5.BÖLÜM

830 60 6
                                    

MERT (BİNBAŞI)
Nisan ardığında televizyondan sabah haberlerine baskıyordum. Bu kızı çocukluğumdan beri tanırdım . aynı okulda ,aynı sınıfda ,hatta aynı sırada oturursuk. İkinci sınıfa iken biz Nisan gilin apartmanına taşınmışdık . beklediğimden daha sık görüşüyorduk ,hayat dolu bir kızdı etrefa her daim gülüsükler saçan taki 20 Eylül 2000' e kadar
20 EYLÜL 2000
Sakin ve huzurlu bir pazar sabahı idi , annem ile babam çoktan kahvaltıya oturmuş konuşuyorlardı. Nisan'ın babasıda sanırım bugün görevden geliyordu . annemde akşama yemeğe çağırmışdı onları. Masya oturup hızlıca kahvaltımı yapdım . ve bahçedeki kayısı ağaçlarının arasına asılı olan hamakta oturan Nisan'a bakdım .Kapıdan çıkdım ve Gidip Nisan'ın yanına oturdum.
"Günaydın kirpi bakıyorum yine elinde"
"Her sabah ki gibi ama bugün son Mert artık burada oturup uçağın içinde babamı merak etmiyicem"
"Eeeeee ne zaman geliyo Fuat Amca?"
"Bilmem annem sabah yokdu bende bahçeye indim. Sanırım babamı almaya gitti."
"İyi o zaman hadi gel"
"Nereye?"
"Bize ; kahvaltı yapıcaz"
Nisan 'ın elinden tutak eve çıkardım .annem henüz masayı toplamamışdı.
"Bak kirpi yine iyisin masa kalkmamış"
"Bana kirpi deyip durma !!!!!"
"Oğlum kıza istemediği ismi takmasana "
"Ne takayım baba? Prenses falan mı?"
"Ama kirpi demiye bilirsin değilmi arkadaşım "
Nisan'ı ilk gördüğümde sınıfdaki erkeklere sinirlenmiş bir şeyler fırlatıyordu "kız sen kirpi gibi ne fırlatıyosun ?"demişdim .o gündn beri zaten ne zaman sinirlense hep bir şeyler fırlatırdı etrafa . ona kiepi demek hoşuma gidiyordu .yani onu sinirlendirmek di aslında hoşuma giden. Nisan'ı seviyuordum hem de çok , o benim tek dostum du. Balkaondan hızlı bir rüzgar esmişdi kayısı ağaçları hiç bu kadar sallanmamışdı. Fuat amcan'ın yapdığı hamak bir anda ters döndü ve içindeki uçak yere düşerek kırıldı.
"Nisan!!!!! Uçağın!!!!"
"Ne?!!!! Neoldu?!!!!!"
Cevap vermemi bile beklemeden evden çıktı bende arkasından koştum. Bahçeye çıktığımda hüngür hüngür ağlayan kirpimi gördüm. O benim kirpimdi o Nisanımdı. Gidip yanına oturdum
"Ben sana yenisini alırım!!!! Ağlama!!!!!!"
"Bunu babam vermişdi ,eğer buna sahip çıkmazsam hiç bir zaman gelmeyeceğini söyledi "
Nisan ağlarken bahçenin önünde bir askeri araç durdu.
"Bak kirpi baban geldi işte"
Nisan hızlıca oturduğu yerden kalkarak arabaya doğru koştu birkaç dakika sonra arabadan Yelda teyze indi. Ağlamakdan gözleri şişmişdi.Nisan'ın kulağına eğilerek bir şeyler söyledi veeline bir şey vererek yürümeye başladı. Annem ile babamda aracı görünce inmişlerdi. Yelda teyze 'ye yardım edip apartmana götürdüler.koşarak Nisan'ın yanına gittim. Elinde bir kolye vardı. Kolyenin ucunda ise bir uçak.
"Nisan ne oldu?"
"Babam cennete gitmiş Mert "
Elini cebine soktu ve içinden babasının askeri kolyesini çıkarttı.
"Ne yani şimdi benim babmda bu uçak gibi öldü mü?"
"Kirpi senin baban ölmedi,buralarda seni izliyo"
Sözümü bitirir bitirmez koşmaya başladı ,bende peşinden gittim. Eve biraz uzaklıkda olan araziye giderek bir taşın üstüne oturdu. Bende onun yanına oturdum.
"Sen burayı nereden biliyosun?"
Cevap vermedi çünki ağlıyordu, hem de bugüne kadar hiç görmediğim kadar, Ağlamakdan kızarmış gözleri ile bana bakarak ellerimi sıkıca tuttu.
"Ben.........bende pilot olup ölürsem onun yanına gidermiyim?"
"Ölme!!!!!!!! Sakın ama sakın beni bırakma ama pilot olursan baban senin ile çok gururlanır be kirpi"
Elimi daha da sıkdı ve bugüne kadar ondsa hiç görmediğim bir sevda ile ağzından o üç kelimeyi çıkardı
"BEN PİLOT OLACAĞIM!!!!!!!!"
"Bende kirpi!!!!...... Bende"
O günden itibaren çok çalıştı babasının kolyelerini hiç çıkarmamışdı,şimdi o sözünü tuttu ve asker oldu. Hem de babası gibi yüzbaşı.
Bu hayatta insanlar çok şey yaşarlar bazıları iyi bağzıları kötü. insanlar çok kişi ile tanışırlar ,çok kişi ile bitirirler. Ama bana sorarsanız bu hayatta bana verilen en büyük hediye Nisan'dı. İki sene önce sınır bölgesindeki operasyonda ona yine kirpi dedim diye sinirlenmiş ayağa kalkmışdı ve işte tam da o sırada sağ omuzundan vurulmuşdu. Onu şehirdeki hastaneye kadar sırtımda taşımışdım. O gün onu kayıpetmenin ne kadar berbat ve çekilemez bir şey olduğunu anlamışdım. Gözlerini ilk açtığında onun benim olduğunu anlamışdım. Gözlerini ilk açdığında benim adımı sayıklamışdı ve o günden sonra anlamışdım ki bu kız benim hayatımdı her şeyimdi. Şimdi göz göre göre bir kez daha göreve gitmesine izin veremezdim. Bu yüzden Kudret Albay'ın başının etini yemeye hazırdım. Gözlerimi kapatmış düşünürken yanıma geldi ellerimi bacaklarımdan çekerek kendi ellerinin arsına aldı ve bacaklarıma yattı. "Öyle deme be komutan o operasyona gitmek istiyorum .Belki bu sefer şehit olur babamın yanına giderim?"
Gözlerinin uzuvlarına birikmiş yaşları salarak ağlamaya başladığında kirpimin saçlarını okşamaya başladım.
"Seni kayıpetmenin ne olduğunu biliyorum kirpi, bu acıyı bana yaşatmakdan zevk mi alıyorsun?"
Dizlerimden yavaşca kalkarak yüzüme bakdı. Artık dayanamıyordum gözlerimin altında birikmiş yaşları artık özgürlüklerine kavuşdurarak ağlamaya başladım. Sanki çok garip bir şey yapıyormuşum gibi mavilerini benim mavilerime dikkatlice dikti.

KADER CESURLARA GÜLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin