Sevdiğin müddetçe,
Sevebildiğin kadar;
Sevebildiğin her şeyini verdiğin müddetçe,
Verebildiğin kadar gerçeksin.....NİSAN(YÜZBAŞI)
"Sen nasıl birşeysin böyle?"
Sen dur ben daha neler göstericem sana, tabi kemiklerimi kırmadığın sürece. Şu anda kemik ağrısından ölebilirdim, sen nasıl seviyorsun beni böyle. Ki ben bu şekilde anneme bile sarılamazken sen nasıl sarılıyosun?.Ya da cidden suçun büyüğü bendeydi. Babamdan sonra kimseyi sevmemek ile kalbimi köreltmişim, sen de çıkmasaydın karşıma kimseyi sevemezdim ben. Kimseye böyle bakamaz , böyle sevemez, böyle hissedemezdim. Bana farkında olmadan çok şey hissettirdin sen Mert Aras Dikmen...
Fantomdan ayrıldığımız da yine ve yine geç kalmışdık. Aniden koşmaya başlıyınca benim gibi Mert de geç kaldığımızı anlamış olmalı ki benden önce koşup cephaneliğe girdi. Elinde çantalar bana doğru koşan bu taşa bakarken dalmış olucam ki yanıma geldiğini bile fark etmemişdim.
"Nisan uçuşa sen çıkıyosun hazırsın değil mi?"
Ne??? Ne uçuşu off ya Mert'in elinden çantamı alarak sırtıma takdım ve osprey'e yürümeye başladık"Nisan iysin demi?"
Endişeli bakıyordu bu belliydi.
"İyiyim ya uyuyamadım gece.
"İyi de gece benleydin ve rahat uyuyordun"Veeee nakaout!!! Off ya bide yapma işte şunu bi his var içimde söyletme onu da
"Hiç işte her zaman ki şeyler"
"Her zaman ki şeyler neler?"Sanki de bilmiyosun yaa. Of layarak Mert'in yüzüne bakdığımda sıkıldığımı anlamış olmalı ki konuyu açmamak üzere kapattı. Uçağın yanına geldiğimiz de çantamı yere bırakıp Mert'e döndüm. Yanına yaklaşarak tüm içtenliğim ile sarıldım. Daha kimse yokdu ortalık da bizde geç kaldık diye koşturmuşduk. Elimi Mert'in arka cebine atarak sigara kutusunu çıkarttım
"İçermiyiz?"Süpersin kızım sen edası ile yüzüme bakarken sırtındaki çantasını benim kinin yanına koydu. Elimdeki paketi alarak içinden iki tane aldı. Yanlız bir sorun vardı ki bunu da kendisi çok iyi biliyordu. Ben asla sigara yakamazdım. Elineki sigaranın birini yakarak bana uzattı çekdiğim o abonoz koku ile ciğerlerimin yandığını hissetdim. Tamam itiraf ediyorum sigayı fazla sevmezdim. Boğazımdan çıkan öksürük ile hafifçe yere eğildim.
"Nisan iyimisin?"
Mert'in sorduğu bu soru ile yaşadığını hatırladım. Sanırım lavaboya gitmem gerekdi bunu şimdi fark etmiş olduğum için kendime cidden sinirlenmişdim. Tekrar doğrularak yanımdaki çantayı aldım ve uçağa yerleştirip bana şüphe ile bakan bir çift mavi ile karşılaştım.
"Mert... Benim lavaboya gitmem gerek!"
Tamam kabul ediyorum sanki başka zaman bulamadım da şimdi garezine yapar gibi oldu dimi biraz? Ama napabilirim yapım böyle. Karnım da beni tekmeleyen ağrıya daha fazla karşı çıkamayarak arkamı dönüp koşmaya başladım. Arkamdan bana bön bön bakdığını hissetdiğim o adama inat deli gibi koşmaya başladım.
"Nisan!!!! Bekle ben de geliyorum."
Mert'in bu sözüne kalmadan çokdan kendimi filonun içine atmışdım bile, Dicle'nin yanından hızla geçerken bulantıya dönüşen bu ağrıdan bir an önce kurtulmak istiyordum. Lavaboya girdiğimde çöpün içi ile ne ara bütünleşdiğimi hatırlamaya çalışdım. Kapının o tık tık sesi utanma ma neden olmadı değil..."Nisan... Sen iyimisin?"
Yaa çok iyiyim, hatta süperim,hatta ve hatta utançdan yerin dibine girmek üzereyim.Kapının kolunun yavaşça âçıldığını hissettiğim de kendimi toparlayarak ayağa kalkdım. Lavabo da benden başka kimse yoktu. Bu normaldi aslında, zaten taburda on iki bayandık, her birimizin üç saatde bir tuvaleti gelse ortalama günde iki üç defa kullanıyoduk. Bu yüzden de temizdi burası, yoksa beni kesseler çöple bütünleşip içine kusmazdım. Belimde hissetdiğim el ile arkamı dönmeye çalıştım, ama saadece çalıştım. Çünkü dönemedim. Kasıklarımı lavabonun tezgahına dayadı ve eli ile musluğu açdı. Sağ avucuna doldurduğu suyu bir anda yüzüme çarpdı. Neye uğradığımı şaşırmışken bir tane daha, ne kadar kızmak istesem de bu her dakika beni daha da iyileştiriyordu. Bunun farkına varmaya başlamıştım.
Musluğu kapatınca kendimi o ihtişamlı dünyadan alarak Mert'in omuzuna bırakdım
"Her ne yapmış olursan ol iyi geliyosun bana"
Neee ne dedin kızım sen?? Tamam iyi ol, içinden geçeni söyle dedik de bu kadar da değil yani. Sırıtarak başımı omuzundan kaldırdı"Biliyorum!!"
Arkadaşlar yazılı haftası olamsına rağmen yazıyorum lütfen yorum ve beğeni.....:))))))))))))]>}
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER CESURLARA GÜLER
Teen FictionKardeşliğin aşk ile birleşdiği ,nezih bir Bordo Bereli hikayesi. 29 yaşında olan Yüzbaşı Nisan Korel babasının şehit olmasından sonra kendine iki hedef belirler... Babası gibi yüzbaşı olmak Babası gibi şehit olmak. 1. hedefini gerçekleştirdi fakat...