Jane şeytanice bize bakıyordu.
"BU İMKANSIZ!"dedi Light,şaşkınca haykırarak.
Jane'in gülümsemesi düştü.Somurtmaya ve boş bakışlarla Light'a bakmaya başladı.
"Ben serbets olduğum sürede,kimse ölümsüz değildir!"dedi."Şimdilik gidiyorum,ama elbet geleceğim."
Sonra da şeytanice bir kahkaha atarak yok oldu.
-----
"HAYIR...HAYIR BÖYLE BİR ŞEY OLAMAZ!!"dedi Light başını tutarak."Bu imkansız...Yıllar önce hapsetmiştik onu...Nasıl kaçabiliyor anlamıyor-"
Diyemeden Light bir anda yere düştü.Bayılmıştı.
O hayır...
Bu sırada içeri şövalyeler girdi.Hepside sarı renkte ki zırhlardan giyiyordu.İçlerinden birisi Light'ı kucağına aldı.Onu odasına götürdüler.
-----
Yaklaşık 4 saat olmuştu ama Light hala uyanmıyordu.Çok endişelenmiştik.Ben yatağının ucunda oturuyordum.Soarah camdan dışarı bakıyor,Bella şövalyelerle konuşuyordu.Lucy ise yatağın kenarında duruyordu.Birden Light sapsarı gözlerini açtı.
"UYANIYOR!!!"dedi Lucy sevinçle.
Hepimiz onun yanına gittik.Light solgun gözleriyle bize bakıyordu.
"Artışı bensiz yapacaksınız.Ben ölüyorum."
Hepimiz şok olmuştuk.
"Biz sensiz yapamayız!"dedi Light.
"Bunu sadece siz başarabilirsiniz,kötülüğü sadece siz yenebilirsiniz!Ben yapamam..."dedi ve kafası arkaya düştü.
Ertesi gün
Hepimiz,Light'ın ölüşünün üzüntüsünü unutabilmek için kendi devletimize gittik.Light bize açıklamıştı.
Uçmak için bembeyaz kanatlarımı açtım.Oldukça büyük kanatlarım vardı.Yavaş yavaş havalanmaya başladım.
Çok iyi bir şekilde uçuyordum.Yaklaşık 5 dk sonra krallığıma varmıştım.Büyük bir krallıktı.Efrafta birçok bulut,bulutların üzerinde ise evler vardı.Sonunda sarayımı gördüm.Yavaş yavaş sarayın önündeki buluta kondum.İlerken bir anda kapının önündeki şövalyeler dizlerinin üstüne çöktüler.
"Hoşgeldiniz majesteleri!"dediler.
Biraz şaşırmıştım ama krallıklarda genellikle bu tarz şeyler olduğu için birşey demeden içeri geçtim.Bu sırada yanıma gri saçlı,beyaz düz elbiseli,zayıf bir kız geldi.
"Hoşgeldiniz majesteleri"dedi samimiyetle."Ben sizin yardımcınız Zoey.Light size sarayı göstermek için beni görevlendirdi."
"Memnun oldum."dedim."Ben Emma"
"Ben sizi uzun zaman önceden tanıyordum majesteleri.Kendinizi tanımanıza gerek yok."
"Pekala...Ozaman,sarayı gezmeye başlayabiliriz."
"Beni takip edin efendim."dedi ve bir odaya gitmeye başladı.
Kapıyı açtığında hayretler içerisinde kaldım.
Büyükce bir odaydı burası.Tavanda sportif fakat ışıltılı,beyaz bir lamba vardı.Sağ tarafta beyaza yakın mavi renkte,içi kitaplarla dolu bir kütüphane vardı.Solda ise banyoya açılan bir kapı ve dolap vardı.Ortada da çok şık bir yatak vardı.
Dolabı açtığımda içerisinin birçok kıyafetle dolu olduğunu gördüm.Tişörtler,elbiseler,etekler,sortlar,askılılar...
"Bu dolap sıradan bir dolap değildir efendim."dedi Zoey."Bu dolapta olan her elbiseyi,nerede olursanız olun anında giyebilirsiniz.İsterseniz bir deneyin."
Şaşırmıştım.Doğrusu böyle bir şey mükemmeldi.
Ellerimi göğsümde birleştirdim.Ve odaklanmaya başladım.Birden sanki bir şey ışıltılı bir şey çıkarmış gibi bir ses çıktı.
Kıyafetime baktığımda değişmiş olduğunu gördüm.Üstümde beyaz bir tişört,altımda ise gri kot pantolon vardı.
"BU HARİKA"diye haykırdım.
-----
Zoey bana herşeyi göstermişti.Toplantı salonlarını,fabrikaları,spor salonları,tiyatroları,okulları..Ayrıca halk ile de tanışmıştım.Hepside çok iyiydi.Çok güzel bir halkım ve çok güzel bir sarayım vardı.
Akşam olunca üzerime pijamalarımı giydim.Saraya geldiğimden beri diğerlerini görmemiştim.Yarın görürüm diyerek uykuya daldım.
Yorum ve vote atmayı unutmayın! ^_^
Multi:Jane
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZ ELEMENTLERİZ
Fantasy5 arkadaş... Hava,Su,Toprak,Ateş ve..........Karanlık Büyük Bir Gelecek... Büyük Bir Savaş..