12. Bölüm

2.2K 127 0
                                    


Stephan öfkeyle sıktığı yumruğunu masaya indirdi.Kontrolünü kaybedeli çok olmuştu,öfkesinden sıktığı çenesinde bir damar kabarmıştı.
Karşısında ki adam bu öfke karşısında biraz daha sindi omuzlarının içine.Üstü başı hırpalanmış,yüzünde yer yer morluk ve şişlikler oluşmuştu.En çokta suratına yediği yumruktan sonra patlayan dudağının acısı yakıyordu canını.Aptalca bir sadakatin bedelini bu şekilde ödemişti ama konuşmakta kurtarmamıştı onu…

Bakışlarından bile korktuğu adam yine üzerine doğru gelince dizlerinin üzerine yere çöktü ve “Yemin ederim başka bir şey bilmiyorum” diye feryat etti.

“Bildiğim her şeyi anlattım,yemin ederim daha fazlasını bilmiyorum.Ben sadece bana emredileni yaptım o kadar.Bay Fairley ne dediyse sadece onu yaptım”

Stephan ona doğru eğilip kirli gömleğinin yakasını avuçlarken “Amacı neydi peki ?” diye sordu.Duyduklarını aklı mantığı kabul etmiyordu ama adamın doğruyu söylediğinden de emindi. En azından yüzüne attığı o sert yumruktan sonra söyledikleri doğruydu.

Adam “Bilmiyorum” diyecek oldu ama Stephan tuttuğu gömleğin yakasını yukarı doğru çekip onu nefessiz bırakınca “Tamam anlatacağım” diyerek pes etti.

Stephan yakasını iğrenircesine bıraktığı adamın yanından kalkarken “En baştan başla” diye emir verdi “O işi kabul ettiğin günden itibaren her şeyi anlat”

Dizlerinin üzerine doğrulup otururken göz ucuyla odanın köşesinde ki Tom’a baktı adam.Bu kahrolası adamın içki teklifini neden kabul etmişti ki sanki.Üstüne bir de iki şişeden sonra altı yıl önce ki o güne dair her şeyi anlatmıştı.Şimdi boşboğazlılığının sonucunda dudağında büyük bir yarık ve karşısında öfkeden kudurmuş gibi bakan genç bir asil vardı.

Stephan elini ovuştururken ters ters ona bakıp “Seni dinliyorum” deyince boğazını temizleyerek konuşmaya başladı.

“Bay Santron yani bana bu işi veren adam,bir gün yanıma birkaç adam daha alıp bir çiftliğe gitmemi söylemişti.Geofrey Fairley çiftliği büyütmek istiyormuş.Bende dediğini yaptım ve adam toplayıp çalışmak için gittim.Hızla çalışıyorduk.Bitmek üzereydi işimiz.Ama sonra bay Santron bir gün geldi ve özel bir şey konuşmak istediğini söyledi.Sanırım çiftliğin sahibinin kızının düğününden bir ay kadar sonraydı”

“Ne söyledi ?” diye kesti onun sözünü Stephan.Eliyle dağılmış saçlarını geri iterken odanın ortasında ki masaya dayandı ve kollarını göğsünde birleştirdi.Üzerinde ki koyu renk gömleğin kollarını yukarı kıvırmıştı.

Adam, ondan tarafa bakmamaya çaba sarf ederken “İşi yavaşlatmamızı istedi” diye devam etti;

“Kendisinin bir süre ortada olmayacağını söyledi.Benden de diğer çalışanlara onun parayı alıp kaçtığı haberini yaymamı istedi.Böylece çalışanlar işi bırakacaktı”
“Sonra ne oldu peki ?”
“İlk başta amacımız sadece işi bırakmak ve çiftliğin sahibini zor duruma sokmaktı ama adamın kızı borç para almak için birinden yardım istemeye gitti.Eğer olur da parayı bulursa diye bizde yaptığımız tüm ahırları ateşe verdik”
“Bu emri size kim verdi ?”

Stephan’ın soğuk sesi karşısında ürpermişti adam.

“Bay Geofrey’nin kendisi” derken bakışlarını yere dikti “Bay Santron’da emirleri ondan alıyormuş zaten”
“Adam kendi çiftliğini ateşe vermenizi istedi yani öyle mi ?”

Cevap vermeden kafasını sallamakla yetindi adam.Bildiği her şeyi anlattığına göre artık gitmek istiyordu.
Eliyle yerden destek alırken “Başka bir şey bilmiyorum” dedi ve ayağa kalktı.

Asaletin BedeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin