6. Bölüm *Kötü şans*

62.6K 2.9K 456
                                    

“Kim olduğunu hatırlamıyor musun anne? Hiçbir şey görmedin mi?”

“Hayır Madison, söyledim işte. Bir ses duyup ‘Kim var orada?’ diye bağırdım ve birden bana doğru koşup beni yere ittirdi. Sonra Max’in odasına çıkıp onu almış olmalı.” Bu sözleri söyledikten sonra ağlamaya başladı. “Kim niye onu kaçırmak istesin ki?”

Josh elindeki bir bardak suyu anneme doğru uzattı. “Sakin olun. Mutlaka Max’i ve onu kaçıran aşağılık herifi bulacağız.”

“Sen git,” dedim Josh’a. “Saat çok geç oldu. Yorma kendini.”

“Emin misin?” diye sordu gözlerimin içinde bakarak.

“Evet. Git haydi.”

Yanağıma bir öpücük kondurdu. “Kendine dikkat et.”

Josh gittikten sonra annem “Polisi aramalıyız,” dedi.

“Tamam, ararım şimdi.” Yukarı çıkıp odamdan telefonumu aldım ve numarayı tuşlarken Max’in odasına doğru gittim. İçeriye girip yatağına oturdum ve kulağıma telefonu dayadım. O sırada dolabın içinden gelen bir ses üzerine hemen telefonu kapatıp bağırdım. “Kim var orada?” Herhangi bir cevap gelmemişti. Korkmuş bir şekilde elime bir vazo alıp dolabı açtım. “Max?” Max dolabın içinde oturmuş, başı kollarının arasına gömülü bir şekilde duruyordu. Beni görünce boynuma atladı. Hemen onu kucağıma alıp aşağıya götürdüm.

Annem merdivenlerden gelen ayak seslerini duyunca bana seslendi. “Aradın mı?”

“Hayır.” Kucağımda Max ile birlikte salona girdim. Annem Max’i görünce hemen ayağa kalkıp kucağımdan onu aldı.

“Bebeğim iyi misin?” Bir yandan ağlıyordu. Max ise hiçbir cevap vermemişti.

“Max,” dedim ellerini avucumun içerisine alıp. “Evde yabancı birisini gördün mü?” Kafasını olumsuz anlamda salladı. “Neden dolabın içerisinde saklanıyordun?”

Burnunu çekti ve çok kısık bir sesle konuşmaya başladı. “Annemin çığlığının ardından birisinin merdivenlerden çıktığını duydum. Ben de korkup dolaba saklandım.”

“Ah, bir tanem,” dedim Max’e sarılıp. “Bir sorun yok. Hepsi geçti.” Hayır, hiçbir şey geçmemişti.

“Hala anlayamıyorum,” dedi annem. “O gelen kimdi peki?”

“Hırsız falandır,” dedim yere bakarak.

“Hiçbir şey çalınmış mı?”

“Şey, hayır. Belki seninle karşılaştığı için panik yapmıştır ve bir şey çalamamıştır.” Bu söylediğim çok aptalcaydı; ama annemin rahatlamasına yeterli olmuştu. Şimdi Ronald ile yüzleşmem gerekiyordu. “Ben dışarı çıkıyorum,” dedim anneme.

“Hayır, çıkmıyorsun,” dedi.

“Neden?” Bu tepkisine şaşırmıştım.

“Bu akşam olanlardan sonra bu saatte dışarı çıkmana izin veremem. Ne işin varsa yarın hava kararmadan hallet.”

“İyi. Ben odama çıkıyorum.” Odama çıktım ve elime Ronald’ın yazdığı apaçık belli olan notu alıp yatağıma uzandım.

*

Ertesi gün okulda ilk işim Ronald’ı bulmak oldu. “Sen!” diye bağırdım. “Sen bunu nasıl yaparsın?”

“Neyden bahsediyorsun sen?” Anlamamış gibi yapıyordu. Ama suratında bir şey sakladığının bariz bir ifadesi vardı.

Popülerlik MerdiveniHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin