2000…
İlk defa benim evime gelmişti. Arkadaşlığımızın 1. haftasıydı. O bunun farkında mıydı bilmiyorum ama her geçen gün aramızın daha iyi olması ve onun sürekli benim yanımda olması harika bir şeydi. Hayatımın en mutlu günlerini onun sayesinde yaşamaya başlamıştım.
Harry: Angela?
Bakışlarımı uzun süredir boş gözlerle baktığım tavandan, Harry’ye çevirdim. İkimiz de yan yana uzanıyorduk ve dakikalardır elimi tutuyordu. Bakışlarımı ellerimize kaydırmamaya çalışarak gözlerine bakmaya devam ettim.
Angela: Efendim?
Harry: Uzun süyedir seni izliyoyum ama sen fayk etmedin.
Angela: Şey… Dalmışım.
Zorla gülümsemeye çalışıp beynimdeki düşünceleri uzaklaştırmak için uğraştım. Gülümsedi.
Harry: Biliyoy musun?
Kaşlarımı çattım.
Angela: Neyi?
Harry: Sen benim meleğimsin.
İrice açılan gözlerime engel olmaya çalışarak kekeleyerek ağzımdan çıkan kelimelere dikkat ettim.
Angela: Öyle mi?
Başıyla onaylayıp uzandı ve alnıma masum bir öpücük bıraktı. Geri çekildiğinde gözlerindeki parıltıyı görebiliyordum.
Harry: Bundan sonya sana Angel diycem.
Yine irice açılan gözlerime bu sefer engel olmaya çalışmadım ve sanırım yine tüm dişlerimi göstererek gülmüştüm. Şoku atlatmaya çalışırken dudaklarımı ısırıyordum. Onun bu isteğine karşılık vermek istiyordum.
Angela: Bende saya Harold diycem.
Şirince gülümseyip onun ne diyeceğini bekledim. Başını onaylarmış gibi heyecanla salladıktan sonra bu sefer ben uzanıp onun yanağına masum bir öpücük bıraktım. Onun öpücük bıraktığı alnımsa hala oraya ateş değmiş gibi yanıyordu ve yine yüzümün kızardığının farkındaydım. Ama şu an bunu bile umursamıyordum. Aklımda tek bir şey vardı. Ben onun Angel’ıydım. O da benim Harold’ım.
Şimdiki zaman…
Harry’nin parlayan sevgi dolu gözlerine birde şaşkınlık ve heyecan eklenmişti. Dudaklarını araladı.
Harry: H-Harold mı?
Gözlerimi kaçırıp dediğim şeyin farkına vardım. Başımı önüme çevirip eğdim. Umutsuzca, belli belirsiz başımı sallarken dokunduğu yeri ateş değmiş gibi yakan ellerini çenemde hissettim. Birkaç saniye içinde gözlerim çoktan yine onun gözleriyle buluşmuştu. Gözlerine baktığımı fark ettiğinde çenemi tereddüt ederek bıraktı.
Angela: Ağzımdan kaçtı.
Başını iki yana salladı.
Harry: Hiç öyle değildi.
Dudaklarımı ısırmaya başlamıştım. Söylerken, samimi bir şekilde söylediğimin farkındaydım. O an, nedensiz - ya da nedeni vardı ama şu an tamamen hissisizim - içimden öyle söylemek gelmişti.
Ona yenilmiş gibi gözlerimi devirdim.
Angela: Ne bekliyordun? Bana öyle bakarken ne dediğimin farkında değildim.
Yine fark etmemiştim. Ne dediğimin yine farkında değildim. Gözlerimi irice açıp dudaklarımı ısırmaya devam ettim. Lanet olsun! Onu önemsediğimi anlayacaktı. Yani hala önemsediğimi anlayacaktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay
FanfictionBazen canınızdan daha çok sevdiğiniz kişiler değişir. Sizde acı çekmemek için her şeyden uzaklaşırsınız. Daha çok acı çekersiniz. O kişinin umurunda olmadığınızı bilmek daha çok canını acıtır. Ama yine de takmamaya çalışırsın. Sırf hatıraları hatırl...