KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZI

FELAKET

İNCİ

Barut acil durum notu yollayarak hepimizi, eğitim alanında topladı. On dakika olmuştu ancak kendisi ortalarda görünmüyordu. Bu normal bir durum değildi. Değildi çünkü Barut asla geç kalmazdı. Herkesten önce gelirdi ancak geç gelmezdi. Bu da ortada büyük bir sorun olduğun gösteriyordu. Ve bu büyük sorunun bizim başımıza bir dert açacağına dair hislerim güçleniyordu. Ekiptekiler huzursuzlaşmaya başlamışlardı bile. Bizim neden burada beklediğimizi, Barut'un hala neden gelmediğini benim gibi merak ediyorlardı.

O sırada okulun kapısından diğer ekipler gözükmeye başlamıştı. Peş peşe olduğumuz yere doğru geliyorlardı. Onlarla ortak bir dersimiz yoktu. Buna emindim. Sınıflarda gördüğümüz dersler dışında aynı ana denk gelen dersler yoktu. Ama nedense hepsi eğitim alanına toplanmaya başlamıştı. Bora ve ekibi her zamanki halleriyle tam karşımızda dikilmeye başladığında, neden burada olduğumuzu anlamıştım. Barut bize sabır dersi veriyordu. Bora'yı ne kadar öldürmek istesem de hiç bir şey yapmadan beklemek zorunda kalmamı sağlamıştı. Önce kendimi sonra onu tebrik etmeliydim.

" Dikkat!" sert ve kararlı bir ses kalabalığı yarıp geçmişti. Ben sesin geldiği yöne bakarken, diğerleri de bizim gibi tek sıra olup yan tarafa geçmişlerdi. Şimdi dört ekip de ölçmüş gibi düz bir sıra halini almıştı. Bu da eğitimimizin bir parçasıydı. Üstlerimiz geldiğinde milim bile hata olmadan sıraya girmeyi becerebilmemiz gerekiyordu.

MGS' de eğitmenlerden sonra en yetkili kişiler, siyah ekip diğer adıyla( Black team) olarak bilinen kişilerdi. Yani Barut ve diğer üçü eğitmenlerden sonra gelen yetkililerdi. MGS' de hiç kimsenin onlara yan gözle bakması, emirlerine karşı gelmesi söz konusu değildi. En tehlikeli görevlere gidip oradan sağ çıkabilecek kadar yetenekliydiler. Barut ve Zehir'i yakından tanıdığımdan bu konuda emindim. Barut ölüm makinesi gibiydi zaten. Ancak Zehir'inde ondan pek bir farkı yoktu. Sinir bozucu yapısı sayesinde rakiplerinin hiç şansı yoktu. Büyük olasılıkla Zehir'e bırakmadan kendileri intihar ediyorlardır. Bunu ciddi ciddi düşünüyordum hani.

Dördü de tek sıra halinde önümüzde dizildiklerinde, ortada garip bir durum olduğuna da emin olmuştum. Bu dörtlü ölüm ekibini bir arada görmek herkese nasip olmuyordu. Kimsenin görmemesi de hayra alamet olurdu zaten. Bu dörtlü bir arada göründüyse, birileri ölecek demekti. Umarım o ölecekler arasında biz yokuzdur.

" Size bir duyurumuz var. O yüzden dikkatli dinleyin. Çünkü anlatacaklarımız sizin için çok önemli. Bu dönem bazı özel sebeplerden dolayı bir buçuk ay sonra yapılacak olan sınav ikiye ayrıldı. İlk kademesi hafta sonu yapılacak. Yani iki gün sonra." Barut susup bize şaşırma süresi tanıdı. Bizim ekip hariç herkesten uğultular yükseliyordu. Biz konuşma girişiminde bile bulunmamıştık. Hazır ol da durmuş doğrudan Barut'a bakıyorduk. Çünkü bunun bir boy gösterisi olduğunu biliyorduk. Barut diğerlerine, ekibinin ne kadar disiplinli ve emirlere uyan kişilerle dolu olduğunu gösteriyordu. Ve halinden memnun olduğu, yüzünde oluşan belli belirsiz gülümsemeden anlaşılıyordu.

" Kesin sesinizi." Diye bağıran Zehir'e gülmek istemiştim ama dudağımı ısırarak kendime engel olmuştum. Herkes yeniden sessizliğe büründüğünde Barut başıyla onayladı.

" İlk kademe sınavdan geçemeyenler MGS'yi terk edecekler. Burada daha fazla eğitim alamayacaklar." Cidden neler oluyordu? Bu normal bir durum değildi." Hafta sonu yapılacak olan sınavda şimdiye kadar öğrendiğiniz her şey testten geçecek. Aldığınız teorik dersler, fiziksel dersler tek tek kontrol edilecek. Yeterli bulunanlar burada kalıp eğitimine ikinci kademe olarak devam edecek. Diğerleri de geldikleri yere geri dönecekler. Buraya kadar anlaşılmayan bir yer var mı?"