5. TEMAS

23.3K 2K 415
                                    







All My Joy, All My Pain - Fabrizio Paterlini


🕯️


5. TEMAS

 TEMAS

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bir Alman atasözü der ki, korkak olduğunu bilmeyen herkes cesurdur.

İçimdeki çekingenliği hissediyordum, ancak bu duvarları aşmamı engelleyemezdi. Sonuçta, gerçek cesaret, içsel korkuları fark edip onlarla yüzleşme yeteneğinden gelirdi.

Dudaklarımı yaladım ve konuşmaya devam ettim.

"Son sözü şu olmuştu. Senden korkmuyorum."

Karşımda onlarca farklı yüz, söyleyeceğim kelimelere odaklanmış ve beni pür dikkat dinliyordu. Popüler kültürde o kadar çok psikiyatrik vakalarla ilgili filmler yapılmıştı ki, herkes bir anda uzman kesilmiş ve birilerine tavsiye verir olmuştu. Ve hastalarımızın gerçeği değiştirilmiş halini anlatmak, arkadaş ortamında daima adından söz ettiriyordu.

Windsor kliniğine gitmeden yalnızca birkaç ay öncesiydi. Kalabalık bir arkadaş grubuyla şehrin göbeğindeki bir barda oturuyorduk. Masamız renkli kokteyllerle süslenmiş ve güler yüzlü garsonlar, içeceklerimizi servis etmek için neşe içinde dolaşıyordu. Ortamın içinde yankılanan kahkahalar, samimi sohbetler ve müziğin ritmi, zamanın nasıl geçtiğini anlamamıza engel oluyordu.

Bıkkın bir ifadeyle Diana'a döndüğümde ben ne yapabilirim dercesine mimiklerini yakalamıştım. Onlara henüz hikayenin tamamını vermeden önce bile anlattığım kısa hikaye, yüzlerini şaşkınlık dolu ifadelere bürümüştü. Halbuki daha en etkileyici kısma geçmemiştim bile. Yalnızca bileklerini kesip, duvarları kanıyla kırmızıya boyayan adamdan bahsetmiştim. Bu gizli bilgi sayılmazdı, sonuçta haberlere dahi konu olmuştu. Onu her hatırladığımda burnuma gelen kan kokusu midemi bulandırmaya yetmişti ve gözgöze geldiğimizde aramızda dönen o cümle aynı zamanda aklımda yer etmişti.

"Senden korkmuyorum."

Diana içkisini yudumlarken rahattı. Aynı meslekten olduğumuzdan dolayı benim yaşadıklarımdan onlarcasına görmüştü. Ancak diğer arkadaşları şaşkınlıkla hikayenin kalanını dinlemek istiyorlardı. Hasta mahremiyeti bir yana, anlatmak beni de huzursuz ediyordu, ancak bazen de fazlasıyla merak ettiklerinden bazı olayları çarpıtarak, ya da değiştirerek anlatıyordum. Ancak bu hikaye yarıda kesiliyordu. Onu tedavi edemememiştim ve hasta uzun süre önce kliniğe yatmıştı. İlaç tedavisiyle, bir başına bir yatakta uzanmış tavanı izliyor olmalıydı. Onu hatırladığımda üzülüyordum, ancak yapabileceğim bir şey kalmamıştı. Onu bulamamıştım, onun parçalarını birleştiremeyecek kadar kayıptı o.

Belki de farklı bir yaklaşımla devam etseydim her şey değişebilirdi, ancak bunu düşünmek şu an manasızdı. İstemeden de olsa son yudumumu alırken onu düşündüm, onu hatırladım.

GECE YARISI GÖLGESİ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin