıştım gidişlerini. Ama zaman geçtikçe yani ben büyüdükçe bazı şeyler de değişmişti. Mesela onları özlemeye başlamıştım. Ve bu özlem her geçen gün daha fazla hissedilir olmuştu.
Her zaman onların izinden gitmeyi planlamıştım. Polis olmak hayallerimin başında geliyordu. O yüzden oldukça çaba harcamıştım. Polis koleji sınavlarına girmiş ama hiçbir sonuç elde edememiştim. Oysa polis yakını olarak bir önceliğim olması gerekiyordu. Ama olmadı. Ben de diğer kaybedenler gibi bir kenara fırlatılmıştım. İşte bunu hazmedemiyordum. Üzerinden dört yıl geçmişti ama hala bunu hazmetmiş sayılmazdım. Ben polis olmak istiyordum. Ailem gibi bu vatan uğruna savaşmak ve gerekirse bu uğurda ölmek istiyordum. Ama ne yazık ki onlar benim gibi düşünmemişti.
Ben de kendi kaderime düşen kısmı yerine getirip, devlet lisesine kaydoldum. Sıradan bir devlet lisesi değildi bu. Sınavla öğrenci kabul eden ve sadece gerçekten hak eden öğrencilerin kabul edildiği bir liseydi. Ve ben ilk girişte kazanmıştım. Zeki olduğumu asla saklamıyordum. Çünkü öyleydim. Asla sıradan zevklerim olmadı. Hayatta kimsesi olmayanlar gibi benim de belli bir hedefim vardı. Bu yüzden bütün olanaklarımı beni amacıma götürecek yollar için çabalayarak harcamıştım.
Girdiğim lise oldukça donanımlıydı. Ülkedeki en iyi okul bile denilebilirdi. Şöyle söylersem belki daha açıklayıcı olabilirdi. Burası zengin ailelerin bile çocuklarını göndermek için çabaladıkları özel bir okuldu. İlkokuldan lise sona kadar geniş bir yelpaze de eğitim veriliyordu. Ve ben de çok uğraşmadan kazanmıştım. İlk zamanlar biraz zorlandığımı inkâr etmiyordum. Çünkü anaokulundan itibaren burada okuyan öğrenciler de vardı ve ben asla ikinciliği kabullenen biri olmamıştım. Bu hayatta en iyisi olmak dışında hiçbir amacım yoktu.
Okulumuz oldukça iyi bir eğitimden geçirmişti bizi. Bir lise son öğrencisi olarak, her türlü teknolojik gelişmelerden haberdar ve bilgi ağını kullanmada iyiydim. Üç dili rahat ve akıcı olarak konuşabiliyordum. Bunlar elbette benim seçimimdi. Dil buralarda zorunlu seçmeli dersi. Beşe yakın dil vardı ve sen istediğin üç tanesini seçip uzmanlaşıyordun. Ben de İngilizce, Fransızca ve Arapça seçmiştim. Aslında Çince ve Almancayı da almak istemiştim ama yönetim buna izin vermemişti. Ne kadar zeki olursam olayım diğer herkes gibi muamele görmem gerektiğini düşünüyorlardı. Ve diğer herkes gibi sadece üç tane dil öğrenmekle yetinmek zorundaydım.
Elbette ben bununla yetinen biri değildim. Almancayı ders kitapları ve CD'ler yardımıyla da öğrenmiştim. Öğretmenler her ne kadar olmaz deseler de benim pes etmeyeceğimi öğrendikleri için yardım ediyorlardı. Yani gayri resmi olarak bu dersi de öğrenmiştim. Benim için yeterli miydi? Hayır değildi. Ben her zaman daha fazlasını isteyen bir kız olmuştum ve bu konuda da fazlasını istemekten çekinmiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZI
PertualanganGüven ve cesaret üzerine kurulmuş olan bir kurumda hiç beklenmeyen biri hain çıkarsa ne olurdu? YADA Değer verdiğin , uğruna her şeyden vazgeçtiğin,o iyi olsun diye defalarca ölümle yüzleştiğin kişi sana ihanet etmişse ne hissederdin? VE YA Mill...