“Madison!” Josh’ın arkamdan bağırdığını duyup ona doğru döndüm.
“Hey!”
“Yarın uygun musun; sinema için?” Josh ile birlikte sinemaya gideceğimiz tamamen aklımdan çıkmıştı.
“Ah, evet. Sanırım.”
“Güzel. Akşam yedide meydandaki parkta ol.”
“Pekâlâ.”
Tam arkamı dönüp gideceğim sırada tekrar bana seslendi. Bu kez kısık konuşuyordu. “Şenlikte konser verecekmişsin.” Bunu nereden biliyordu? Hâlbuki her yıl şenliğe kadar kimin konser vereceği bilinmezdi.
“Sen benim söyleyeceğimi nereden biliyorsun?”
“Broşürü okumadın mı sen? Gitarist Josh Simon.”
“Aman tanrım! Sen de mi konserde olacaksın yani! Ayrıca gitar çaldığını bilmiyordum.”
“Ben de şarkı söylediğini bilmiyordum.”
“Kimse bilmiyordu.” Önüme doğru baktım. “Gitmem gerek, hoşça kal.”
“Yarın saat yedide!” Arkamdan bağırdı. Koşarak sınıfıma ilerledim.
Sınıfa koşarken yine birisiyle çarpıştım ve bu kez düşen sadece kitaplarım değildi. Ben de tökezleyip yere düştüm.
“İyi misin?” Bu Ronald’dı.
“Git başımdan.”
Yere eğildi ve bana doğru masum bir şekilde baktı. “Geçen gün olanlar için özür dilerim. Sarhoştum.”
“Okul vaktinde mi?”
“Şey, evet. Bundan kimseye bahsetmesen iyi olur.”
“Sarhoş olduğundan mı, bana yaptığın şeyden mi?”
Yere doğru baktı. “Her ikisinden de.”
“Doğru. Benimle muhatap olmak egonu zedeler öyle değil mi?” Sesimin titrediğini fark etmiştim.
“Eğer bana bir şans vereceğini bilsem, seninle her şeye rağmen birlikte olurum Madison. Ama sen diğerleri gibi değilsin işte. Popülerlik peşinde koşmuyorsun.”
“Popülerlik peşinde koşmuyorum öyle mi? Hâlbuki şu son zamanlarda tam tersini yapıyorum,” dedim içimden.
Elleri ile saçımı düzeltti. “Sen gerçekten güzelsin.” Doğrusu Ronald’ı ilk kez böyle görüyordum. Dışarıdan hep sert gözükürdü. Bana karşı yumuşaktı; tıpkı V gibi.
“Sağ ol.” Tamam, bu söylediğim kesinlikle oduncaydı.
“Yarın akşam bir şeyler yapmak ister misin?”
“Üzgünüm, yarın akşam boş değilim.”
“Ne işin var?” Şimdi de sorguya mı çekecekti?
“Josh’ı biliyor musun? Josh Simon.”
“Evet.” Bunu sert bir şekilde söylemişti. Aslında beni kıskanması hoşuma gitmişti.
“Gitmeliyim, sonra görüşürüz.” Yavaşça ayağa kalktım.
Benimle birlikte çömeldiği yerden kalktı ve elimi tuttu. Şaşkınlıktan ne yapacağımı bilememiştim. “Başka bir akşam görüşürüz o zaman.” Sonra gitti.
Önüme döndüğümde ileride Emy’nin beni izlemekte olduğunu fark ettim. Sonra bana doğru sinirli bir şekilde yürümeye başladı. Emy daha çok sessiz birisi olduğu için bugüne kadar aramızda hiçbir sorun geçmemişti. Ama suratına bakılırsa durumlar değişecek gibi gözüküyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popülerlik Merdiveni
Teen Fiction14 yaşında yazdığım bir hikaye. Birçok eksik var farkındayım. Ancak lütfen, 14. En azından burada dursun, 14 yaşında iyi iş çıkardığımı düşünüyordum. Dolayısıyla o yaşlardaki kitlenin hoşuna gideceğini de biliyorum. İyi okumalar. -Beyza Doğuç.