KISKANÇ

28.2K 1.5K 238
                                    


GÜNEY

Aylar hiç olmadığı kadar zor geçiyordu benim için. Sevdiğim kadını başka bir adamın yanında görmek her geçen gün daha zor geliyordu. Çin işkencesi bile bundan daha insaflıydı. Müdürün bunu yaptırdığına hala inanamıyordum. Buna katlanmak dayanılmazdı. Ben Barut, sevdiğim kadını her gün başka bir adama gönderiyordum. Hatta ona gitmesi için yardım ediyordum. Bunları düşündükçe kafayı yiyeceğimin farkındaydım elbette. Ama başka bir şey de düşünemiyordum.

Buna katlanamadığım gibi İnci'ye de zarar veriyordum. Onu kırdığımın farkındaydım. Ama bu elimde olan bir durum değildi. Onu bir başkasıyla oyun olsa bile paylaşmaya dayanamıyordum. Ve bunu açıkça dile getiremediğim için kalp kırıcı şeyler yaptığımı kabul ediyordum. Özellikle ondan uzak durmak gibi. Bunu onun iyiliği için yapıyordum. Çünkü duygularımı ona yansıtırsam daha kötü olacağını biliyordum. Ama kalbini kırdığımı da inkâr etmiyordum. Onun ne kadar kötü hissettiğini uzaktan görmeme rağmen anlayabiliyordum.

Bunu telafi etmek için güzel bir fırsatım vardı ama. Her ne kadar yine olanları hazmedemeyip delirecek olsam da bu güne kadar yaptıklarımı telafi etmenin bir yolu vardı. Bunun için Oğuz ve Gizem'in yardımı da gerekiyordu. Bu nedenle İnci'yi okulda bırakıp ikisinin gelmesini istemiştim. Nasıl olsa Zehir onu kolluyordu. Bu yüzden onun için endişelenmeme gerek kalmıyordu.

Gizem ve Oğuz geldiğinde meraklı olduklarını görebiliyordum. " İnci'nin doğum günü yaklaşıyor." Demiştim. Ve bu açıklama onlara yetmişti. Gizem bunu söylememi bekliyor gibiydi. Sanki aylar öncesinden bir şeyler yapacağımı ona söylemişim gibi ardı ardına fikirlerini anlatırken şaşkınca onu izliyordum. İnci'yle bu kadar iyi anlaşmalarının nedenini artık daha iyi anlıyordum. Bu kızların aklı nasıl bu denli şeyleri akıl edebiliyordu anlayamıyordum. Sanırım Zehir haklıydı. Bu ikisinden oldukça iyi kiralık katiller olurdu. Plan ve suikast yapmakta zorlanacaklar gibi görünmüyorlardı.

Gizem heyecanla onlarca fikir verirken ben de aklıma yatanları aklımın köşesine not edip hazırlıklara başlayacaktım. Bu kutlamayı ses getirmemesi için İnci'nin evinde yapacaktık. Ben ve Burak her zaman olduğu gibi yine gizlice girecektik eve. Bu sorun değildi artık. Buna alışmıştık. Ama ondan önce İnci'ye hiçbir şey çaktırmadan iyi bir hazırlık yapmamız gerekecekti. İşte en zor kısım burasıydı. İnci'ye nasıl çaktırmayacağımızı henüz bulamamıştım. O kız bir ajandı. En küçük bir hatayı fark edebilir ve sürpriz mahvolurdu. Buna izin veremezdim.

" Endişelenme. O gün İnci'yi evden çıkaracak bir fikir var aklımda." Dedi Gizem. Nedense hiç şaşırmamıştım. Her zaman bir planı olurdu bu kız milletinin.

" Ya şüphelenirse?" diye sordu Oğuz.

" Şüphelenmez. Çünkü doğum günlerini uzun zamandır kutlamıyor. O yüzden onu bir şekilde o gün evden uzak tutmanız gerekiyor. Gerisini ben halledeceğim."

" Anlaşıldı." Dediler ellerini başlarına götürüp selam vererek.

Gülümsememe engel olamamıştım. " MGS'de bunu yapmak için bu kadar hevesli değildiniz." Diye takıldım onlara.

" Çünkü şimdi mecbur değiliz. Böyle daha eğlenceli oluyor." Gizem'e cevap yetiştirmeye gerek yoktu. Hali hazırda mutlaka cevabı olurdu zaten.

Onlarla ayrılıp kendi evimin yolunu tuttum. Bu eve İnci'den sonra tek başıma gelmek işkence gibi bir şey olmaya başlamıştı. Onunla geçirdiğim bir haftanın izleri evin her yerine yayılmıştı. Sanki her köşe başında ondan bir iz vardı.

KOD ADI SERİSİ-1 KIRMIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin