Bölüm 4

63 10 1
                                    

"Ne yitirdi isem karanlıklar götürdü seni onlara kaptırmam" diyordu şarkının başında.Ama biz yaşıyoruz karanlıkların neler alıp vermeceğini bilmiyoruz sonuçta.Elimizde kalanlarla...Yarım kalanlarla...

Elimizde kalanlar demişken ne kaldı sahi.Eskisi gibi gülebiliyormusun.Veya durduk yere sevdiğin arkadaşlarınla eğlene biliyor musun.Hiç plan yapmadan kalkıpta dağıtıp her yeri çekip gidebiliyormusun.Ben karanlıktan çıkmaya korkuyorum.Gidemiyorum hiç bir yere.Şu lanet koltuktan bile kalkamıyorum.Karanlık değil korkulması gereken.Onun içinde renkler var önceleri dediğim gibi.Renkler bize zarar vermez demi?

Karanlıklarda olmamın nedenlerinden biriydi aslında benden götürdüklerini bulmak.Bulursam onları yapacağım şey  ruhumdan göçen insanları getirebilmek adına  kurban sunmak.Ama baksanıza onuda beceremiyorum ben.Bunca şey anlatıyorum ama yaptığım şey yüzlerce kelime yazıp,tekrar silmek ve susmak.

Bunca beyinsiz insan mutluyken neden mutsuz olabiliyoruz demi.Soruyoruz bunu kendimize sürekli.Onlardaki gamsızlık kadar cesaretimiz olsa diyoruz.Ama o cesaret bizi bulmuyor ve ruhsuzlaşmaya başlıyoruz.Hatta o kadar ruhsuz oluyoruz ki bazen aldığınız ölüm haberine bile tepkisiz kalabiliyoruz.Hayat bir örgü olmuş o an sanki.İlmekleri gözümüzün önünde çözülüyor.Ama biz o kadar yılmışız ki elimizi dahi kıpırdatmıyoruz.

Kimse de dinlemiyor derdini.Oturup anlatsan hiç tanımadığın birisine anlıyorsun bir dert sahibiyle daha tanıştığını.Ama onların hatası çözülebilecek şeyleri sonu yokmuş gibi anlatmaları.Düşünüyorsun ve gülümsüyorsun ne kadar saçma diye.Onlardan da medet ummayı bırakıyor insan bulamıyor gidecek bir yer.Ama karanlık çıtını dahi çıkarmadan seni dinliyor.Sen onu ne kadar anlarsan seni o kadar anlıyor.Ama zamanında onuda kırmışlar sanırım hiç konuşmuyor.


Karanlık SohbetlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin