Emma'dan
"EMMA ÇOK ÖNEMLİ BİR ŞEY BULDUM!"
"Ne?"
Bella çok heyecanlıydı.
"Kütüphanemdeki kitaplara bakerken çok özel bir kitap buldum!VE ONDA NE GÖRDÜM BİLİYOR MUSUN?"
"Ne?"
"Gidince görürsün." Sırıttı.Beni çekiştiriyordu.
"Tamam tamam beni çekiştirme yeter!"
Bella'nın peşine takıldım.
-----
"Öhö!"Bu kitap çok tozluymuş.
"Baya eski bir kitap."Kitabı masaya koydu.Sondan ikinci sayfayı açtı.
"Bak bakalım ne yazıyor?"
Sayfada morumsu bir küre resmi vardı.Okumaya başladım ve......NE?????NA-NASIL??
Kitapta Jane'in içindeki kötü ruhu nasıl yakalayacağımız yazıyordu....
"YOK ARTIK!"
"Neyse boşver onu.Şimdi Jane'i resimdeki küre ile yakalayabiliyoruz.Ama bu küre Jane'in şatosunda..."
"Jane'in şatosunu nerden bulacağız?"
Bella sayfayı çevirdi.Son sayfada garip garip yazılar yazıyordu.
"Bu sözleri ormana doğru söylersek Jane'in bölgesine giden gizli bir geçit açılıyor."
"Vay be..."
-----
"Japonca yazıyor yav bu."
"Hayır,eski Terraca yazıyor ama Japoncaya benziyor."
"İyi peki."
Ormana döndüm ve o sözleri söyledim.
"Tandeo akinas monteka inekuti kiteni!"
Bir anda önümüzde bir ışık belirdi.
-----
"Geçit!""Hadi daha ne bekliyoruz?"
Hemen geçide girdik.Geçitten geçince geçit kayboldu.
"Abooooo...."
Kapkaranlık bir ormandaydık ve önümüzde Jane'in şatosu duruyordu.
Şatonun girişinde bir sürü muhafız vardı.
Bella bana döndü;
"Emma,sen yukarıdan şatoya gir.Ben etrafı kollayacağım."
"Tamam."
Şatoya girmek üzere yukarı çıktım.
Bella'dan
Emma şatoya girinceye kadar gözümü ordan ayırmadım.Dışarda kalmam lazımdı,çünkü Jane dışarıdaydı.Dışarıda olmalıydı,yoksa çoktan bizi farkederdi.
Yavaş yavaş ormanın derinliklerine çekiliyordum ki yanlışlıkla bir dal parçasına bastım.Benim olduğum tarafa dönen muhafızlar hemen beni farkedip üzerime yürümeye başladı.
"YAKALAYIN ŞUNU!!!"
İlk ikisini yumruklarla hallettim.Sağımdan gelen bir muhafızın mızrağından tutup diğerine fırlattım.Bu sırada arkamdan gelen bir muhafız üstüme atladı.Üstüme atlayınca geriye doğru sırtüstü atladım.Oldukça güçlü olduğum için muhafızın sırt kemiklerini kırmıştım.Muhafız ellerini gevşetince önümdeki muhafıza atılıp onu yere serdim.
Son muhafızı da halledince geri çekildim.Refleksleri çok iyiydi.Bu sırada bir el ağzımı kapadı ve beni ormanın başka bir yerine ışınladı.
Beni bir ağaca fırlattı fakat ben ağaçtan destek alarak kurtuldum.Ve evet....Karşımdaki Jane idi.
"Ja-"
"Merhaba normalde çok sakin gözüken ama hayatında en fazla acıyı çeken Bella Earth."
Çok sinirlenmiştim.Geçmişteki acılarımı bana geri getirmişti.
"KES ŞUNU!"
"Kesmessem nolur?"
"Seni mahvederim!"
Onun üzerine doğru atladım.Bella sağa doğru kaydığı anda ona dirseğimle vurdum.Geri savrulunca üzerine atladım.
"HAHAHA!"
Jane ışınlanıp arkamdan bana vurdu.Dizlerimin üzerine düşünce diziyle çenemde vurdu.Ağzımdan kan akıyordu.Beni ağaca fırlatıp vücuduma baskı uyguladı.
"Senin kadar yetenekli birinin bu kadar çabuk yenilmesine şaşmalı."
Sırıttım.
"Emma elbet seni yenecek Jane."
"NE!?YOKSA..."
"Tam bir ahmaksın Jane!"
Jane hareketlenince ondan kurtuldum.Onu ağaca yapıştırıp baskı uyguladım.
"Ona ulaşman için önce benim cesedimi çiğnemelisin."
Jane sırıttı.
"Sana hayatının en büyük acısını çektireceğim Bella."
Ani bir şekilde beni iki ağacın arasına fırlattı.Ayaklandığım sırada mor renk sarmaşıklar kollarımı ve bacaklarımı sarıp beni havaya kaldırdı.Jane eline bir sarmaşık aldı.Aldığım ilk kırbaç darbesiyle tiz bir çığlık attım.
"Acıdı mı ha?"
"Sanane benim acımdan!"
Beni birkaç kez daha kırbaçladı.
"Peki ya bu?"
"Biraz."
Bu sefer beni acıdan inletecek derecede kırbaçlamaya başladı.Acımı belli etmemeye çalışıyordum ama mümkün değildi.
Son kırbaç darbesinde ise dayanacak gücüm kalmamıştı.Jane yanıma uçup yanağımdan akan kana dilini değdirdi
"Bu kanın tadına sonra bakarım.Şimdi daha önemli bir işim var."
Ve gözlerim-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİZ ELEMENTLERİZ
Fantasy5 arkadaş... Hava,Su,Toprak,Ateş ve..........Karanlık Büyük Bir Gelecek... Büyük Bir Savaş..