Of..of...offf bu kızı anlamıyorum ,her şeyimi bilmek zorundamıydı sanki? Kasamın şifresine kadar her şeyimi biliyordu odadan çıkark mutfağa girdim tezgahda tabağın içinde duran domatesleri alarak buz diolabına koydum ve ortalığı topladım. Karnım hakkaten açtı Nisan'da arbanın anhtarlarını almışdı hakkaten nerye gitti bu kız? Hızlıca rekrar girdim yatak odasına ve mavi "v" yaka tişörtüm ile siyah da pantolonumu giyinerek çıkdım. Bir yerlere gidip yemek yemem lağzımdı, apartmandan çıkdığım anda gözüme yerinde duran arbam çarptı. Ne yani gitmemişmiydi? Hızlıca apartmana dalarak kendimi Nisan'ın kapısında buldum bir kaç kez zile basdım ama açan yokdu, cebimden anahtarlığımı çıkarıp üzerinde "N"harfi alan anhtarı diğerlerinden ayırdım ve yuvasına sokarak çevirdim kapıyı açtım. Etrafda ses yokdu içeri biraz daha girdim
"Nisan!! Buradamısın?"
Ses yokdu. Cebimden telefonumu çıkartıp Nisan'ın numarsını tuşladım 4 defa çalmasına rağmen açan yokdu. Zeynep'in numarasının üzerine tıkladım ve aradım,telefonu çalar çalmaz açtı
"Evet"
"Zeynep Nisan'ın telefonundan nerede olduğunu buabilirmisin?"
"Siz barışdınızmı?"
"Neyapıcaksın "
İyi has güzledi de çok soru soruyirdu buda
"Bir dakika onun evden çıkmaması gerek "
"Offf çıktı işte bul şu lanet numarayı"
"Tamam be bekle "
Birkaç dakika sonra Zeynep'in sesi tekrar duyulmaya başladı
"SinayalBağdat bulvarınd bir kafeyi gösteriyo"
"Ora nere be?"
"Çevre yolundan beş km içeri girdiğinde ,ama arba girmiyo oraya ghidecğin dükkan veya kafeye yürüyerek gidiyosun Nisan.....ilk kafede"
"Tamam sağol"
"Rica ederim"Bu kız gecenin onikisinde kafede ne yapıyordu? Hızlıca evden çıkarak Yaşar'ın yanına indim
"Yaşar!!"
"Buyrun Mert bey"
"Nisan dışarı neyle çıkdı?"
"Yarım saat önce Oktay bey ile gitti"
"Ne ???'
"Gitti işte!!"
Lan Oktay yedim seni şerfsiz puşt
"Bana o it'in numarasını ver !!"
Yaşar hızlıca telefonunu çıkararak numarayı gösterdi hemen kaydederek aradım telefon 3. Çalışda açıldı
"Efendim?"
"Oktay!"
"Buyrun kimin ile görüşüyorum?"
"BenimMert lan şimdi o çeneni kapatıcan ve benim aradığımı çaktırtma yoksa geldiği de evine it koysan yaşamaz"
Oturduğu yereden kalkdığını ve sakin bir yere gittiğini müzik sesinin uzaklaşması ile anladım
"Ne var Mert?"
"Lan seni öyle bir öldürürümki elli nesil senin ölümünü konuşur ne işin var lan senin Nisan'ın yanında?"!!
"Sana ne??? Neyisin sebgilisimi kocasımı"
Sinirden duaklarımı kemirmeye başladım
"Öyle olsun Oktay bey gelince görüşürüz"
..............…………………………………NİSAN(YÜZBAŞI)
Yaklaşık beş dakikadır Oktay bir köşede telefon ile konuşuyordu, önümdeki tostu bitirip telefonumu açtım,saat yirmi dört otuzikiydi baya geç olmuşdu Okaty'a içimi yarın yemekde dökmek zorunda kalacakdım anlaşılan Okty'ın yanıma gelmesiyle kendimi toparladım
"Eeee...ankatmayacakmısın?"
"Şey yarın anlatsam geç olduda "
"Aaa olmaz ama ,bak benim aklımda fena bir fgikir var!"
Gözlerini kısarak yüzüme bakdı
"Sen beni pollygoon'a atış yapmaya götürecekdin hani?"
"Ee...."
"Hadi gidelim hem kakanda dağılır!"
"İyi ama geç olmadımı?"
"Ne yani kapalımıdır?"
"Haa...yok orası lojmana ait kapalı olmaz saadecd kioitli olur da sen eminmisin?"
"Evet...evet hadi gidelim"
Cebinden 50 tl çıkartak masaya bırakdı,tedirginde olsam yürümeye devam ettim. Arabaya bindiğimizde cebinden sigara paketini çıkartarak bir dal aldı daha sonra hafifçe bir tebbessüm edip yeşil gözlerini daha da ortaya çıkarttı. Aslında Oktay'da hafife alınacak bir yak8şıklılığa sahip değil hafif esmer saçlarını sürekli arkaya doğru tarayıp fön çekiyo. Aslında bu benim hoşuma gidiyodu, bir de yeşilleri var korkunca heyecankanınca koyu yeşil olan boyu tam olarak 185 civarı vardır, elindeki sigarayı tekrar bana uzatınca Oktay'ı süzmeyi bırakıp kendime geldim
"Yok ben bu marka içmiyorum"
"Peki,,denemek istermisin?"
Açıkcası winston'dan başka bir marka içmezdim hatta fazla sigara bile içmezdim haftada bir paket yeter hatta artırırdım bile
"Hayır!"
"Aaa...hadi ama görende sana uyuşturucu uzatan kötü arkadaş sanar beni, alt tarafı sigara"
"Oktay uzatma ben Mert'in verdiklerini bile almıyorum"
Bir kaç dakika durdukdan sonra kintağı çalıştırdı ve yönünü hafiufçe bana dönerek tekrar kinuşmaya başladı
"Neden Mert'in ne özelliği var ki?"
"Mert bile birde sayılmazsınız yani"
Tek kaşını kaldırarak yanan kırmızı ışığa bakmayı kesip gözlerime bakdı
"Peki ya bende onun gibi eşit olmak istiyosam?"
Hafufçe sırıttım off aklıma yine ilk tanışmamız gelmişdi onu hiç tanımıyordum ve 7 yaşındaydım
"Onunla eşit seviyede olmak istiyorsan dünyaya tekrar gelip 7 yaşımda tanışmamız gerekir."
"Hımm...o zaman bende sana kirpi desem"
Ne??? Mert bu adamı falakaya yatırır üzerine de on yon ağırlığında fil otuttururdu sanırım yeşil ışık yanmışdı arkadan gelen korna sesleri ile tekrar hareket etmeye başladık
"Oktay saçmalama !!"
"Tamam tamam şakaydı zaten"
"Kabul et kötü bir şakaydı"
Yavşça radyoyu açarak ferkans ayarladım vee o şarkı Mert ile benim şarkım off Allah kahretsin her yrde o vardı gece yolcuları meyhaneler sen! Tekrar radyoya eğildim ve frekansı değiştirdim yaklaşık yarım saatlik yolun sonunda lojman kavşağına gelmişdik. Kafamı korku ike sol tarafa çevirdim o an geldi aklıma ve lanet olsun ki senelerce de çıkmayacakdı bundan emindim. O kadar göreve gittim ölümün kıyısından döndüm ama nafile bu başkaydı kafamda o kadar soru işareti varken gözlerimi iki günlüğünede olsa dünyaya kapamak bambaşkaydı. Kendime geldiğimde Oktay ve bir asker bana endişeli bir şekilde bakıyorlardı
"Nisan...iyimisin?"
"Hı???iyi/iyiyimm"
"Affedersiniz askeri kartınızı görebeilirmiyim?"
"Kartım yanımda değil ama Kartallar kışlasında yüzbaşıyım "
"Elektronik system den kimliğinize bakayım o zaman'
Yavaşça telefonumu çıkartak uygukamayı açtım ve askere gösterdim, bir anda esas duruşa geçti elini uzatarak
"Buyrun yüzbaşım " dedi. Oktay arbayı içeri sürdü
"Nisan Binabaşımı daha üst Yüzbaşımı?"
"A..a sen askere hiç gitmedinmi?"
"Gittim ama hiç böyle şeyleri anlamıyorum doğrusu "
"Binbaşı üstün şurdan tabura gidelimde anahtarlar ile silahları alayım"
Birkaç dakika sonr taburdaydık arbadan inmeden Okty'a döndüm
"Sen buradsa bekle ben alıp geliyoirum"
"Bende gelicem"
"Sen bilirsin"
Hızlıca arbadan inerek bayaz duvarlı koridorda yürüyorduk odamın yanındaki siyah kapının üstündeki yazıyı sırıtark okudu
"Vay!!! BİNBAŞI MERT ARAS DİKMEN ha? bunadamı oda verdiler?"
"O komutan değilmi Oktay?"
"Off neyse hadi al ne alıcaksanda gidelim"
Odanın kilidini açark Oktay'ı elimle içerti davet etmemle ıslık patlatması bir oldu
"Off aodanda güzelmiş"
Masamın karşısındaki koyu renk deri koltuğa oturarak idayı incelemeye devam etti bende o sıradsa kasanın şifresini yazarak anahtarı ve iki uzi yi aldım.
"Hadi bakalım çaylak askerde çekmediğin eziyeti elimden çekmeye hazırmısın?"
"Ben senle herşeye hazırım "
İkimizde gülümsedik. Odadan çıkıp kendimizi koridora attık....
++++++++++++++++++++
Arkadaşlar beğenip yorum yazmayı unutmayın lütfen. Diğer bölüm bomba gibi sevgilerle
S.Ş.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER CESURLARA GÜLER
Teen FictionKardeşliğin aşk ile birleşdiği ,nezih bir Bordo Bereli hikayesi. 29 yaşında olan Yüzbaşı Nisan Korel babasının şehit olmasından sonra kendine iki hedef belirler... Babası gibi yüzbaşı olmak Babası gibi şehit olmak. 1. hedefini gerçekleştirdi fakat...