2009…
Harry beni hevesle koca bir binanın önüne getirmişti. Merakla binaya baktığımda kocaman ve parlak yazılarla yazılmış ‘’ Sinema ‘’ yazısını gördüm. Gözlerim heyecanla parlarken hızla Harry’nin boynuna atladım. Çok sıktığımın hiç farkında değildim.
Harry: Angel… Nefes… Alamıyorum…
Kesik kesik söylediği sözcüklerle korkup hemen kollarımı boynunda gevşettim. Rahatlamış gibi derin derin aldığı nefesler saçlarıma değiyordu. Ama hala geri çekilmemiştim. Başımı hafif kaldırıp dudağımı yanağına bastırdım. Birkaç saniye çekmeden yanağına kocaman bir öpücük bırakıp sonunda geri çekildim. Masum bir şekilde gülümsüyordu.
Angela: Çok sevindim!
Harry: Film izlemeyi sevdiğini biliyordum.
Başımı hevesle onaylarmışçasına sallarken o çoktan eliyle elimi kavramıştı. Bende onun elimi tutuşuna karşılık verip elini tuttuğu elimle kavradım. Yavaşça binaya doğru yürümeye başladık. Bakışlarımı Harry’den ayırmadan yürüyordum ve aynı anda konuşuyordum.
Angela: Konusu ne?
Sesimle başını bana çevirdi ve yine gülümsedi.
Harry: Romantik komedi.
Cevap vermeden gülümsemekle yetinip önüme döndüm. Tam anlamıyla en sevdiğim film türü değildi. Ama romantik komedi de severdim.
Bana kardeşim diyen birinden basit sinema numaraları gibi bir şey de beklemiyordum.
Şimdiki zaman…
Yol boyunca sustum. Tek bir kelime bile etmedim. Ama Harry hala arabayı bir yerde durdurmamıştı. Tamam, okul çıkışı ara yollara girmiştik. Oralardan çıkıp tekrar şehre girmek zamanımızı aldı ama bir yerde durmuyordu. Bu sinirimi bozmaya başlamıştı.
Angela: Artık arabayı durdurmayı düşünüyor musun?
Yol boyunca sürekli gülümsemişti ve nedenini bilmediğim bir şekilde şaşkın yüz ifadesiyle bana baktı.
Harry: Ne olduğunu görmek için çok heveslisin sanırım.
Gözlerimi devirdim.
Angela: Saçmalık.
Gözlerimi tekrar cama çevirdiğimde ukala ses tonu sinirlerimi iyice germişti.
Harry: Merak ediyorsun.
Sinirle başımı ona çevirdim.
Angela: Etmiyorum!
Sanırım az önce heveslendiğimi düşündüğü için şaşkındı ve şimdi durup dururken bağırdığım için şaşkın olmalı ki irice açtığı gözlerini bana dikmişti.
Angela: Yola bak istersen.
Başını umutsuzca iki yana sallayıp önüne döndü. Bende tekrar başımı camdan tarafa çevirdim.
Yolculuklardan nefret ederim. Uzun ya da kısa. Fark etmez. Dört yıldır nefret ediyorum.
Yaklaşık 1 saatin sonunda Harry arabayı bir yerde durdurmayı akıl edebilmişti. Rahat bir nefes alıp hızla arabadan indim. Harry’nin de indiğini düşünüp yürümeye başladığımda arkamda her hangi bir ayak sesi yoktu. Merak edip dönüp arkama baktım. Harry hala arabadaydı. Telefonla konuşuyordu. Arabanın önüne yaklaşıp ellerimi kaputa dayadım ve gözlerimi kısıp Harry’ye baktım. Beni fark edince eliyle beklemem için bir işaret yaptı. Hiçbir hareket yapmadan ellerimi çekip kaputa yaslandım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay
FanfictionBazen canınızdan daha çok sevdiğiniz kişiler değişir. Sizde acı çekmemek için her şeyden uzaklaşırsınız. Daha çok acı çekersiniz. O kişinin umurunda olmadığınızı bilmek daha çok canını acıtır. Ama yine de takmamaya çalışırsın. Sırf hatıraları hatırl...