10. Bölüm *Üvey Kardeş*

59.6K 2.7K 514
                                    

Ertesi gün okulda sınıfıma doğru ilerlerken birisi arkamdan “Madison, bekle!” diye bağırdı.

“Ah, Fifi. Selam.”

“Nasılsın? Daha iyisin değil mi?”

“Eh işte.”

“Fotoğraf ile ilgili bir şey bulabildin mi?”

“JC ile konuşmaya gittim. Haklıymışsın. Gerçekten bir şey saklıyor gibiler.”

“Aman tanrım! JC ile konuşmaya mı gittin? Ne dedi? Kızdı mı? Bağırıp çağırdı mı? Yoksa panik mi yaptı?”

“Biraz tersledi sadece. Telaşlandı ama çaktırmamaya çalıştı.”

“Tam bir Pitho.”

“Pitho…” durakladım. “Kandırma ve inandırma tanrıçasıydı değil mi?”

“Ah, evet.” Güldü. “Neyse benim gitmem gerek, görüşürüz. En küçük bir ayrıntıyı haber et olur mu? Sakın canını sıkma. Kötü bir şeyler öğrenirsen yine ağladığını görmek istemiyorum. Sana gülümsemek daha çok yakışıyor.” Bana sarıldı ve ilerlemeye başladı. Sonra arkasını döndü, yumruk yaptığı elini kaldırdı ve bağırdı. “Göster onlara gününü!” Bunun üzerine herkes dönüp ona baktı ve o umursamadan kıkırdayarak yürümeye devam etti.

Fifi’nin hayatıma girmiş olmasından memnundum. Beni güldürmeyi başarıyordu. Gülümseyerek koridordan sağa döndüm ve o sırada telefonum bana gelen maili bildirmek amacıyla öttü. Derse geç kalma korkusundan dolayı çantamı telaş ile karıştırdım ve sonunda telefonumu bulabildim. “Eğer sadece bir reklam ise şuradan atlarım,” diye söylenerek gelen maile baktım. Gönderen “isimsiz”di. Merak ile açtım.

“Okulun kullanılmayan bölümüne git. Hemen!”

Okulun kullanılmayan bölümü, eskiden spor salonu olan en alt kattı. Spor salonu için yeni bir bina yapılması üzerine orası tamamen boş ve kimsenin uğramadığı bir kattan ibaretti.

Merdivenlere koştum ve hızla aşağıya inmeye başladım. Ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Ellerim titriyordu; çünkü doğrusu karşılaşacağım şeyden korkuyordum. Sonunda en alt kata ulaşmıştım. Birilerinin orada olduğunu fark edince yavaşça duvarın kenarından kafamı uzatıp kendimi göstermemeye çalışarak oradakilerin kim olduğuna baktım. JC ve Josh’tı. Ne dediklerini anlayamıyordum. Ama ciddi bir konu konuşuyor gibiydiler. Etrafa baktım. Başka kimse yoktu. “İsimsiz” bana o maili attıktan sonra kaçmış olmalıydı.

Josh ve JC’yi izlemeye devam ediyordum. Çok derin konuşuyorlardı. Tartışıyor bile olabilirlerdi. Ama uzaktan bir şey anlaşılmıyordu. Sonra birden JC Josh’ın dudaklarına yapıştı ve ben bunu görür görmez hemen önüme döndüm. Ağzım açık kalmıştı. Koşarak yukarı çıkmaya başladım ve o sırada kenarda duran aptal bir kovaya ayağım çarptı ve yere yapıştım. Kova da merdivenlerden aşağıya yuvarlanmıştı.

“Kim var orada?” JC’nin sesini duymuştum. Sonra ayak sesleri yaklaştı. Hemen bulunduğum yerden kalkmaya çalıştım. Ama o kadar panik olmuştum ki, ben gitmek için ayağa kalkana kadar Josh ve JC yanıma ulaşmışlardı bile. Gözlerim dolmuştu. Ayakta dikilmiş Josh’ın gözlerine doğru bakıyordum. Şaşkın gözüküyordu. Yakalandığı için paniklemiş, utanmış ve biraz da öfke ile dolmuş gibiydi.

“Madis…”

Sözlerini tamamlamasına izin vermedim. “Hayır! Duymak istemiyorum.” diye bağırdım ve gözlerimden akan yaşlar ile koşarak yukarıya çıktım. Josh da peşimden koşmaya başladı.

“Madison! Bekle!”

Okulun dışına çıktım. Nefes nefese kaldığım için hızlı koşamıyordum.

Popülerlik MerdiveniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin