32. Bölüm - ''Carers and Worst Recent''

992 35 4
                                    

Oy ve yorumlarınız benim için büyük moral kaynağı. :) x

2008…

Yatağımın içinde acıdan kıvranıyordum. Bütün vücudum yanıyordu. Bunu hissediyordum. Ama bir yandan da üşüyordum. Başım ağrıdan zonkluyordu.

Harry: Angela!

Zorla açık tuttuğum gözlerimi Harry’ye çevirdim. Koşarak yanıma gelip yatağımın kenarına oturdu. Eliyle saçlarımı okşamaya başladı. Bakışları o kadar… Şefkat yüklüydü ki.

Harry: Ne oldu sana böyle?

Zorla yutkunup kuruyan boğazımı temizlemeye çalıştım.

Angela: Hastayım…

Harry: Onu biliyorum. Nasıl hasta oldun?

Omuz silkmek istedim ama omzuma saplanan acıyla isteğimi gerçekleştiremedim.

Angela: Beni biliyorsun… En ufak bir şeyde hasta oluyorum işte-

Harry: Ssh, tamam. Zorlama kendini. Dinlenmen gerek.

Angela: A-Ama-

Elini yüzüme yaklaştırıp işaret parmağını dudaklarıma bastırdı.

Harry: Lütfen.

Parmağını dudaklarımdan çekip gülümsedi. Zorla gülümsemeye çalıştım.

Uyumak için gözlerimi kapatacağım sırada, o yanımdan kalkmak yerine, yanıma uzandı. Ona ‘’ Ne yapıyorsun? ‘’ dermiş gibi bakıyordum. Anlamamıştı.

Angela: Hastalığım… Sana-

Harry: Geçmez Angel. Geçse de umurumda değil.

Ağzımı açacak oldum ama dudaklarını alnıma bastırdığında hastalığım yüzünden zorla aldığım nefes bile boğazıma takılı kalmıştı.

Başımı yastığımdan göğsüne çekti. Bana dokunduğunda daha çok titreyen elimi kendime mi saklasam, karnına mı koysam bilemiyordum.

Ama o bu tereddüt etmemi sona erdirdi.

Ellerimi büyük ellerinin içine aldı. Sıcaklığı bana işlerken, içim huzur buluyordu. Böyle hasta olduğum zamanlarda, hep aynı şeyi yapıyordu. Hatta çoğu zaman ellerinde şifalı bir şeyler var sanıyordum. Ama beni iyileştiren asıl şey elleri değil, sevgisiydi.

Her ne kadar son 2 senedir hastalıklarımın çoğunun üzüntüden olduğunu bilmese de.

Evet, onu başka kızlarla gördükçe bunalıma giriyordum. Ve sonuç çoğunlukla böyle oluyordu. Şimdi de durum aynıydı. Ama o bilmiyordu. Bilmesini de istemiyordum. Ona kızamıyordum. Beni sevmemesi onu suçlu yapmazdı. Benim onun sevmem aptallıktı. Benim onun sevdiğimi öğrenip benden uzaklaşacağına, gizliden gizliye onu sevip onun benimkinden farklı olan sevgisini hissetmem yeterdi.

Harry: Uyu meleğim.

Nefesim bir kez daha kesildi.

Bana ilk defa meleğim demişti. Tamam, abartılacak bir şey değildi. Ama sesindeki o tını farklıydı.

Ağrıdan zonklayan beynimin içini ‘meleğim’ deyişi doldururken gözlerim huzurla kapandı.

Ne yaparsa yapsın, tek bir kelimesi bile ona daha çok bağlanmamı sağlıyordu.

Şimdiki zaman…

Kapı hızla açılıp duvara çarptığında bile başımı kaldırmadım. En az 1 saattir burada oturuyordum. Liam bana doğru yaklaşıp önümde diz çöktü. Gölgesi üzerime düşünce kapalı tuttuğum gözlerimi açıp ona baktım. Gözlerindeki endişe çok netti.

StayHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin