Yatağımdan usulca kalktım. Cadılar bayramı için dolabın kapağına asmış olduğum kostüme doğru baktım. Çok klişe kalsa da, bu her yıl giydiğim ölü gelin kostümüydü. Uzun, yırtmaçlı, fazlasıyla yıpranmış bir gelinlik, duvak, beyaz eldivenler, mavi peruk ve elimde tutacağım bir gelin çiçeği. Makyaj olarak vücudumun görünen tüm kısımlarına beyaz pudra sürecektim ve birkaç yeri yaralanmış veya çürümüş izlenimi verecek şekilde boyayacaktım. Genelde her yıl bugünüm iğrenç geçerdi. Ancak bu kez Josh ile cadılar bayramına özel açılan panayırda buluşacaktık. Zaten herkes orada takılırdı.
Dün gece JC ile konuştuklarımız yüzünden uyuyamadığım için dolayısıyla çok geç kalkmıştım. Kafamda dün aramızda geçen diyalog canlandı.
“Sen… Sen bunu zaten biliyordun.”
“Emin ol bilmek istemezdim. Annem bana bunu anlattığında ölmek istemiştim.”
“Annen bunu nasıl bilebilir ki?”
“Kendisi fark etmiş. Sonra babama, babana sormuş ve babam da olabileceğini söylemiş.”
“Yani onun kızı olduğumun farkında ve benimle bir kez bile konuşmadı öyle mi?”
“Emin ol yalnız değilsin. Benimle de ilgilendiğini söyleyemem.”
“Sana kötü mü davranıyor?”
“Daha fazla burnunu sokma artık.”
“Neden kardeş olduğumuzu dahi bildiğin halde bana bu şekilde davranıyorsun?”
“Seninle kardeş falan değilim ben. Sadece babamın bir hatasından ibaretsin!”
“Ama ben…”
“Gerçekten seninle aramızın iyi olacağını umarak buraya gelmişsen, boşuna zaman harcamışsın.”
Tüm gece aramızda geçen bu konuşmayı düşünüp durmuştum. Gerçekten JC ile konuştuğumda bir şeylerin düzeleceğine inanmış olmalıydım. Ama hiçbir şeyi değiştirmemişti. Sadece beni daha çok üzmüştü. Hala bana neden böyle davrandığını anlayamıyordum. Ona karşı kötü hiçbir şey yapmamıştım.
Ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya inip kahvaltı yaptım. O sırada annem yanıma geldi. “Kahvaltı için biraz geç kalmadın mı?”
“Saat kaç?”
“Altı.”
“Aman tanrım! Saat sekizde Josh ile buluşacağız ve ben daha hazırlanmaya başlamadım bile!” Hızla kahvaltımı yaptım ve odama koştum. Kostümümü giydim ve makyajımı yaptım. Hazırlanmam bir saatimi almıştı. Panayıra varmak da bir saat sürecekti. En azından çok gecikmeyecektim.
Annem ile birlikte arabaya bindik. Max canavar kostümü ile komşuların kapılarını çalmakla ve şeker toplamakla zaman geçirecekti. Annem de beni panayıra bırakıp eve geri dönecekti.
Oraya vardığımızda saat tam sekizdi. Anneme beni bıraktığı için teşekkür edip hızla panayır alanına doğru koştum. Herkes farklı farklı kostümler giymişti. İlerlerken JC, V ve Emy üçlüsünü gördüm. JC kostümünü giymeyi unutmuş gibiydi. Minicik bir etek, abartılı topuklu ayakkabılar ve cırtlak pembe bir yarım atlet giymişti. Saçlarını aşırı kabartmış ve aşırı bir makyaj yapmıştı. “Sanırım kostüm olarak sürtük olmayı seçmiş,” dedim kendi kendime. Sonra Josh ile buluşma yerimiz olan korku tünelinin önüne doğru ilerledim. Üzerinde “Testere” filmindeki Jigsaw karakterinin kostümü olacağını söylemişti. İleride onu gördüm ve el salladım. O da elini kaldırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popülerlik Merdiveni
Novela Juvenil14 yaşında yazdığım bir hikaye. Birçok eksik var farkındayım. Ancak lütfen, 14. En azından burada dursun, 14 yaşında iyi iş çıkardığımı düşünüyordum. Dolayısıyla o yaşlardaki kitlenin hoşuna gideceğini de biliyorum. İyi okumalar. -Beyza Doğuç.