Josh “Merak etme,” dedi JC gittikten sonra. “Bir yolunu bulacağız ve sen o sahneye çıkacaksın.” Sonra elimi bırakıp uzaklaştı.
Öylece kalakalmış, ne yapacağımı bilemez durumdaydım. Karanlık, gürültü ile dolmuştu. Herkes bu sebepsiz yere giden elektrik sebebiyle kızmış gibiydi. Tam o sırada ışıklar geldi ve herkes sevinç çığlığı attı.
“Haydi. Konser zamanı geldi,” dedi Josh ve gülümsedi.
Sahneye önce Micheal, Rachel, Zac ve Josh çıktı. Perdenin arkasından duyduğum ıslıklar ve alkışlar beni iyice heyecanlandırıyordu. Sonra çıkma sırası benimdi ve karanlık sahneye başımı öne eğerek çıktım. Yüzüm gözükmediği için herkes benim kim olduğumu merak ediyordu. O an bir spot ışığı üzerimde belirdi ve yüzümü kaldırdım. Herkes şok olmuştu. Okuldaki ezik unvanımın ardından bir konser veriyor olmam doğal olarak şaşırtıcı bir şeydi.
Çok heyecanlıydım. İntro başladığı an bayılacağımı ve bu işi yapamayacağımı düşündüm. Ama sonra ileriden JC’nin bana doğru bakan sinirli ve kıskanmış yüzü cesaretimi yerine getirdi ve şarkıyı söylemeye başladım. Şarkı yavaş başlıyordu ve sonra canlanıyordu. İlk başta ürkek bir şekilde söylesem de şarkı canlandığı an yavaşça güvenim yerine gelmeye başlamıştı. Ayrıca seyirciler de verdiğimiz performanstan memnun gözüküyorlardı. Şarkı ilerledikçe iyice sahneye alışmıştım ve havalara girmiştim. Kendimi tamamen popüler gibi hissediyordum. Emindim ki bugünden sonra eskisi gibi ezik olmayacaktım. (Kafamdaki sahne aynen yandaki multimedia bölümüne koyduğum videodaki gibi.)
Şarkı bittiğinde herkes çığlıklar atıyor ve alkışlıyordu. JC, V ve Emy üçlüsü dışında herkes bayılmıştı. Sonra gözüm Ronald’a çarptı. Etkilenmiş gözüküyordu.
Sahneden ayrıldığımızda Josh’a koşup sarıldım. “Harikaydın,” dedi.
“Harikaydık.” Gülümsedim.
“Kesinlikle bugünden sonra senin gözün beni görmeyecek. Okuldaki tüm yakışıklı erkekler seni gözüne kestirmiştir bile.”
“Evet. Zaten geçen gün fark ettim de, okulun en yakışıklı erkeği benden hoşlanıyormuş.” Şaşırmış gözüküyordu. “Ve ben de o kişiye karşı boş değilim.”
“Şey…” Yere doğru baktı. “Ronald mı?”
Güldüm. “Hayır. Çok daha iyisi,” dedim ve ona sarıldım.
“Bir an için başka birisi var sanmıştım,” dedi. Güldüm.
O sırada birkaç kız yanımıza geldi ve çığlık attılar. “Aman tanrım! Harikaydın! İnanılmazdın!” Koro halinde konuşuyorlardı.
“Iıı…” Güldüm. “Teşekkür ederim.”
“Ben Megan, bunlar da Katy ve Lily.”
“Madison. Memnun oldum.”
“Yarın takılmak ister misin?” Çok heyecanlı gözüküyorlardı.
“Üzgünüm, yarın müsait değilim. Belki başka zaman olur.”
“Peki,” dediler koro halinde ve kıkırdayarak gittiler.
Josh bana döndü ve sırıtarak “Hayranlarına daha çok vakit ayırmalısın,” dedi.
“Ah, ne hayranı… O üçlüyü biliyorum. Okulda kim popüler olmaya başlamışsa hemen o kişinin yanında biterler.” Sonra birden durdum ve güldüm. Tanrım! dedim içimden. Popüler olmaya başlıyorum.
*
Eve gittiğimde birçok kişiden mail gelmişti. Çoğunun kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yoktu. Mailler hep “konserde harikaydın” içerikliydi. Gülümseyerek tek tek hepsine yanıt vermeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Popülerlik Merdiveni
Novela Juvenil14 yaşında yazdığım bir hikaye. Birçok eksik var farkındayım. Ancak lütfen, 14. En azından burada dursun, 14 yaşında iyi iş çıkardığımı düşünüyordum. Dolayısıyla o yaşlardaki kitlenin hoşuna gideceğini de biliyorum. İyi okumalar. -Beyza Doğuç.