“Sence bu nasıl Eloise ?” diyerek elinde ki elbiseyi gösterdi Elizabeth,hava çok sıcak değildi ama genç kızın yanakları kızarmıştı. Sesinde de belirgin bir telaş vardı.
Eloise okuduğu kitaptan başını kaldırıp umursamaz bir şekilde elbiseye baktıktan sonra “Bir öncekiyle aynı” dedi ve tekrar kitabına döndü. Böylesine güzel bir günde odaya hapsolduğu yetmiyormuş gibi birde ablasının elbise denemelerine katlanmak zorunda kalmıştı. Son yarım saattir ömründe görmediği kadar elbise gördüğüne yemin edebilirdi.
Sonunda dayanamayıp kitabın kapağını sertçe kapadı ve uzandığı yataktan doğrularak hızla ayağa kalktı.
Üzerinde ki beyaz elbise yatağa uzanırken dikkat etmediği için kırış kırış olmuştu. Birkaç el hareketiyle elbisesini düzelttikten sonra önüne düşen kızıl buklelerini geri itip ensesinde birbirine dolayarak toparladı. Ama yumuşak saç kümesi bu toplamaya sadece birkaç saniye dayanabilmişti,daha ileri doğru bir adım bile atamadan omuzlarından aşağı dalga dalga dökülmüştü bile.
“Ben biraz bahçeye çıkacağım” diyerek kapıya yöneldi genç kız. Odanın kapısını açmak için elini uzattığı anda Elizabeth hızla önüne geçerek durdurdu onu ve “Hiçbir yere gidemezsin” dedi ikaz dolu bir sesle “Dün yemekten ayağını bahane edip erken ayrıldın,bu sabahta kahvaltıya aynı bahaneyle gelmedin. Şimdi bahçeye çıkarsan yalan söylediğin anlaşılır,hem topallamıyorsun bile. Üstelik unutma ki bu yalana dün akşam bende dahil oldum,şimdi yürüyüşünde hiçbir engel olmadığını gördüklerinde bu sabah olduğu gibi dünde onları kandırdığını anlarlar”
“Kendimi daha iyi hissettiğimi söylerim” diye itiraz etti Eloise hemen ama Elizabeth’in yüzünde ki kararlı ifadeden geri adım atmayacağını da anlamıştı.
Ayağını sinirle yere vurup topuğunun üzerinde geri döndü ve birkaç adımda yatağının yanına gelip yüzüstü uzandı…Bıraktığı kitabını yeniden eline alıp sayfalarını açtı ama kafası okuduğunu anlayamayacak kadar doluydu.
Elizabeth eline aldığı farklı bir elbiseyi üzerine tutup aynadan kendine bakarken Eloise kitabını kapattı,dirseğinin üzerinde doğruldu ve elini başının altına koyup ablasını incelemeye başladı. Altın sarısı saçlarını ensesinde zarif bir topuzla sabitlemişti Elizabeth,üzerinde ki kare kesim yakalı koyu kırmızı kadife elbise vücudunu tamamen sarmış,ince belinin üzerine geçirilen geniş siyah kuşak bu kısmı daha belirgin hale getirmişti.
“Üzerinde ki elbise güzel işte,neden başka bir tane giymek istiyorsun ki ?” diye söylendi Eloise somurtarak. Bir elbise için saatlerce düşünmek aptallıktı ona göre,eline hangisi gelirse onu giymek daha pratik ve zahmetsizdi. Ayna karşısında saatler harcamak asla ona göre değildi.
Eizabeth yüzünü çevirmeden aynada ki yansımadan kardeşine baktı ve “Güzel görünmek istiyorum da o yüzden” dedi gülümseyerek. Önüne tuttuğu koyu sarı elbisenin uygun olup olmayacağına karar vermeye çalışırken “Öğlen yemeğinde leydi Margaret’in yeğeni de bize eşlik edecek” dedi sanki basit bir konudan bahsediyormuş gibi. Ama zaten kızarmış olan yanakları bu itirafla biraz daha kızarmıştı ve Eloise bunu aynada ki yansımadan bile rahatlıkla fark etmişti.
“Son günlerde ailecek yemek yiyemez olduk” diye hayıflandı Eloise ve yavaşça yataktan doğrulup ayaklarını aşağı sarkıtarak oturdu.
“Dün o adam vardı bugün de bu,senin için üzgünüm ablacım ama bugünde benim için yalan söylemek zorunda kalacaksın. Yemeği odamda yemek istediğimi anneme söyle lütfen”
“Annem kesinlikle buna karşı çıkacaktır Eloise” diye itiraz etti Elizabeth ve elinde ki elbiseyi kenara bırakıp kardeşine yaklaşarak yanına oturdu.
