Gece arabanın önünden delici bakışlarla Arda'ya bakmaya devam ediyordu ama ben yanına gelince anahtarı bana attı ve sürücü koltuğuna geçmemi sağladı.
Arda araca binerek sinirle ve hızla aracı çalıştırıp çıkışa ilerleyerek otoparktan çıktı. Bunun ardından arabaya oturdum ve ön koltuğa da Gece oturduktan sonra ona döndüm.
"Bu adamı hiç gözüm tutmadı." dedim.
"Korkağın tekidir, öyle olmasa tekin biri değil zaten."dedi tiksinir gibi bir sesle.
"Onu iyi tanıyorsun." dedim kendimden bile gizlediğim sinirle.
"Maalesef." dedi ve koltuğuna iyice yaslandı.
Kafamı sağa ola sallayıp arabayı sürmeye başladım.
Otoparktan çıkınca bizi takip eden adamlar ortalıkta görünmemişti, bununla beraber rahat bir nefes alarak Gece'ye döndüm."Nereye gideceğiz ?"
Çok yer değiştirmiştik şu birkaç günde ve ben nereye gideceğimiz hakkında en ufak bir fikirde bile bulunamıyordum artık.
"Şehir çıkışı tabelasından çevre yoluna gir." dedi.
Üniversite sınavından sonra ailemden gizli bir şekilde ehliyet sınavlarına girmiştim, yoksa babam hayatta onun isteklerinin dışında bir şey yapmaya izin vermezdi. Bunu yaptığım en ufak ilk hatada yatılı liseye verdiğimde anlamıştım. Babamın hayatında kuralsızlığa ve hataya asla yer yoktu, bundan sonraki hayatımda benim de olmayacaktı sanırım.
Çevre yoluna saptım ve ilerlemeye başladım, hava kararmaya başlamıştı. Başta asfalt olan yol sonra taşlı ve en son olarak toprak yola dönüştü.
Uzun bir yolculuk sayılmazdı ama kesinlikle kısa tabire uymayacak bir sürede bir yerde durmuştuk. Daha doğrusu Gece'nin komutuyla durmuştuk, hava tüm ihtişamıyla tamamen karardığı zaman.
Arabayı, yani ödülüm olan chevrolet camaro olan arabamı, garaja park ederek araçtan indim. Buz gibi soğuk olan bir havaya daha merhaba diyerek sıkı sıkı sarındım montuma.
Karanlıkta Gece anahtarıyla kapıyı açmış ve içeri giriyordu, ona yetişerek ben de içeri hemen girdim. Evin iki katlı olup geniş bir salonu olduğunu görmüş olmam üşüme hissimi daha da artırmıştı. Bu ev ısınmazdı, aslında arabada yatma fikri şu anda çok cazipti.
Gece daha önceden hazırlanmış olan odunları şömineye atmaya başladı hemen. Ben hiçbir şey yapmadan öylece dikildim. Sonra Gece şömineyi yaktı ve salonun daha önce dikkat etmediğim cam bir kapıyı aralayıp dışarı çıktı. Ne yapacağını az çok tahmin ederek ben de dışarı çıktım. Tahminimde yanılmadığımı Gece'nin sigara dumanını görünce anladım ve bir tane de ben rica ettim. Gece başta bana biraz ters baksa da, ki bu sadece iki saniye sürmüştü, sonra lüks sigara kutusunu bana uzattı. İçinden bir tane alıp yaktım ve normalden daha sert olan sigaradan derin bir nefes çektim. Belki psikolojik belki fiziksel, her ne sebeple olursa olsun bu kendimi iyi hissetmeme neden oldu.
Havanın soğuğundan dolayı oluşan buhar yerine burnumdan çıkardığım duman hoşuma gitmişti. Dumanın bu soğukta bu ahenkle dans etmesi hoşuma gitmişti. İlk defa bir duman çekişimin bir anlamı olduğunu düşündüm, bu beni önce gereksiz yere gülümsetti sonra tekrar canım bir duman daha çekti.
Hava ne kadar çelik kadar sert ise gökyüzü o kadar yumuşak bakıyordu yeryüzüne. Yıldızlar tüm ışıltılı elbiseleriyle defile sunuyordu izleyenlerine. Gözlerimi gökyüzünden ayırmadan cam pencereye dayanarak bu görüntüyü doyasıya izledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ KATİL (Askıda)
Bí ẩn / Giật gânBu büyük bir oyundu ve bir piyondan fazlası değildi hiç kimse... Yaşamak için öldürmek, kendi canından olmamak için yaşayan bir ölüye dönüşmek... Devletin herkesten saklanan gizli bölümünde yaşanan bir ölüm-kalım, savaş-barış, aşk-acı romanı. 'Düzen...