'Az' olan oyları ve yine 'az' olan yorumları gördükçe yazmak falan istemiyorum açıkçası.
Zaten şu son 2 bölüm pek hoşuma gitmiyor. Hem diğer bölümlerden daha kısa oluyor.
Okuyucu sayısı yükselirken oy ve yorumlarda yükselse çok mutlu olacağım.
Bu arada gaza gelip bütün bölümlere, Multimedia'ya resimler koydum. Üşenmezseniz bakın. Bölümlerin içerdiği konularla uyumlu koymaya çalıştım.
Ve Multimedia'da Larry var. <3
2010…
Elime geçirdiğim bütün abur cuburları market arabasının içine atıyordum. Yiyecek-içecek reyonu boyunca elime geçen her şeyi almıştım ve annem sürekli söylenip duruyordu.
Annem: Bunların hepsini yersen nasıl olursun biliyor musun?
Angela: Bir şey olmaz anne.
Gözlerimi devirip ellerimi çikolatalarda gezdirdim. Her zaman ki gibi görünce gözlerimin içini parlatan çok sevdiğim Twix’leri elime aldığımda anda elektrik çarpmış gibi bırakmam bir olmuştu.
Anne: Almayacak mısın?
Angela: Hayır, hayır. Gerek yok.
Dişlerimi sıkıp annemin arkasından başka bir reyona girdim. Tanrım. Onun yüzünden en sevdiğim çikolatayı bile yiyemiyordum.
Jacob: Bunların hepsini yersen seninle bir daha takılmam.
Omzumu kavrayan kolun sahibine bakınca şaşırmıştım.
Angela: Nereden çıktın sen?
Omuz silkip boşta kalan elini pantolonunun cebine soktu.
Jacob: Madison teyze biraz yardım istedi.
Gözlerimi kısıp anneme baktığımda annem masumca gülümseyerek önüne dönmüştü.
Angela: Neden?
Jacob: Hadi ama Carter. Bunalımdan çık artık.
Kolunu omzumdan çekip arkamdaki dolaba yaslandım.
Angela: Tanrım, beni daha 2 aydır falan tanıyorsun.
Jacob: Bu seni sevip korumak istemeyeceğim anlamına gelmiyor.
Oflayıp sırtımı dolaptan ayırdım ve önümü dolaba dönüp açtım. En sevdiğim kutu dondurmayı alıp dolabı kaparken Jacob hızla elimden alıp yerine koydu.
Jacob: Bir süre abur cubur yok.
Ağzım bir karış açık ona bakarken o gayet rahattı.
Jacob: Muhtemelen Madison teyze senin aldığın diğer abur cuburları da bırakmıştır. Şansına küs güzelim.
Sırıtıp kolunu tekrar omzuma attı ve reyon boyunca yürümeye devam ettik.
Angela: Seni ilk tanıdığımda tam bir öküzdün.
Göz ucuyla ona baktığımda lanet olası çekici yüzünde çarpık gülümsemesini gördüm.
Jacob: Her öküzün kabuğunun altında iyi bir şeyler vardır Carter.
Şimdiki zaman…
Derinden gelen sesler yüzünden gözlerim aralanmaya başlamıştı. Tavandaki lanet ışık odanın içine süzülüyordu ve seslerden sonra bir de bu rahatsız ediyordu.
Ellerimi yüzüme siper edip koltuğun üzerinde doğruldum. Kalkınca kucağıma düşen deri ceketi alıp ayağa kalktım ve kapıda konuşan Jacob’la Harry’ye baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stay
FanfictionBazen canınızdan daha çok sevdiğiniz kişiler değişir. Sizde acı çekmemek için her şeyden uzaklaşırsınız. Daha çok acı çekersiniz. O kişinin umurunda olmadığınızı bilmek daha çok canını acıtır. Ama yine de takmamaya çalışırsın. Sırf hatıraları hatırl...