/10\ ''Öldürmüş Olabilir Mi?''

661 32 7
                                    

Selams. Nasılsınız? Bu bölümü yazarken başlarda gülüyordum, ama sonuna doğru yazarken fazla ağladığım yerler oldu. Aile konusunda birçok problemim olduğu için, en hassas konumda aile konusudur. Birazcık derinlere inmeden ben, siz başlayın hadi. Ay, vote ve yorumları unutmayın n'olursunuz... Multi; Gözde ve Ecrin. Gözde'nin kim olduğunu anlayacaksınız.  Çok Öpüldünüz ;*

Ertesi günü-Perşembe günü yani-artık sonunda okula gitmiştim. Halama dün akşam eve geldiğimizde uzunca bir açıklama yapmak zorunda kalmıştık. Dünde rezillik oldu, evet. Halama ne iş yaptığını ve çok kilo aldığını söylemiştim. Halam bana, beni boğmak istercesine bakarken, beni yine Ozan ve Berk kurtarmıştı. Sağ olsunlar.

On bir yıllık hayatımda da, ilk defa dersten atıldım bugün. Hoca derse girdiğinde dans etmeye başlamıştım ve hocaya bana eşlik etmesini söylemiştim. Başka erkekler bana eşlik ederken, Ozan tek bir hareketiyle hepsini dağıtmıştı. Hocaya ayrıca kilo aldığını söylemiştim. Biz kadınlarda genetik mi bilmiyorum ama, hoca da bana beni öldüresiye bakışlar atmıştı. O iki hareketimde hoca fazla sinirlenmişti zaten, ama bardağı taşıran son damla da bir fizik sorusunda yapışma konusu anlatırken, 'hocam oldu olacak ırzına geçeydi,' dememle sınıf koca bir kahkaha patlatmıştı. Beni susturmaya çalışan Ozan'la dersten def edilirken, hoca artık bizi kovalıyordu.

"Kuzen ben kendime inanamıyorum ya," dememle Ozan bana bir bakış attı ve kahkahalara boğuldu o an. "Gülmesene ya!" diye cırladığımda, "Kuzen, o an kahkaha atamadım, izin ver-" Lafını bitiremeden yine kahkahalara boğulduğunda gözlerimi devirdim ve ilerlemeye devam ettim. Berk'i sınıfımızın bulunduğu kattaki lobide gördüğümde, yanına ilerlemeye başladım. Ozan'da kahkahalarla arkamdan gelirken, Berk bizi fark etti ve kafasını kaldırarak şüpheyle bana baktı. "Ne yaptın yine?" diye sordu. Gözlerimi yine devirdim ve tekli koltuğa oturdum. "Ne zaman geçecek bu etki? Dünden beri olanlar parça parça aklımda," diyerek feryat ettim. İki-üç gün öncesini zaten hatırlamıyorum. Ama çektikleri videolar sağ olsun, üç gün öncesini merak etmeme fırsat bırakmıyordu.

Sırıtarak bana baktığında, sırıtmasını fark ederek kafamı kaldırdım. "Dün parkta olanları hatırlamıyor musun güzelim?" dedi, güzelim derken özellikle baskı yaparken. Bir an düşündükten sonra elimle yüzümü kapattım. İlanı aşk yapsaydım-ki onu da yapmışım-daha az koyardı. Bana hep güzelim desene ne yav!?

Kahkahaları kulaklarımı doldururken ayağa kalktım ve onlara bakmadan "Ben bir kantine gidip geleyim," diyerek lobinin yanında bulunan merdivenlerden inmeye başladım. Kendi kendimde de sövmeyi de ihmal etmiyordum tabii! "Salak ben! Sa-lak! Ne diye önüne gelen birinden bir şey içersin ki!? Neden yani?" Hoplaya zıplaya indiğim üç katın ardından kotumun arka cebinde bulunan kantin kartını çıkarıp kantin görevlisi olan ablaya uzatarak sıcacık gülümsedim ve "Ablacığım, bana oradan bir kahveyle mentos verir misin?" dedim. Kadın kartımı alarak dediğim şeylerin barkodunu okuturken, bana baktı ve "Kartında para bitmiş," dedi. Elimi alnıma vurdum. Ozan'a kuzen benim kartımdan alabilirsin, derken otuz lirayi bitirmemesini söylemeliydim. "Yanımda para olacaktı, yükleyip geliyorum," diyerek arkamı dönmeye niyetlendiğim an, arkamdan birisi gelerek "Benden geçin," dedi. Kadın yanıma gelenin dediğini yaparken, kafamı kaldırıp bu kişiye baktım.

Gözüm bir yerden ısıracak gibi olduğunda, "Teşekkür ederim," dedim. Bakışlarım hala o kişinin yüzünde, onu tanımaya çalışırken gülümseyerek elini öne uzattı ve "Ben Ömer," diyerek kendini tanıttı. Bende elini tuttum ve sıkarken "Bende Ecrin," diyerek kendimi tanıttım. Onu bir yerden tanıyordum, ama beynimi zorlamadım. Üzerinde bizim okulun tişörtü vardı sonuçta. Muhakkak okulda görmüşümdür.

Artık Benimsin! #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin